DÜNYADA OLUP BİTENLER Süveyş Eski dâvada yeni safha eçen hafta Mısır'dan postalanan bütün mektupların üzerinde şöy- le bir damga vardı. "Süveyş Kanalın- dan geçiş serbestisi teminat altında- Gene geçen hafta, İngiltere ve Fransa tarafından Bırleşmış Millet- ler Güvenlik Konseyine yapılan bir şikâyette ise, şöyle deniliyordu: "Mı- sır, Süveyş Kanalından geçış serbes- tisini tehlikeye düşürmüştü çinde bulunduğumuz şu gunlerde Güvenlik Konseyi, bu ıyı iddiayı da ayrı ayrı dinleyerek, ağır işleyişinin ve içinden çıkılmaz oy sisteminin müsaade ettiği nisbette, tarafların a- rasını bulmaya çalışmaktadır. bulunduğunu ve bundan yeni Başkanlık seçimlerinin arifesin- de dünya barışını tehlikeye düşüre- cek bir durumun yaratılmasını iste- miyor, hem de geri kalmış devletlerin gırıştıklerı devletleştirme hareketle- rini ötedenberi sempati ile karşıladı- ğını ihsas etmek ister bir tavır takı- nıyordu. Bu durum karşısında Batılılara A- merika Birleşik Devletlerinin isteği- ne uygun olarak meseleyı barış yo- luyla çözmek düşüyordu. Bu yolda Mısır'a yapılan ilk tekl_ıf Menzies he- yetiyle yollanmıştır. İlk tekliflerin- de, Londra konferansına katılan 22 devletten 18'i Kanalın milletlerarası bir organ tarafından idare edilmesini istiyor ve Mısır'ı muzakereye davet ediyorlardı. Ancak âsır daha ilk günden Kanalın Mısır idaresi altında sonra da Süveyş'te geçiş sırası bekleyen gemiler Nâsır'ın Sinesinden geçirdiği gemilerle bü- tün Batı dünyasının petrol ihtiyacım temin eden Süveyş Kanalı 26 Tem- uz'da Albay Nasır tarafından dev- letleştirilince Batıkların önünde iki yol açılmıştı: Nasır'ı ya kuvvete baş- vurarak, yahut da karşılıklı görüş- melerle kararım geri almaya zorla- mak.. Başlangıçta, Batılılar, bu yol- lardan birincisini seçmek ister bir ta- vır takınmışlardı. İngiltere ve Fran- sa, Nâsır'ın jestine karşılık sonu si- lâhlı bir çatışmaya gidebilecek kadar sert tepkigöstermekten. Kanal böl- gesine askeri birlikler, uçaklar ve harp gemileri yollamaktan çekinmi- yorlardı. merika — Birleşik Devletleri Batılı dostlarıyla aynı fi- kirde değildi. Birleşik Amerika hem 16 en büyük derdi milletlerarası bir idare altına konul- ması düşünülemeyeceğim söylüyor ve Menzies heyetine red cevabı veri- ordu. Birleşik Amerika bu red cevabı karşısında bile kuvvete baş vurmayı düşünmemiş ve Batılı dostlarını, yeni bir barışçı yol bulmak üzere, ikinci defa Londra'da toplamıştı. Bu top- lantıda doğan nevzadın ismi de "Ka- naldan Faydalananlar Bırlıgı" idi.. Kanatları kırık Birlik ülles'in ilk teklif ettiği şekle gö- re, Birlik Kanalın milletlerarası bırıdare sistemiyle işletilmesini sağla mak üzere Kanaldan gemi geçiren bütün devletlerin katılmasıyla kuru- lacak bir teşkilât olacaktı. Birliğin vazifesi ise Kanalı idare etmek. Ka- naldan geçecek gemilere kılavuz kap tanlar vermek ve geçit ücretlerini top- lamaktı. Bu ücretlerin hak ve nisfet kaidelerine göre kararlaştırılacak bir kısmı. Kanalın bakım — masraflarına ve transit işlerinde göstereceği ko- laylığa karşıhk olmak üzere, Mısır'a bırakılaca Teklif, bu şekliyle Menzies heyeti- nin yaptığı tekliften, hatta Kanalın devletleştırılmesınden önce Kumpan- ya tarafından tatbik edilen sistemden farksızdı. teklifi de, daha açıklandığı ilk gün- den, bir harp tahriki olarak karşılı- yordu. Bundan başka, İkinci Londra Konferansına katılan onsekiz devlet temsilcileri de Dulles'ın plânına ka- yıtsız şartsız katılmak taraflısı gö- rünmüyorlardı. Bunlardan bir kısmı kendilerinde Parlamentolarına danış- madan böyle bir Birliğe katılmak se- lâhiyeti görmüyorlar, bir kılanı da plânın Mısır'a zorla kabul ettirilmek istenmesinin sonunda Mısır'ın kanalı bu devletler gemilerine kapaması ve- ya silâhlı bir çatışmaya kadar gitme- sinden korkarak meselenin Birleşmiş Milletler'e sunulmasını istiyorlardı. Bu çeşitli endişelerin ve her ne ba- hasına olursa olsun Londra'da barış- çı bir hal tarzına varmak gayretle- rinin çarpışması sonunda, — onsekiz devlet, kolu kanadı kırık bir birlik kurulmaktan öteye gidememişlerdi. ondra'da varılan karara göre, gerçı böyle bir birlik kurulacak, an- cak bu Birliğe üye devletlerin arma- torlerı Kanaldan geçiş için, Birlik hizmetinden faydalanmak — zorunda bırakılmayacaklardı. Yani i - hipleri, gemilerini, isterlerse Birliğin klavuzlarından — faydalan geçiş ücretini Birliğe naldan geçirebileceklerdi. Bu takdir- de. Mısır idaresinin — kılavuzlarını kullanmakta ve geçiş ücretlerini Mı- sır'a ödemekte serbest kalıyorlardı. Fransız ve İngilizlerin hiç de bü- yük bir memnunluk göstermeden ka- bul etmek zorunda kaldıkları bu plân, . Başlangış- taki plân, ücretlerin Birliğe ödenme- sini derpiş etmek suretiyle, Nâsır'ın Kanalın devletleştirilmesinden um- duğu mali faydayı ortadan kaldırmak gayesine matuftu. Halbuki şimdi ar- matörler geçiş ücretini istedikleri ta- rafa ödemekte serbest bırakılıyor ve ilk gaye bir tarafa atılarak, unutu- luyordu Londra'dan New York'a Gene Londra Konferansının so- nunda varılan kararlardan biri de, meselenin, Birleşmiş Milletler'e ancak uygun görülecek bir zaman götürülmesiydi. İngiltere ve Fransa, konferansa katılan devlet- lerden bu kararı almalarını isterler- ken, uygun görülecek zamanın bu ka- dar yakın olacağını kestırememışler— di. Ancak kendilerinden Önce Mısır'ın AKİS, 6 EKİM 1956