ZABITA Tuncay serbest bırakılmıştı ama tahkikat başka cephelerden devam ediyordu. Maktul İbrahim'in karısı ve bu arada cinayet gecesinin saba- hı kızının evine gelen kaynanası sor- guya çekiliyordu. Bu sorgu bütün bir gün ve gece devam etti. İstan- bul Cinayet Masası şeii bilhassa kay- nana Fatma Demirci'nin gözlerinde- ki acayip parıltı üstünde duruyor- Nıhayet Fatma Demirci'nin ağzın- dan şu sözler duyuldu: Katil benim, artık yakamı bı- kın!" Muhatabı önce bu itirafa inanmak istemedi. Fakat Fatma Demir, ilk itirafın verdiği bıı' rahatlıkla herşeyı anlatacağını söylüyordu. Önce, cina- yeti ışledıgı tabancanın saklı bulun- duğu yeri soyledı "Evinde soğan sepetinin içindedir. Gerçekten tabanca soğan sepeti- nin içindeydi. —Ertesi günü Fat Demir, büyük bir sogukkanlılık ı- çinde Emnıyet Müdürlüğünde gaze- tecilere hadiseyi anlatıyordıı Ama nedense, anlattığı hikâyede bazı ka- ranlık noktalar eselâ ken- dini haklı çıkaı'abılmek için öldürdü- ğü damadı İbrahimin kızına anor- mal bazı cinsi tekliflerde bulundu- ğunu, hatta tabanca tehdidiyle bu- nu yaptığını iddia ediyordu. Halbu- ki sonradan doktor raporu bu hu- (slusun doğru olmadığını ortaya koy- u. Fatma Demir, cinayeti işlediği ta- bancanın damadının tabancası oldu- ğunu, bunu onbeş - yirmi gün ön- ce kızı Sevim'e yardım ederken ya- -aklarının altında bulduğunu, dama- dı zını tehdit edemesin diye tabancayı oradan aldığını, — de- nize atmak istediğini ama buna bir türlü imkân bulamadıgını söylüyor- du. Cinayet gecesi de bu tabancayı denize atmak maksadıyla beline sok- Ama içinden bir ses onu kı- zının evine gitmeğe zorlamıştı Yok- sa, kızı Sevim ona, o akşam koca- sının eve metresini getıreceğını fa- lan söylememişti. İçinden gelen bir ses, onu bu eve çekmişti. Sonra te- sadüfen kömürlüğün penceresini a- çık bulmuştu. Elinde de — yumurta sepetı vardı. Her gün, bir zafiyet geçirmiş olan kızına taze yumurta getirirdi. O yumurtaları da vermek istemişti. Nedense kapıdan da gir- mek istememiş, eve tesadüfen açık pencereden girmişti. Gene tesadüfen ayağında altı kauçuk pabuçlar var- di ve hiç gürültü çıkarmıyordu. İş- in içinde karanlıkta dolaşır- mırıltılar gelmişti. him, birisiyle sevişiyordu. ve gülüşme sesleri duyuluyordu. Da- madının seviştiği kadmı Fatma De- mir tanımıyordu. a kızının e- vinde neler oluyordıı" Ustelık bu kadın, kızının da aleyhınde atıp — tu- tuyor, onu bir çingeneye benzetiyor ye ancak hizmetçiliğe lâyık görüyor- du. Bu sözler, bu sesler Fatma De- mir'i kudurtmaya yetmiyormuş gibi üstelik damadı da bu meçhul kadı- 26 Ayser Özbekler — Kurban nın sözlerini tasdik ediyor, ona ka- rısını boşayacagını, kendisini alaca- ğiını söylüyorı Fatma Demır bundan sonrasına dayanamamış, birden odanın kapısı- nı açmış, elektrik düğmesini çevir- miş ve belinden çektiği tabancanın namlusunu damadı ile meçhul — ka- dının üstüne çevirmiş, bütün kur- şunları üzerlerine boşaltmıştı. Sonra da sessiz sedasız, gene gel- diği yerden çıkmış evine gitmişti. Bu işleri o kadar çabuk yapmıştı ki üst katta uyuyan ve silâh sesleri üzerine aşağı koşan kızı Sevim bile kendisi- ni görmemişti. Evine döndüğünde pişman değil- miş ama üzüntülü imiş. Ertesi sa- bahı da zor etmiş. Sabah 8.30 da hiçbirşeyden haberi yokmuş gibi tekrar — kızının evine gitmiş. İkisinin de öldüğünü duyun- ca rahatlamış. Suçunun meydana çıkmıyacağını ummuş. Ama sorgu esnasında başkasının suçlandırılma- sından, başkasının günahına girmek- ten korkmuş "Ali dayıyı yiyen kurt urada. Boş yere başka kurt mayın" diyerek itiraf etmiş. Fatma Demır pışman değilmiş a- ma, Üüzüntülü imiş. Kızının rahat yuvasını yıkmış, torunlarını baba SIZ bırakmış Sonra gazetelerde res- mini görmüş, öldürdüğü kız da gü- zelce ımış, yazık olmuş Çankırı'nın Ildızım köyünden olan 55 yaşındaki Fatma Demir ve kızı Sevim'in ifadelerinden çıkan mana- ya göre fakir bir muhitte yetişen Se- vim an sekiz yıl önce Numune hastahanesınde hemşire olarak ça- lışırken Şoför — İbrahimle tanışmış, evlenmişler. - Bağlarbaşında bir ev tutmuşlar. Zamanla İbrahim'in iş- leri düzelmiş. — Yeldeğirmenindeki cinayetin işlendiği eve taşınmışlar evim ma' akımdan rahata kavuşmuş. kocası ile de aralarında ilk geçimsizlikler baş- lamış. İçlenen ve zaten za, ayı dın olan Sevim zafiyet geçirmiş. Bu arada kocası ise dışarıda gonul ey- liyormuş. Derken hikâyenin ıçıne Ayser karışmış. Kızının rahatın! yice bozulacağını anlıyan Fatma Demir de bir sürü tesadüflerin sonun- da İbrahim ile Ayfer'i vurmuş. Velhasıl geçen haftanın son gün lerinde İstanbul'da Kadıköyünde ış- lenen bu cinayet, yerli ülımlerımızın senaryolarına taş çıkartacak bir odram havası içinde Adalete ıntıkal etmiş bulunuyor. Bakalım mahke me safhaları daha neler gösterecek T. AKİS, 6 EKİM 1956