karşılanmalıydı. Bununla için de uzun ve kesif hazırlık gerekiyordu. Ancak son kanunlar muvacehesinde "teza- hürat" nasıl yapılabilecekti? Eğer i- dare, Muhalefete gösterdiği muame- leyi Iktıdara göstermezse muhakkak ki çok fena bir not alacaktı.' Adnan Menderesin Egede on gün kadar dolaşacağı yazılmıştı. — Fakat Başbakanın işleri çoktu. Maliye Ba- kanlığının yorucu mesaisini omuzla- rına almıştı. Parti meseleleriyle de meşguldü. Üstelik, İstanbulu da imar ettiriyordu. Sonra, Zaferin bahsetti- ği "nazik dış meseleler" vardı. Bütün bunlardan baş alıp da Başbakanın bahis mevzuu seyahate çıkması ko- lay olmayacaktı. /_Xnkarada sükünet şte bütün bu sebeplerden dolayı- dır ki bu haftanın ortalarında si- yasi faaliyet Ankaranın dışına kaydı. aşkent, mütad yaz tenhalığına ye- BAŞKANLARI VE iirkiye Büyük Millet Meclisinin 5.8.1956 tarihli toplantısında, 0zalp hâdisesi yeniden ele alınmış, fakat bu sefer hiç eklenmeyen yepyeni iddialar ortaya- atılmışlar. D.P milletvekilleri — tarafından, 1943 yılından beri ilk defa, Cumhurbaşkanı Ismet İnönü'nün de bu suçta öldürmedir- iştiraki olabılecegı ılerı , sürülmüş, açılacak olan Meclis soruşturması- nın ona da teşmili istenmiştir. Şimdi, hadisenin bir siyasi, bır hukuki cephesı vardır. Bizim bur: da ıncelemek ıstedığımız, hukukı cep hedir. İnön e bir alâ- kası var mıdır, yok mudur? Siya- si cephe odur. Eski Cumhurbaş- kanının siyast muarızlarının kendi- sini şaibeli göstermek istediklerine şüphe yoktur. Bilerinde ne delil bu- lundugu da yakında anlaşılacak ve umumi efkâr hükmünü verecektir. Fakat bu mevzuda umumi efkârın hükmünden başka hüküm olabilir mi? lâ, şu basit nokta muhalif olsun, muvafık olsun- herkesin gö- zünden kaçmış ır: ayasamızın hükümleri karşısında, hurbaş- hakkında — herhangi sebeb -vatana hiyanet halt müstesna- Meclis soruşturması aç- mağa imkân yoktur. Binaenaleyh, eski Cumhurbaşkanı İ et İ önü hakkında ve da. Anay ku- ku çiğnemeksizin, Meclıs soruştur- ması yapmak, mümkün değildir. İşte bu durum, her şeyden önce, 15. 8 1956 tarihli Meclıs müzakerele- rinin ve soruşturma kararının hu- kuka uygun olup olmadığı mesele- sini ortaya çıkarmaktadır. AKİS, 8 EYLÜL 1956 niden girdi. Bunun en aşağı Kasıma kadar süreceği anlaşılıyordu. Son- baharda hareket merkezi yeniden Ankara — olacaktı. Gözler bilhassa Muhalefetin gezilerine çevrikti, On- lar vesilesiyle iktidarın tutumu an- laşılacaktı. Kasımda ise, milletvekil- leri döndüklerinde yeni yeni hadise- lerle karşılaşmamız mukadderdi. Şimdi söz seçmenlerındı Unutulma- alıydı ki meşhur "seçim sathımai- li"ne girmemize pek az zaman kal- mıştı. Muhalefet Yeni gelişmeler eçen haftanın sonunda C.M.P. G İdare Kurulu — Ankarada toplanırken bir çok C.M.P. li, bilhas- sa Osman Bölükbaşıya hitaben yaz- dıkları mektupların ne tesir yarata- cağını düşünüyordu. Hakikaten CM. P. Genel Başkanı, sadece seçmenle- MECLİS T urkıye Büyük Millet Meclısının 15.8.1956 tarihli ruzn: göre, müzakere konusu olan madde, merhum İsmail Hakkı Çevik'in iti- razı, yanı eskı Içışlerı ve Millh Sa- Bak: rı hakkındaki tah- kıkat talebi ıdı Esasen, Anayasa- mızın ve Meclis İç Tüzüğünün sa- rih hükümleri karsısında, Meclis soruşturması sadece ve münhası- ran Bakanlar hakkında asılabilirdi. Fakat, iktidar partisi milletvekilleri yalnız eski Bakanlar üzerinde ko- nuşmaları gerekirken, -eski Cum- hurbaşkanı hakkında Meclis- so- ruşturması açılamıyacağını tama- men unutarak-. İsmet İnönüyü de ağır seklide itham etmişlerdir. An- cak, tasvip edilmese bile, onların bu —davranışlarında ve sözlerinde Anayasaya aykırı hiç bir cihet yok- tur. Çünkü, Meclis İç Tüzüğünün hükümleri mahfuz almak şartile soz hurrıyetının yegâne sınırsız ol- uğu yer ,. Meclis kürsüsüdür ve milletvekilleri oradan diledikleri gi- i konuşabilirler. Sözleri, Anaya- saya aykırı olsa veya suç teşkil et- se bile. sorumlu tutulamazlar. Bununla beraber, Meclis Başkan- lık Divanının, Özalp faciasında es- ki Cumh urbaşkanının sorumlulu- ğu bulunup — bulunmadığını Meclı- sin araştıramıyacağını -bun kili olmadığını- belirtmesi ve bu se— bebe dayanarak İnönüyü itham e- den milletvekillerinin sözlerini kes- ruzname dahilinde eylemesi bekle- eski Cumhurbaş- kanı hakkında Meclis soruşturma- sı açılamıyacağı, herkes gibi Baş- kanlık Divanının da gözünden kaç- mış, muhalefet — milletvekilleri de bu hususu ona hatırlatmamışlardır. Bu konuda gerekir ki, nının, haiz olduğu kullanarak hat müdahale etmemiş olması da müm- kündür. kanlık Divanının rasındaki kümlerine aykırı sayılamaz. gelince: Cumhurbaşkanı soruşturması açıldığı seydi, yasanın ağır bir ihlâlini teşkil ede- cek ve hukuken bâtıl olacaktı. kat kararda, eski Cumhurbaşkanın- dan hiç bahsedilmeyerek, ler" hakkında mıştır nin umumi temayülü ne olursa ol- sun, Meclisin bu soruşturma kara- rı da -ihtiva ettiği kelimeler itiba- riyle- Anayasaya aykırı Çünkü, yasanın ve İç Tüzüğün hükümlerine uygun eski her zaman mümkündür ki davranışlarıdır ki, bir rejimde bulunup bulunmadığı- nı ispatlıyacaktır. YURTTA OLUP BİTENLER rinden değil, bilhassa partililerinden bol bol mektup alıyordu. Bahis mev- zuu olan uhalefet partileri ara- sındaki işbirliğiydi ve herkes fikrini söylüyordu. İşbirliğine aleyhtar olan— ların varlığı hissediliyordu, fakat nun lehinde vaziyet alanların sayısı— nın Osman Bölükbaşıyı derin derin düşündürmemesi imkânsızdı. Ustelik lehteki mektuplar,gözleri açacak mahiyetteydi. Osman Bölükbaşı şehirlerden gelip geçiyor ve her yerde tezahüratla kar- şılanıyor, — sevgi, alâka — görüyordu. Fakat kendisi ayrılınca ne oluyordu ? İste, mesele buydu. Zira Bölükbaşı bir seldi; asıl haber kumdaydı. Mek- tuplardan anlaşılıyordu ki halkın Bölükbaşının şahsına gösterdiği ya- kınlık ile C.M.P.ye karşı olan hisleri arasında dünyalar kadar fark vardı ve partinin Genel Sekreteri Abdur- rahman Boyacıgiller bir hayal âlemi içinde yüzüyordu. C.M.P. nin tek ba- TAHKİKATI Alp KURAN ayrıca işaret etmek Meclis Başkanlık Diva- takdir hakkını tiplerin — sözlerine Binaenaleyh, Meclis Baş- müzakereler sı- davranışı İç Tüzük hü- Meclisin soruşturma — kararına Eğer bu kararda, eski hakkında Meclis tasrih edil- bu karar, şüphesiz ki, Ana- Fa- "Mesul- soruşturma isten- Bu sebeple, iktidar partisi- sayılmaz. ıbaresının Ana- emredıcı olarak sadece Bakanlara inhisar ettırılmesı "mesuller" Şimdi bütün mesele, bu "mesul- ler" ibaresinin şümulüne eski Cum- hurbaşkanının da ithal edilip edil- miyeceğindedir. rı hakkında hiçbir retle Meclis mıyacağına göre, edilmemesi ve önümüzdeki haftalar zarfında Özalp hadisesini cek olan Meclis Tahkikat Komis- yonunun bu noktayı daima göz ö- nünde tutarak çalışması gerekir. Cumhurbaşkanla- şekilde ve su- soruşturması yapıla- her halde ithal inceliye- İktidar partisinin bundan sonra- Anayasa içi