YURTTA OLUP BİTENLER du. Söz alanlar Fethi Çelikbaş, Feri- dun Ergin, Turan Güneş ve Enver Güreliydi. Bunların ilk ikisi Avrupa Konseyi toplantısı için Parise git- mişlerdi ve hafta sonunda gelecek- lerdi. Fakat yerlerini başka arkadaş- larına bırakmışlardı. Sözcülerin her biri iktidarı bir mevzuda didik didik edecekti. Böylece didiklenmedik yer kalmıyacaktı. Ancak muhalifler, iyi yerleri alkışlamaktan da geri dur- mıyacaklardı. Ama, tabii, son derece şüpheli bir İlisanla.. Zira hükümet başkanının şahsı, vaadlere inanmayı güçleştiriyordu. Muhalefetin kanaati buydu. Celsenin son derece hararetli ge- çeceğinden zerrece şüphe yoktu, zira hücumlara Menderes göğüs gerecek- ti. Onun konuşması da hiç şüphesiz muhalefet partileri adına mukabele- lere yol açacaktı. O takdirde Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunu da kürsüde görmek hiç kimseyi şaşırtmamalıdır. Ancak Adnan Menderesin konuşma- sının tonunu, kendi Gurubudaki mü- zarekelerin tonu tayin edeceğinden e- ğer Başbakan hakikaten değiştiğini ispat etmek isterse kelimelerini seçe- rek telâffuz edecektir. Mütecaviz ol- mayacak, müdafaada kalacaktır. Za- ten en iyi taktik de budur. Tabii sınırlerı müsaade ederse... Çorap söküğü Gerçi Adnan — Menderes bütün program konuşmasında kabine- lerinin şimdiye kadarki icraatına D. P. gurubunu iştirak ettirmek için bü- tün cümleleri kullanmıştır. Program- larının bu gurup tarafından bütçelerinin bu gurup tarafından tasdik olunduğunu sık sık tekrarladı. Ama gene de, kabinesine itimad al- dıktan sonra bir takım istifaların başlamasına mani olamadı. Yolu açan Emrullah Nutku oldu. Meşrebi gere- ğince gürültülü şekilde istifayı bastı. Fakat onu Muhlis Etenin istifası ta- kip etti ki böyle bir kıymeti kaybet- mek pek çok demokratı derin derin düşündürmeliydi. Idare Gökay esrarı Bir kaç gün sonra Zafer gazetesi Türk basını aleyhinde yeni bi kampanya açarsa hiç kimse şaşır- mamalıdır. Zira kabine meselesinden sonra Gökay meselesi tahmin ve ta- hayyül meraklılarını seferber etmiş- tir. İstanbulun bol sıfatlı valisi, bun- lara son günlerde bir yenisini ekle- miş bulunuyor: Bunu Fahreddin Kerim Gö mazhariyet telâkki edeceğine zerrece şüphe yoktur. Zira sabık akü hasta- lıkları profesörü için prensip: "Ken- dinden bahsettir de nasıl istersen bah- settir" dir. Ama tıpkı hükümetin teş- kiline çahşıldıgı günlerde faaliyetin kalın bir sis tabakasının arkasına gizlenmesi gibi, simdi de İstanbul va- lisinin hareketleri ve esrarlı sözleri hakkında resmi hiç bir açıklamanın yapılmaması bizzat iktidar için fay- dalı değil, zararlıdır. Bin defa tekrar 10 ettik: Demokrasilerde böyle hadıse— ler umumi efkârın gözü önünde reyan eder. Etmezse herkes bir laf uydurur ve en sonunda mesele için- den çıkılmaz bir hal alır, otorite sa- hibi kalması gereken makamların o- toritesi ve itibarı zedelenir. Gökay meselesinde bilinen şudur: İstanbul valisi günün birinde tayya- reye atlamış ve Ankaraya ge]mıştır Ankarada "alâkalı makamlar a gö- rülmüş ve İstanbula dönmüştür. O- rada bir basın toplantısı tertiplemiş, Ankarada valilikten istifasının ka- bul edildiğini, daha doğrusu istifa- sına müsaade olunduğunu dolambaç- l1 kelimelerle bildirmiş, bunun sebe- bini soranlara "ikinci bir basın top- lantısı yapacagım her şeyi orada a- çıklarım" demiştir. Bunun üzerine tekrar Ankaraya davet olunmuş, ha- va meydanından şehre resmi plakalı bir otomobille gelmiş, yeniden "alâ- kalı makamlar" la görüşmüş ve İs- tanbula avdet etmiştir. Orada yap- tığı beyanatta vazifesine devam et- mekte olduğunu bildirmiş, daha fas- la izahat istiyenlere göklü, aylı bir astronomik, daha doğrusu astrolojik cümleyle mukabele etmiştir. FFakat bu arada meşhur "ikinci basın top- lantısı" nı yapabileceğinden de bah- setmeyi ihmal etmemiştir. Bu seyahatleri sırasında basında bir takım rivayetler de çıkmıştır. Bunların birincisi Paris Büyükelçisi Numan Menemencioğlunun tekaüde sevkedileceği ve yerine Fahreddin Ke- rim Gökayın tayin edileceğidir. Bu şayia bizzat İstanbul Valisi tarafın- AKİS Bu hafta 31.250 adet basılmıştır. dan kulaktan kulağa yayılmıştır, zi- ra Fahreddin Kerim Gökayı kendi- sinden başka pek az kimse tebessüm etmeden Paris Büyükelçisi — olarak tahayyül edebilir. Nitekim Dışişieri Bakanlığından selâhiyetli — kimseler böyle bir tasavvurun bulunmadığını bildirmişler, bunun üzerine de gaze- teler Paris Büyükelçiliğinin Fahred- din Kerim Gökaya teklif edildiğini, fakat onun bu vazifeyi kabul etme- diğini yazmışlardır. Halbuki Paris Büyükelçiliği İstanbul Valisinin uzun senelerden beri gönlünde yatan as- O halde, esrar nedir? Fahreddin Ker Gokayı vaziyeti, aylardan be- ri dıllerde dolaşmaktaydı. Valisi bu- lunduğu şehir Örfi İdare altında ol- duğu için durumu etrafında biz ma- lümat veremeyiz, ancak hükümet bir açıklama yapabilir. Bu açıklama- nın zamanı ise gelmiştir. Bilhassa son hareketleri Fahreddin Kerim Gö- kay ismi etrafında çeşitli rıvayetlerın ağızdan ağıza dolaşmasına vesile teş- kil etmektedir. İstanbul Valisi isti- fasını vermiş ve bu istifa kabul e- dilmiş midir? Böyle bir şey varsa sebebi nedir? — Yok, istifa hâdisesi bahis mevzuu degils o halde eski akü hastalıkları profesörünün gok— lü aylı, imalı cümlelerinin mânası nedir?” Bu hususlarda sükütu mu- hafaza etmek zararlıdır. Her şeyin açıkça bilinmesi lâzım gelmektedir. Niçin boşu boşuna bir esrar yaratılı- yor? Niçin boşu boşuna bir takım ri- vayetlerin dolaşmasına yol açılıyor? Fahreddin Kerim Gökay, ismini bir vesileyle daha gazetelerin birinci say- fasında görmeyi arzulayabilir, bun- dan hoşlanabilir, hattâ fayda da u- mabilir Ama zedelenen, zedelenmemesi gereken mefhumlardır Fahreddin Kerim Gökay Astronomi ve astroloji AKİS, 17 ARALIK 1955