Kilitli bir kapıdan geçmeyi de- nemeniz veya açık bir kapıyı kaçırmanız halinde, TS1 duva- ra çarpıp hasar görüyor ve gücü azalıyor. Kilitli kapıları açmanın tek yolu, problemleri çözmektir. Bunları çözebilmek ise, Tita- nic'te ele geçirilen eşyaların kullanılmasıyla gerçekleşiyor. Bazen iki eşyayı birbirine yak- laştırmak, bazen bir eşyaya dokunmak, problemin çözü- mü olabiliyor. Bazen de farklı parçaları biraraya getirerek yeni eşyalar üretmek gereki- yor. Enkazın içinde önünüzü gö- rebilmek için denizaltının ışık- landırmasından yararlanma- nız gerekiyor. Bu aydınlatma, odalarda sanki bir kar fırtına- sı oluyormuş gibi bir görüntü yaratır. Gücünüz azaldıkça aydınlatma da azalacaktır. Hızlı hareket etmediğiniz tak- dirde, tuzağa düşebilirsiniz. Bundan kurtulmak da size pa- halıya patlayabilir. Araştırma çalışmanız sırasın- da etrafa sizi çeşitli tehlikeler- den koruyacak sonar şaman- dıraları bırakabilirsiniz. Eşyaları tutmak ve taşımak için, denizaltının robot kolunu kullanmalısınız. Fakat bu kolun çok hassas olduğunu aklınız- dan çıkarmayın, çünkü çok çabuk zedelenebiliyor. Eğer bir &şyayı robot kolla tutmak isterseniz, kolun çenelerini açadarak o eşyaya sarmak ve sonra da kapamak zorunda- sınız. Bunu yaptığınızda tuttu- ğunuz eşyanın adı Mesaj ye- rinde yazılıyor. Fakat bütün eş- yaları kaldırabilmeniz olanak- sız, çünkü bazı eşyalar çok ağır, bazıları ise Titanic'e bağ- lı. Eşyaları tanımlayan mesaj, onları nerede kullanabilece- ğinize ilişkin ipuçları da içere- cek. Zaman zaman ana gemi- deki laboratuvarlarınızın yar- dımına gerek duyabilirsiniz. Laboratuvarda görev yapan- lar, sizin gönderdiğiniz eşyala- rı inceleyebilir, birbirine bAağ- layabilir ya da onarabilirler. Şimdiye kadar anlattıkları- mızdan, oyunun oldukça kar- maşık ve detaylı olduğunu an- lamışsınızdır. Bu nedenle, oyun sırasında oldukça plan- l1 bir şekilde davranmanızda yarar var. Bütün ipuçlarını bi- len bir usta Commodore'cu- nun oyunu ancak altı-yedi sa- atte bitirebilmiş olması mora- linizi bozmasın. Karmaşık ve zor görevinizde başarılar. C Hayal Kurmak Ciddi ve Bilimsel Bir İştir Bülent Somay RAY BRADBURY SON YAYA Türkçesi: İrma Dokanoğlu ;r— Roıy Bradbury'nin iki romanı daha önce Türkçe'de yayım- landı. Fahrenheit 451 ve Gü- müş Çekirgeler (ya da Merih Günceleri). Nüfus kâğıdı biraz eski olanlarımız Truffault'nun çektiği Fahrenheit 451 filmini de hatırlayabilir. Bildiğim ka- darıyla Ateş ve Buz ve Son Ya- ya Bradbury'nin Türkçe'de ya- yımlanan ilk öykü kitapları. İki- sini de İrma Dolanoğlu çevir- miş, ikisi de Nisan Yayınları'- ndan, 1986 Temmuz tarihli. Bradbury Amerikan bilim- kurgu yazarları tarafından bi- lim-kurguya daha geniş ede- biyat çevrelerinde saygınlık kazandıran sayılı adlardan bi- ri olarak anılır. Gerçekten de bilim-kurgunun “astronomi!/fi- zik/matematik/teknoloji ağırlık- l19 olduğu 1950'li yılardan be- ri Bradbury kendi türündeki yazarlarda hemen hemen hiç rastlanmayan bir şiirsellikle ya- zagelmiştir. Bunda kuşkusuz onun yalnızca bir bilim-kurgu değil, bir fantazi yazarı olma- sının da payı var. Bilim-kurgu ile fantazi birbirlerinden “biliş- sel doğrulanabilirlik/yanlışla- nabilirlik” kıstasıyla ayrılıyor. Fantazi yazarları öykülerin üzerine kurdukları varsayımla- rın bilişsel olarak doğrulanıp doğrulanamayacağına pek aldırmıyorlar. Okurlarından yalnızca “inanmama duygu- larını” öykü ya da roman bo- yunca askıya almalarını isti- yorlar. Bilim-kurgu ise aksine verili bilimsel varsayımlar için- de bir inandırıcılık taşımaya çalışıyor. İşte Bradbury, bence biraz da yapay olan bu ayrımın EEEEEEEEE N Hİ —commodore S 32