nanlar Sovyetlerin resmi rakamla- rına dayanıyorlardı. Halbuki bu ra- kamlardaki propaganda payını he- saba katmak lâzımdı. Sonra Sovyet istihsali bir savaş istihsali idi. İstih- salin halkı refaha kavuşturmadığını tahmin etmek için bazı sebebler var- dı. Son Poznan ayaklanmasının ek- k yüzünden çıktığını — komünist makamları kabul etmişlerdi. Moskovanın Polonya Komünist Par- tisindeki başlıca temsilcisi — sayılan Edward Ochab Polonyanın altı yıllık plânının yeteri kadar kömür ve yi- yecek istihsali mevzuunda — başarı- sızlığa ugradıgını itiraf etmekle kal- mamış, bu plânın hedefi olan ücret artışının da ancak yüzde 50 nisbe- tinde gerçekleşebıldıgını belirtmişti. Gene onun ifadesine göre Polonya Istatıstık Bürosu gerçek ücretlerin e 27.6 nisbetinde arttıgını Mer- kez Komitesi'ne bildirdiği komitenin yaptığı tahkikata göre bu altı yıllık plânın ta thıkı sırasında artış ancak yüzde 13 id Birçok Amerikan makamları Sov- yet istatistiklerini doğru kabul edi- yorlar ve korkuyorlardı. Fakat A- merika Dış İşleri Bakanı Dulles ım geçenlerde söylediğine Ameri ka Birleşik Devletlerinin ıstıhsalı 400 milyar dolar kadardı. Bu, ovyetler Birliği istihsalinin tam üç misli" i- di. Birleşik Devletler Çalışma Bakan- İğının 1047 yılında yayınladığı bir incelemeye göre orta halli bir A- merikalının hayat seviyesi, haftalık kazancının satın alabileceği şeyler bakımından, orta halli bir Rus işçi- sininkinden yüzde 1000 fazla idi. Ay- ni Bakanlığın - 1951 de yayınladığı teferruatlı bir mukayeseye göre bir Amerikan — işçisinin 100 dakikalık bir çalışma karşılığında satın alabi- leceği bir "sepet yiyeceği" satın a- labilecek kadar para kazanması için bir Rus işçisi 769 dakika çalışmak zorunda idi. Mesken durumu da iyi değildi.. TUmumiyetle bir odada bir aile prensibi hâlâ yürürlükte idi. Moskovanın mesken — durumu dakinden belki de daha kötüydü. Le- ningrad'da her dairede ortalama on iki kişi yaşıyordu. Gene bazı kimselerin — kanaatına göre bütün diktatörlüklerde olduğu gibi Rusyada da istihsal durumunun iyiye gitmesi lâzımdı. Çünkü devleti idare edenler bir takım ufak hesap- lardan uzak kalarak ve müstehlikin ne istediğine — aldırmıyarak — kendi plânlarına göre yatırımlar yapar, fabrikalar kurarlardı. İhtiyaç hisset- tiği herşeyi kıt olarak bulabilen bir memlekette bundan başka çıkar yol yoktu. Plânlamada yanlışlığa düşül- mesi ihtimali pek öyle korkulacak bir şey değildi. Yanlış yapılmış bıle olsalar yatırımlar bir m faydalı hale geleceklerdı Boyle du- şünenlerin — aldandıkları — apaçıktı. Çunku zaten ihtiyaç duyduğu şeyle- ri kıtıkıtına temin eden Rusya gibi bir memleketin böyle hatalara ta- hammülü olamazdı. Böyle bir memle- AKİS, 6 EKİM 1956 İspanya'da turistler Altın yumurtlayan tavuk ket gıda ıstihsalinden bir kısım işgücü — ve mayeyi dev baraj- lar ve çe lık fabrikaları — inşası- na çekerse mılyonlarca kişi bu "yan- lış yatırım", "faydalı,, hale gelinceye kadar açlıktan kırılab rdi. akat Demirperde gerisinde hüküm süren düşünce tarzı hâlâ yukardakinden başka türlü değildi. İspanya Amerikan yardımı Ispanya'nın iktisadi durumu — son günlerde gayet yavaş, fakat — de- vamlı surette düzelmeye yüz tuttu. Bu düzelme gayet tabii izafiydi ve başlangıcı Amerikanın — İspanyaya yardımda bulunmayı kararlaştırma- sına tesadüf edıyordu İspanya iler- lemesine rağmen Avrupanın en geri memleketlerinden biriydi. Herşey den evvel tabiat İspanya'ya çok cö- mert davranmamıştı. Avrupa'nın en kuru ve en kaprisli iklimi Ispanyaday dı. Kötü mahsul yılları, iyilerden daha tabii sayılıyordu. Adam başına dü- şen miltf gelir yılda 255 doları geç- ordu.. Bu rakkam — komşusu DEMET Aylık Eğitim ve Öğretim Dergisi Isparta'da Göller Bölgesi Köy Öğretmenleri Derneğince çıka- rılır.. Köyün ve Öğretmenin dâvalarını savunur. Sayısı 35, yıllığı 400 kuruştur. OKUYUNUZ İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Fransadan 3. Amerikadan ise 7 de- fa daha aşağı idi. — Aşırı fakirliğin yanı başında zengin, müsrif ve hod- kâm azınlık bulunmaktaydı. İs- panya halkının 20 83 üne milli ge- lirin ancak 1/3 ü düşüyordu. Geri kalan 2/8, X 17 nısbetındekı ekal- liyetin hissesiydi. Bu nisbetsizlik me- deni bir memlekette görülmüş şey değildi. Hükümet cihazı, geri kalmış bir memleketin bütün — hususiyetlerim benimsemiş bulunuyordu. Rüşvet, 0- lağan bir şeydi. Enflâsyon alabildi- ğine gidiyordu. Tahditlere rağmen dış ticaret açıkları gün geçtikçe ar- tıyordu. Bütçe açığı son derece bü- yüktü ve iştahlı enflâsyonu emziri- yordu İspanyol işçileri sefalet içindeydi- ler. Hayat seviyesi, 1936 ya nazaran v 10 - nisbetinde — düşmüştü. İsçi, sınıfı arasında memnuniyetsiz- lik artmıştı. Endüstri gayet eski ve iptidaiydi. Hele İspanyanın yolları, vrupanın en kötü yollarıydı. Bu sefalete rağmen İspanyanın övünebi- leceği bir şey vardı: Sosyal sigorta servisleri.. Bu teşkilât kaza, sıhhat, ihtiyarlık, aıleye ve evliliğe yardım gibi riskleri geniş ölçüde örtmektey- di. Bu sistem katolik pederşahi zih- niyetin bir tezahürüydü. Fakat işçiyi sefaletten kurtaramamıştı. Esasen grev ve hür sendikalar yasaktı. Bu durum karşısında İspanyanın iktisaden bir iyiliğe gittiğini iddia etmek belki biraz garipti. Ama ne de olsa bu bir düzelmeydi ve du- rum eskisinden biraz daha iyi gö- rünüyordu: Enerji, kömür ve demir istihsali artmış, yol durumu biraz olsun düzelmiş, zirai sahada sula- maya ve yeni metodlara ehemmiyet verilmişti. — İstihlâk maddeleri — bi- raz olsun bollaşmış, turizmin geliş- mesi döviz sıkıntısını kısmen azalt- mıştı. Şçi evi inşaatına da hız verılmış- ti. 1955 yılında tamamlanan işçi e miktarı 46523 ü bulmuştu. 1956 so— nunda 60 bin ev daha işçilere teslim edilmiş olacaktı. Bu, iki sene kadar önce.. İspanya için bir rüya sayılı- yordu. Bu iyiye gidişin belki de tek fak- törü amerikan yardımıydı. Iktısadın düzelmeye yüz yardımıyla yaşıttı. u yana Üsler inşaası için İs- panyada 400 milyon dolar harcamış- tı. Ayrıca, askeri yardım olarak 112 milyon dolar vermişti. Bu sene dımın yekun da 100 milyon dolar- dan aşağı olmiyacaktı. Böylece as- keri ve siyasi sahada değil, iktisadi sahada da kabuğuna çekilmesi son buluyordu Ispanya, dunyaya açılı- Modern ayı ve zirai me- todlar, Ispanyaya gırmeye başlıyor- M fih, İspanya halen fa- kir bir ziraat memleketı olmaktan ılerıye gidememişti. Memleketin sanayu pek yavaş ılerlıyordu Bü- tün ümitler, anın İspanya- ya geniş ye uzun vadeli yardımda bulunmayı vaad etmiş olmasına bağ- h bulunuyordu. 15