YURTTA Millet Buhranın temeli İnonünün istifasından bu yana, bi- tirdiğimiz haftanın sonunda kuz gün geçmiş bulunuyordu. Bu dokuz gün, Hükümet görev basın- dayken tenkit oklarını temelden zi- yade üzerindeki gecekonduya o tev- cih edenlere daha iyi ve derin düşün- me fırsatı verdi. Belki de bu yüzden- dir ki haftanın sonunda İsmet İnö- nü, bir ara tamamile zahiri sebepler- le kaybetmiş olduğu prestiji yeniden kazandı ve en ziyade taraflı düşü- nenler bile onun, elinden gelen her şeyi samimiyetle ve e “ yap- mış olduğunu kabul e Gerçekten, iki kanatlı bir koalis- yonun bir kanadına İnönünün "Söz bir, Allah bir" prensibi oOhâkimken öteki kanatta Gümüşpalanın "Bu- gün söylersin, yarın yalarsın" hakim olunca Hükümet işlemez ha- le düşmekten kurtulamamıştır. Zira hükümet etmek, İnönünün nazarında, birinci şartı olan istikrar ve inan el- bette ki ortadan kaybolacaktır. Bi- rinci Koalisyonun başına gelen de bundan başka bir şey değildir. e Bu koalisyonun bütün devamı süresince İnönü ne demişse onu yapmış, Gü- müşpala ise tam aksine, ne demişse onu yapmaktan caymıştır. Belki de, bir büyük hüsranla kapanmış olan Menderes Mektebinin Ooyamakları, partisi içinde kendisine akıl hocalığı ettiklerinden dolayı.. Gerçekten, D. P. nin demokratik yoldan çarketme- sinden sonra had şeklini alan İnönü - Menderes mücadelesinin birincinin ezici galebesiyle son bulmasının en büyük sebebi C, H. P, Genel Başka- nının bir devlet adamı, D. P. Genel Başkanının ise bir akl-ı evvel politi- kacı gibi davranmalarıdır. Menderes, verdiği bin vaadden bir tekini tutma- mış, her seferinde (o karşısındakileri aldattığını sanarak ellerini uyuştur- muş, fakat bir gün dünyanın başına yıkılması üzerine altında kalmıştır. Buna mukabil İnönü, tam bir fikir namusu ve silsilesi göstermiş, tutu- munu -bazen, yanındakilerin bile asa- m am n- da memleketi badireden kurtarmış- r9" Gümüşpalanın af konusundan 22 Şubat mesullerine, kalkınma konu- AKİS, 11 HAZİRAN 1962 OLUP BİTENLER İsmet İnönü Çankayada evinin bahçesinde dinleniyor Pusulayı şaşırmayan adam sundan köy yollarına, devletçilikten liberal ekonomiye bir dediği bir dedi- ğini asla tutmamıştır. Ama bundan da hayret vericisi, Gümüşpala bir gün evvel söylediğini bir gün sonra, hem de gözlerin içine baka baka bil- mezlikten gelmekte fütur etmemiş- tir. Bunun en şaşaalı delili, 22 Şubat mesulleri konusundaki davranışıdır. Gümüşpala o gece İnönüye, âsi su- bayların istedikleri tavizin verilmesi- nirica etmiş, korkusundan ne yapaca- ğını şaşırmış, İnönü "Hepsini emekli- ye ayıracağım, ama kan dökülmezce cezalandırılmamaları için Meclise gi- deceğim" dediği zaman "Bunu simdi açıkça söylemekte ne mana var? Bı- rakın, emekliye de ayrılmayacakları- nı sansınlar.. Sonra, ayırırız" diye a- kıl öğretmiştir. Ama, başka kumaştan yapılı İnönü bunu şiddetle reddetmiş, Gümüşpala da "Peki" demiştir. Aynı Gümüşpala, İnönü Mecliste o gecenin hikâyesini anlattıktan sonra bir af teklifi getireceğini söylediğinde kendi- sini alkışlamıştır. Ama, aradan bir müddet geçince aynı İnönüye, hem de yazılı olarak "22 Şubat mesullerini affetmek niyetinde olduğunuzu gaze- telerden öğrenmiş bulunuyorum.." de- 9