DÜNYADA OLUP BİTENLER kadar kuvvetli hissetseydi, — şüphe yok ki, EO n bu teklifini olduğu gıbı kabul eder ve Kıbrıs'a barışı ge- için tedhişçileri ını zemini arardı. Ancak İngiltere tedhişçilerle hiçbir surette anlaşma yapabılecek durumda de- gild Orta Doğudaki —menfaatle- rini bir amanlar Kıbrıssız da koru- yabılecegını duşunerek EOKA'yı şı- rtıp bu hale getiren İngiltere, bu- Süveyş Kanalının idaresi de dostluguna ve sözüne venı olma- yan Mısır m elıne geçtikten sonra, Kıbrısı er veya geç elden çıkaracak bir anlaşmaya yanaşamazdı. ki, tedhişçilerin son mukavemeti de kırılmak üzereydi. — Kıbrıs işleriyle yakından ugraş anların söylediğine göre Grivas'ın elinde elli, altmış kişi- den fazla silâhlı kalmamıştı. EOKA- cılar mukavemete devamda israr e- derlerse bu ellı, altmış kışınin pek yakında sıfıra inmesi işten bile değil- di. Grivas tarafından pılan barış teklifini - kabule yanaşmak adaya barışı getirmekten ziyade, tedhişçile- in zaman kazanıp ılerde yenıden a- danın başına belâ kesilmelerine ya- rayacaktı. Su halde şımdıden tedhiş- çilerin kökünü kazımak için bunlara hareketlerine devam imkânı verilme- li, temizlikten sonra da adaya İngil- tere'nin işine en elverişli bir statü verilmeliydi. — Aksi k tir de yani OKA ayakta kaldık İ Halbuki, bundan böyle, Kıbrıs'ı Ingıltere nin elinden alacak hiçbir formülün değil karar- laştırılması, duşunulmesı bile bahis zdı. mevzuu olama!: Ancak İngiliz Hükümeti bütün bu hus usları açıklıyamaz, — tedhişçileri temızl ye karar verdiğini, ba- OKAnm barış teklifini ka- bul etmeyecegını soyleyemezdı Dünya l efkârı önünde bu işi alnının akıyla başar abilmek için yapabilece- ği y vardı: Tedhişçilere kabul etmeyeceklerı mukabil bir teklifte bu- lanmak. eklif de ancak onları silâhlarını teslıme davet etmek ola- bilirdi. İngiltere'nin ustaca yaptığı bu he- sapların yanlış olmadığı gecen haf- talar içinde anlaşılmıştır. Sır John Hardıngm sılahlarını teslime davet etmesi üzerine, hişçiler, bundan sonra dokul cek kanların mesulıye- tisin kendilerine ait olmadığını ileri sürerek, yeniden harekete geçmişler- dir. Geçen hafta Kıbrıs'ta kan göv- deyi götürmüştür. Bombalar patla— mış, ölenler ve yaralananlar olmuş tur. Ancak bu hareketlerin Ingılız- lerin şiddetli takip ve tedbirleri kar- şısında ne kadar devam edebileceği belli değildir. Herhalde tedhışçılerın mukavemetinin kırılmasına çok k: mamıştır. Pakistanın Büyük Kaybı abık Pakistan Valisi Gulam Muhammet, uzun bir hastalıktan sonra geçen hafta vefat etti. Ha- yatınm son senelerinde, mefluç ol- masına rağmen irade kuvveti ve Pakıstanın istikbaline imanı saye- sinde memleketinin siyâsi hayatın- a aktif bir ro al lam Muhammed 1954 yılında, bir tür- lü Anayasayı hasırlamaya muvaf- fak olamıyan Kurucu Meclisi fes- geniş selâhiyetler almış ve bizzat bir Anayasa kaleme almıştı. Fakat Gulam Muhammed Pakis- tan tarihinde, bu hizmetinden ziya- de 4 senelik Maliye Bakanlığı sı- rasındaki ıcraatıyla yad edılecek- tir. Zira yen iktisadiyatını düzelten, dış ticaret açığını verinde tedbirlerle denkleş- tirmeye muvaffak olan, o idi. Maliye ve Sanayi sahasında bir mutahassıs olarak geniş bir şöhre- te sahip © ulam uhammed, 1947 de Ingılızler çekıldıkten son- ra Ali Cinnah tarafından Pakistan iktisadiyatının temellerini atmakla vazifelendirilmişti.. Gulam Mu- hammed, o tarihe kadar bir teknis- yen olarak kalm mış ve Pakistanın istiklal mucadelesınde hiç bir rol oynamam Devlet adamı olarak şöhretini, Pakistan maliyesini ve iktisadını çalışır hale getirmeye muvaffak 0- k kazandı, Kısa zamanda erış- tıgı bu muvaffakıyet yuzuııde raşili nüktedanlar ona "Maliye Mu— hammed" adını takmışlardı liyakat Ali Hanın katlinden vı Nizameddinin Devlet Reisliğine ge- tirilmesinden sonra, Gulam Mu- hammedin Genel Valılık için tek a- day olduğun! enin şüphesi yoktu. Genel Valı olduktan sonra da kendısını gunluk polıtıkanın dı- şında tutmayı v sir bir ikti- satçı ve ıdarecı olarak kalmayı bildi. Soğuk harbin en şiddetli de- virlerinde bile, Batı taraftarlıgı ile üslüm devlet Pakistanın bir olarak Orta Doğu Islam camiasına ve r Asya devletlerinle karşı mesulıyetleı'ını uzlaştırmaya mu- vaffak oldu. Gulam Muhammed bundan 61 yıl önce. Pencapta fakir bir aile- nin çocuğu olarak dünyaya gözleri- ni açmıştı. Gecen hafta gözlerini kapadığı zaman ıse, memleketine hizmetler İ İ tarihine şerefli bir örnek olarak in- tikal etti. Brezilya Basın düşmanları Bu ndan iki sene kadar önce Bre- zilya'nın başşehrinde, Rio-de-Ja- neiro'da bir suikast yapıldı. Suikas- tin hedef olduğu şahsın ismi Carlos Lacerda idi. Lacerda muhalefetin en ileri gelen milletvekillerinden biriydi ve "Tribuna da İmprensa" gazetesi- nin de sahibi bulunuyordu. Bu gazete hükümete amansız hücumlar yapı- mişti. Gerçekten suikasti yapan senin Cumhurb: n muhafızla- rından biri olması bu iddianın pek de asılsız olmadığını gösteriyordu. ereket versin ki Carlos Lacerda bu suikastten birkaç yara ile kurtul- muştu. Milletvekili ölmedikten ve he- panıp gitmesi, di. Fakat olaylar bu yolda gelişmedi. Halk efkârının naşirlerinden birine karşı yapılan bu hareket, kimin elinde bulunursa bul unsun, gün geçtikçe unutulacağına, geniş yankılar uyandırdı. Hadiseden birkaç gün sonra Brezilyalıların infiali o de- receyi bulmuşt urbaşkanı Getulio Vargas, "kendisine yüklenen bu suçun günahını bütün ö 0- yunca sırtında hıssetmektense ölümü seçtiğini" söyleyerek 23 Ağustos 1954 te intihar etti. Kendi eliyle hayatına son veren Vargas, işlediği son ve büyük hata- an önce. Brezilyalılar tarafından, bilhassa fakir tabaka tarafından tu- tulan bir şahıstı. Bu bakımdan taraf- tarları kendi prestijlerini, ölümünden sonra da onun isminde aramaktan çekinmediler. Vargas taraftarlarının bu tutumu gecen secimler sonunda haklı da çıktı. Brezılyalılar, aradan iki yıl bile geçmeden yapılan seçimlerde Vargas'ın u jestini — affettiklerini göstermek istercesine, na nun halefi sayılan Kubiteshek'i ge- çirdiler. Artık olanlar olmuş, yapı- lanlar unutulmuştu. Ancak yapılanları unutmayan bir kişi vardır. Savunma Bakanı General Taxeira Lott. İşin tuhafı Lott, Var- gas'ı değil, Lacerda'yı affedemıyor- du. Lott'a göre Lacerda Varşas'ın ölümünden sorumluydu. Lott'a göre Lacerda kendisine tertiplenen bir sui- kasti bahane ederek halkı Vargas'a ur- & ün bunla! gibi Kubitschek'in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra geçen yılın son- larına doğru yapılan hükümet dar- besine de parmağını sokmuştu. La- cerda Brezilya için muzır bir insandı. u bakımdan. Brezilya'da barınama- ması gerekirdi. General Lott'un bu tutumu üzeri- ne gerçekten Brezilya'da barınama- AKİS, 8 EYLÜL 1956