S P O R Futbol Milli maç ve Portekiz u satırları yazdığımız sıralarda 5 Portekizle karşılaşacak olan Milli futbol takımımız son hazırlıklarını da ikmal etmiş bulunuyor. Mecmua- mızın çıkışından bir gün sonra, yani pazar günü, Mithatpaşa Stadında Dünya futbol klasmanında pek de e- saslı bir mevkie sahip olmayan Por- tekiz ile boy ölçüşeceğiz. Mevcut öl- çüler her şeye rağmen bizi kâğıt ü- zerinde avantajlı olduğumuz netice- sine götürüyor. Evet, Portekiz yuka- da işaret ettıgımız gibi futbol vadısınde biç bir zaman Macaristan, Yugoslavya, Almanya, Avusturya gi- bi devler arasında sayılmamaktadır. Fakat zaman zaman başarılı netice- ler elde ettikleri de vakidir. Meselâ, Dünya Kupası eleme maçlarında A- vusturya ile 0-0 berabere kalmaları keza altı ay evvel İngilizleri 3-1 mağ- lüp etmeleri bu muvaffakıyetlere bı— rer misal olarak gösterilebilir. Ama ayni Avusturyaya 9-1 ve Isviçreye de 6-2 gibi farklı mağlübiyetlere uğra- maları futbollerinin istikrarsız oldu- ğunu anlatan canlı birer misallerdir. Bu bakımdan maçın neticesi hakika- ten merak mevzuudur. Portekizliler altı ay evvel İngiltereye karşı çıkar- dıkları fevkalâde oyunu bize de oy- namaya muvaffak -olurlarsa netice muhakkak ki lehlerine olacaktır. Fa- kat bizim de futbol tarıhımızde hıç beklenmedik zamanlarda elde'" miş olan büyük başarılarımız Vardır Saha ve seyirci avantajının netice ü- zerindeki rolü hiç bir zaman inkâr edilemez. Umumi kanaat, neticenin Türk milli takımının lehinde olacağı merkezinde toplanıyor. Milli takımın hazırlanışı Sessiz geçen bir haftadan sonra r dünyamızda gene kara bu- çakması, yağmur'un serpelemesi i- İlerde kopacak bir fırtınanın alamet- leridir. Evet, şu anda kalemlerini bi- leyen pek çok yazar milli takımın hazırlanış mevzuuna temas ederek federasyona çatmaktadır. Fakat ha- i bombanın önümüzdeki pazar gü- nu alınacak neticeden sonra patla- ması kuvvetle muhtemeldir. Tapılan tenkidler içerisinde haklı ve samimi olanlar elbette ki ekseriyettedir. Ba- sının ötedenberi ne hikmetse yapmış olduğu ikaz vazifesi, alâkalılarca ma- leyhe tecelli ederse idareciler mes'ul görülüyor. Lehte olursa o zaman da başarı futbolcuların sırtına yükleni— yor ve futbolcular bir anda "aslan, kahraman fatih" gibi erişilmesi güç mertebelere yükseltiliyor. da el- bette ki çek tehlikeli bir yoldur. Za- rarları bugüne kadar pek çok defa görülmüştür. Sırtını kahraman diye şöyle Ur sıvazlayıp sahaya çıkardık- AKİS. 17 ARALIK 1955 larımızı mağlübiyet neticesinde ye- k rin dibine soktuğum da pek çok. defa rastlanan âdi bır Vakıadır. Genç, bu bakımdan moral bozukluğuna uğ- ramakta ve hakiki hüviyetini tanı- makta müşkülât çekmektedir. Çün- kü mevcut ölçüler, kendisini daima bir çıkmaza sürüklüyor. Akis bundan evvelki sayılarında da bir milli takı- mın hazırlanmasında gözönünde tu- tulması icap eden hususlara temas etmiş, federasyonun günahları yanın- da sevapları da olduğunu belirtmişti. Bu tamamen objektif bir görüşün i- fadesi idi. Milli maç arefesinde ten- kidde bulunmanın manen kötü bir te- sir yaratacağına kani olunduğu için şimdiki halde birşey söylememek da- a doğru olacaktır.' Şayet alâkalılar- ca - fikre itibar edilecek olursa - bu husus önümüzdeki sayıda en ince noktasına kadar belirtilecek, Türk takımının Portekiz karşısında elde e- deceği netice daha Pariste Fransa "B" milli takımı ile yapılacak olan maç hakkında bir fikir Verecek- tir. Malüm olduğu üzere Fransa fut- bolu son aylarda büyük bir inkişaf kaydetmiş ve Avrupada — kuvvetini göstermiştir. Kısa zamanda yapıla- cak olan iki milli maçtan elbette ki en çetini Fransa maçı olacaktır. Lig maçları Mithatpaşa Stadının meşhur "L" tribünü sakinleri peşpese sırala- nan yedı golü gördükten sonra ken- di aralarında şöyle konuşyuyorlar- dı: " ğrusu, son senelerde bu kadar kuvvetli bir for hattına sahip hiç bir takım yoktur. İstişare heye- ti milli takıma bu hücum hattını hiç d_egışww Lefterin şut Gol! Fikri ortaya atanlar spor vadi- sinde sözü geçen almalardı. O gün Galatasaray'ın Emniyeti 7 - 1 mağ- lüp edişini görmüşlerdi. Bu kanaat- e belki de Galatasaraylıların bir hafta evvel Vefayı 6-0 yenmelerinin de rolü ölmüştü. Gerçekten hiç de haksız değillerdi. Evet, iki hafta i- çerisinde bir hücum hattı biri, kuv- vetli, diğeri zayıf iki rakibe tam tane gol atmıştı. Bu sayıyı diğer bü- yük rakipler lig'in bidayetinden beri oynadıkları sekiz maçta zor tuttur- dular Galatasaray hücum hattı Ali- nin de iltihakiyle çok kuvvetli bir du- rum arzediyordu. Takım maç kazan- ma hızını elde etmişti. Bundan son- raki rakiplerinin iyi gün görmemesi bu hızın ancak pek tabii neticesi o- urdu. Cumartesi günü Beşiktaş İstan- bulspor'u ancak ofsaytten attığı bir golle yenebıldı Halbuki Istanbul- spor ©o sahaya eksik kadro ile çıkmıştı Netıcenın böyle oluşu Be- şiktaş takımı için bir alarm çanı sa- yılabilirdi. Gerçekten son haftalarda Siyah-Beyazlı takımda bir duraklama göze çarpıyordu. Hücum hattının da- ğınıik futbol oynamasına başlıca se- bep Recep'in son haftalarda form dü- şüklüğü göstermesi idi. Dikkat edile- cek olursa ancak haf hattı eleman- ları gelip gol çıkartıyordu. Sahadan bu sayede galip çıkıyorlardı. Bu da elbette ki bir zaaf sayılırdı Aynı gün Beykoz'un Kas aşa gibi zayıf bir ekiple berabere kalışı lig liderliğinde- ki iddiasını kaybetmesine muhım bir sebep teşkil etti. Hele pazar günü Adaletin Beyoğlusporla berabere ka- lacağı hiç kimsenin aklından geç- mezdi. Hal böyle olunca büyük ta- kımlardan birinin şampiyon olacağını iddia edenler davayı daha şimdiden kazanmış oluyorlardı. Fenerbahçenin Vefa karşısında alacağı netice seki- zinci haftada zihinleri meşgul eden en mühim suallerden biri idi. Vakıa Ve- fa, mevsim İcabı demek daha doğru olacak yaprak gibi dökülüyordu. Ya- pılan bunca transfer, harcanan ast- ronomik paralar arzulanan neticeyi vermemişti. Hoş, rakibi Fenerbahçe de bu sezonda kendi kadrosundaki e- lemanları tutabilmek için tam yüz bin lira sarf etmiş ti. Buna rağmen o da başarıya giden yolu bulamıyordu. Demek ki sadece para, muvaffakiye- te gitmenin sırrı değildi. Bu işi çok daha ucuza yapanlar vardı, İşte Ga- latasaray! Yirmi beş bin lira sarfet- mişti. Fakat durum itibariyle hepsin-, den iyi idi. Fenerbahçe Vefayı neti- e 3-1 mağlüp etmeğe muvaffak oldu. İdareciler hayatlarından mem- nun gözüküyorlardı. Öyle ya Vefaya yenilmek de vardı. İşin garibi, ga- libiyete hiç kimsenin sahip çıkma- ması idi. bir tesadüf müydü? Belli olmadı. Bir sessizlik içerisinde kaynayıp gitti. Güreş İsveç karşılaşmaları Tokyodaki mağlübiyetler ve onu takip eden günlerde İstanbuldal- ranlı güreşçilerle yapılan müsaba 33