KADIN diliyordu. Vakıa dadılara, — metrdo- tellere terkedilmiş zavallı bir öksüz- dü ama biliyordu — ki dunyanın en zengin adamının yegâne — vârisi idi Birgün bütün bu paralar onun bası- na yıkıldı, kaldı; ne yaparsa yapsın, bu parayı bitiremezdi. dönen bir sermayeye sahipti. 18 yaşında ilk balosuna gitti ve gazeteler onun ser- vetinin yekünunu büyük rakkamlarla bas sahifelerine yazdılar. Bu servet 42.077.323 dolar ve 53 sent idi!. "Bob" denilen bu çok güzel mavi gözlü, tombul sarışının etrafını der- hal, rakkamlara — meraklı erkekler sardı. Bir tanesi, rus prensi- Alec Mdivani cidden yakışıklıydı. Barba- radan sektiği paralarla, Barbaraya güzel hediyeler alıyordu. Bu izdivaç iki sene sürdü. Prens spor meraklısı idi, karısını aylarca yalnız — bırakıp polo müsabakaları tertip ediyor ve memleket memleket dolaşıyordu. Bir seyahat dönüşünde, karısına baka- rak: |— Neden bu kadar şişmansın" dedi. Aşık bir kadın için bu sual bir şok mevzun telakki edilebilirdi. Barbara, dünyanın başına yıkıldığını - hissetti ve kocasını cezbetmek için, zayıfla- maya karar verdi. Günlerce ve gün- lerce yemek yemiyor, yalnız kahve ile besleniyordu. -Neticede 15 kilo ve ebediyen sıhhatini kaybetti. İkinci kocası — Danimarkalı bir kont idi. O da asıl o da fakirdi. Ve onları ayıran de, birleşmelerine sebep olan şey yanı Barbaranın mil- yonları oldu! Üçüncü ızdıvacı için Barbara pa- ralı bir erkek seçti. — Artist G Barbara Hutton Hasta zengin 24 Geçinemeyen Anne ve Babalara Mektup B u mektubu yazan kadın meşhur bir psikolog veya meşhur bir mu- harrir değildir. Fransada bir m yucu mektubunu yazan vasiyetinde olan çocukların anne ve mediğini söyleyebilmektir. Bugün 21 yaşındayım ve şimdi i artık geçmıştekı kuçuk kıza hiç benzemi Annı babam uzun zaman- dır ayrılmış bulunuyorlar Romanlarda ve filmlerde — er- keklerin arzusu kadınların saadet hakla! rından çok bahsedil- mektedir, fakat bir çocuğun aşk ihtiyacı pek az mevzuubahis — ol- maktadır. Halbuki bu, bence, his- lerin en kuvvetlisidir Ben şişman, melankolık mah- zun ve silik bir küçük kızdım Dramı, macerayı, esrarı ve bilhas- sa hayali severdim. ben kendimi bildim bileli devamlı surette kav- ga ederlerdi. Vakıa onlar bana iyi baktılar, yedirip ıçırdıler, gıydırıp hediyeler aldılar, paz. pastacıya goturduler ama bugun, geçmışı düşündükçe, duyduğum yegâne arzu birgün, onların bana satın aldıkları bütün şeylerin be- delini ödiyebilmekten — ibarettir. Pasta alamayan, oyuncağı olmı- yan çocuklara acımak şoyle dur- sun, bazen gıpta ederdim Annemle babam kavg ede- dursunlar, ben kafamda tamami- le hayali bir şahsiyet — yaratmış- tım, onun da adı benim gibi Lilia- ne İdi, fakat o bir çocuk değil bir baba kadar kuvvetli ve kusursuz bir anne kadar müşfik bir şahsi- yetti. Ona bütün dertlerimi anla- tırdım. O zamanlar sık sık anne- annemde kalırdım. Ben öteki Lilia- e ile — konuşurken, anneannem endişeyle odaya girer, kendi ken- dinle neler anlattığımı merak e- deceği yerde, başını sallıyarak: Sa: sapan işler yapaca- gına gidip derslerıne ble çalışsana" Anneannem fena kadındı — de- mek istemiyorum. en. Fa- kat bana kalın yun çoraplar giy- dirir ve dizlerimi örten koyu renk- li pazen entariler diktirirdi. An- neannemin nazarında, süsüne me- raklı olmak bir günahtı. eye rağmen anneannemde yaşamayı tercih ediyordum; çün- kü baba evine döner dönmez kâ- buslar da başlıyordu. Babamın eve dönüş saatlerini, korka ile, hesaplardım. Çünkü bu saat dai- Grant. Fakat genç kadın, parası ile erkeklere hakim olmaya çok alışmış- tı. Bocaladı. Kocasını nasıl tutacak- ? Onun hüviyetini tahdide kalkıştı ecmuanın tertip ettiği en güzel kadındır ve yalnızca kendi başından geçen- leri, hissettiklerini ifadeye çalışmıştır. Bir -iddiası yoktur, umid_i kendi babalarına — çocuklarının — söyleye- ma hoşnutsuzluk, münakaşa, ha- zan kavga ve gürültü saati idi!. Yarabbi, çocuktum ama, kavga- lara sebebiyet verecek acemi ha- reketleri, manasız sözleri, yara- lamaktan zevk duyan konuşma tarzını ne çabuk sezerdim!. yku saatinde onlar beni uyu- yor zannederlerdi. — Ben karanlık odamda, yatağımda oturmuş va- ziyette, kulaklarım kirişte, gözle- rim yaşlı, kalbim heyecanlı kor- kudan ve soğuktan titreyerek bek- lerdim. Beklerdim ki, kavga bi- raz daha büyüsün ve koşup gide- yim, sussunlar, barışsınlar diye yalvarayım Gecelerı kavga eden anne ve babalar, bir kavganızı terke- din, sessizce çocuklarınızın odası- na gidin ve uyuyan, sözde uyuyan zavallı çocuklarınızı gizlice seyre- din. Acaba o zaman susar mıiısı- nız?. Ben öyle sanıyordum ki, bir akşam onlar birbirlerini öldürecek- ler. Bunun için her gece yatağım- da, titriyerek nöbetimi — tutuyor, onları nasıl kurtarabileceğimi ta- . sarlıyordum. Belki çok hayalpe- rest olduğumu zannedeceksiniz. Hayır sınırlı bir çocuktum. Bu aile dramı, ben 15 buçuk yaşıma gelinceye kadar devam et- ti. Artık ailesiz, şefkatsız, aşksız ve hevessiz yaşamayı öğrenmiş- .Ya annemlerde — kalıyordum ya babamlarda Ayrılmışlardı. Bu- gunku saadetimi nasıl temin etti- ğimi sorarsanız, bu çok güç oldu. Yalnız kendime ve önümdeki gü- zel hayata inanıyorum. Bugunku saadetim bundan ibaretti Mektubuma başlarken söyle- mıştım, henüz 21 yaşındayım. Ve geçinemiyen anne ve Babalara na- sihat verecek kadar tecrübe sahi- bi değilim. Ve yapmaları icab e- der, bunu muhakkak ki benden iyi bilirler. Saadetin anahtarı varsa, bunu evlerini koruma pahasına bulacaklar, hiç olmazsa biraz da- ha İyi hareket etmeye gayret ede- ceklerdir. Hayır ben onların neler yapa- bileceklerini bilemen. Benim bil- diğim ve ÇOK iyi bildiğim şey şu- dur ki, bir çocuk hissetmek ve 1s- tırap çekmek için, hiçbir. zaman fazla küçük değildir. ve Uç senede ondan ayrıldı rusu, kocası onu bıra Dördüncü koca gine parasızdı. Be- şinci de. Barbara biri ile dört sene o- AKİS. 17 AMALIK 1955 Dos doğ-