bulunduğu gibi, vatandaşın küçük dertlerinin üzerine egıle cekler de vardı. Hepsinin gayesi bir CHP. ik- tidarının eski ve tek parti iktidara ol- mayacağını, Demokrasiye gönül rıza- sıyla geçen bu partinin artık eski def- terleri kapamış bulunduğunu, zaten doğrudan doğruya vatandaşlarla te- ması kolay olmayacaktı. C.H.P. liler bilhassa kendi partileri ileri gelenle- rine fikirlerini anlatacaklar, kongre- lerde konuşacaklar ve seslerini basın vasıtasıyla duyuracaklardı. Ancak hepsi) basını hadiselerden günü gü- DAVALARI durumumuz hakkında, bir kanaat sahibi olabilecekleri gibi tabloyu saklamak sure- tiyle dâvalarımızın seyrini takip imkanını da bulacaklardır. Dâva Tatbiki istenen tarihi kanun 1954 Türk Ceza Kanunu (Madde : 161) 6732, 6733 devletı cıddıyette idare edecek parti- n de CH uğunun anlaşıldığı- nı vatandaşa telkın etmekti. r parti, kendı gezısıne bir isim takmıştı C.H.P.liler "Sohbet gezisi" diyorlardı. C.H. P. heyetlerı daha zi- yade milletvekili olmayan şahsiyet- lerden teşekkül edeceği için bunların AKİS, 8 EYLÜL 1956 İddia Dr. Sarol un şeref tecav neşriyat ve heyecanına se- maksadı maksadı Başvekil Adnan şüphe ve suizannı sıfatı hala olanlar edici neşriyat Duruşmada nüne haberdar etme işini, meselâ Kasım Gülek kadar iyi şekilde yapa- bilecekler miydi? Mesele oydu. Gaze- telerin Şemsettin Günaltay gibi şah- siyetlerin faaliyetiyle kendiliklerin- den alâkalanacakları onun katine en kuvvetli muhabırlerım ve- recekleri şüphesizdi. Ötekiler iyi bir Son Durum YURITA OLUP BİTENLER organizasyon yapmak zorundaydılar. Zira şu eylül ayında o kadar çok po- litikacı geziye çıkacaktı ki gazetele- rin bunların hepsine muhabir ayır- maları imkânsızdı. Gazetelerde bah- sedilmeyecek gezilerin ise Türkiye çapında sayılamayacağı muhakkak- Hür. P. ise, ge- zilerine "vazife ge- zisi" Hü daha ziyade millet- vekillerinden teşe kül ediyorı_lu. Ana- yasaya jre her milletvekili sadece bölgesinin değil, bütün milletin Ve- kil! olduğuna göre Hür. P. ileri gelen- lerinin yurdun dört bir tarafındaki va- tandaşla temasın- dan daha tabii bir şey olamazdı. Bu, Zafer'in şikâyet et- tiği gibi, elbette ki. bir formüldü. Mak— sadın Hür. P. n verilen Dairesi fikirlerini yaymak Dâvaya oldugu muhakkak- Ama bir De- mokrasıde partıler için bu, en tabii hak değil mıydı ? cezası- Zaferi tatmin için 1 ayrıca ödeme- Gezilerin, bilhas- sa son kanun- ların garıp tatbik- leri ünden Za- temyiz lendireceği mu hakkaktı. Hadise çıkarmak için can atanların mevcu- diyeti — unutulma- malıydı. Bu bakım dan hatiplerin, da- na sözlerinin ba- şında dinleyicileri- nin kafasına ir hususu sokmaları iyi olurdu: 1958'e r D.P. İkti- memleketin meşru iktidarıy - dı ve bunu böyle- ce bilmek Hakikaten D.P., yapılan bütün şika yetler rağmen tam bir meşruiyet ıçındeydı 1950'de illetin serbest reyile dört sene ıyın iş başına geti- rilmişti. Bu dört senenin sonunda, kendisini gayrı meşru vaziyete geti- recek hiç bir savsaklamaya teşeb- büs etmeden bir serbest seçim daha yapmıştı. O seçimlerde de mılletın ekserıyetı kendisini bir dört çin daha iş başında tutmak ıstedıgını 7