basında haftanın ortasında Kurucu- ların bir araya gelerek yeni Genel İ- dâre Kurulunu seçmesi işlemine ga- fildi. Gümüşpala o gün, Merkeze mesut ve neşeli geldi. Çocuk gibi ellerini çır- parak, oğuşturarak toplantı odasına girdi. Kuruculardan tamirin iyi tanı- nan siması Mehmet Yorgancıoğlu da hazırdı. Gümüşpala elinde bir listeyle gelmişti. Bunun bir gece evvel Tevet- oğlu ve Gökhan Evliyaoğlu tarafın- dan, Evliyaoğlunun evinde hazırlandı- $ı biliniyordu. liste son derece yumu- şak hazırlanmıştı. Öyle ki bazı çevre- lerce mutedil milletvekili tanılanların isimlerine bile rastlamak mümkündü. Ama çoğunluğu, Tevetoğlu ve arka- daşları teşkil ediyordu. Bunun yanın- da ötedenberi müfrit A. P. kanadını temsil eden milletvekilleri listede yer almıştı. Sayıları tüm olarak' 20 yi bu- luyordu. Liste A. P. Genel Başkanı Gümüş- palaya verilirken izah edilmiş, her i- sim üzerinde lider aydınlatılmıştı! Meselâ, Etem Menemencioğlu gibi yaşını başını almış bir ilim adamına kim İtiraz edebilirdi? Ertuğrul Ak- çanın A. P. deki ırkçılarla ne ilgisi vardı? Ferhat Nuri Yıldırım bir ev- velki Genel İdare Kurulu üyesi değil miydi? Vedat Ali Özkan Grup tara- fından desteklenmemiş genç ve yıp- ranmamla bir isimdi. Ama bunların yanında Alaattin Çetinler, Cihat Bil- gehanlar, İhsan Kökneller, İhsan Ö- nallar, Tevetoğulları da vardı. Eh.. bu kadar kusur kadı kızında bile bu- lunabilirdi. Perin ve Evliyaoğlu ateş kesildi- ler. Kurucular arasında birinci derece- de ismi olan ilci politikacı, saf dışı bı- rakılmalarını hazmedemediler. Kâmu- ran Evliyaoğlu Gümüspalaya hitaben: "— Paşa, partiyi de, kendini de, YURTTA OLUP BİTENLER bizi de felakete götürüyorsun" dedi ve toplantıyı terketti. Perin de top- lantıda fazla kalmadı. P. Genel Merkezi o gece yeni Genel İdare Kurulunu ilân etti. Yeni Kurul diğerinden iki eksik sayıdaydı, yani 20 kişiden teşekkül ediyordu. Körlerin fili tarifi A. P. Merkez İdare Kurulunda ırk- çı ekalliyetin bu Oo mavaffakiyeti, . P. Grupundaki milletvekillerini birden bire şaşırttı. Hiç kimse, ne yaptığım bilmiyor, bin kafadan bin ses geliyordu. O gece hızını alamı- yan müstafi Basın-Yayın Bakanı Kâ- muran Evliyaoğlu, Cemiyetler Kanu- nunun âmir hükümlerinden birini her- halde unutarak, kendisinden durumu soran a mensuplarına , ben kurucular arasın- dan çekilirsek "kurucu adedi itibariy- le parti münfesih olur" dedi. Hemen arkasından istifa edeceklerini, müca- 0 Yolun Kurbanları Siyaset hayatında partiye bağlılık bir fikre, bir inanca, ya da bir ananeye bağlılıktır. Bu, etikete bağlılık ha- lini aldı mı, yakın geçmiş şahittir, tarifsiz ıstıraba yol açıyor. Şu anda, bir takım yeni ıstırap yolcularının ufak- ta görünmüş olduklarını görmemek imkânsız. A. P. nin ırkçı, turancı, azılı müfrit ve intikamcı, kindar Demok- rat grup elinde tuttuğu yolu tasvip etmeyenler bir eski sevdaya kapılmış haldedirler: Elleriyle kurdukları A. P. den ayrılmayıp, onu içerden ıslah etmek! Bir acı tec- rübeden sonra, hâlâ bir ham hayalin peşinde bir çok ada- mı farketmek, insana hüzün ve ıstırap veriyor. Bu ham hayalin, bundan önce, D. P. deki kurbanları hem şahısları, hem partileri, hem de memleket için çık- mış çeşitli fırsatı böyle heba etmişlerdir. Eğer 1955'teki İspatçılar hareketine, başta "D. P. yi eliyle kuran" Fuat Köprülü olmak üzere Yırcalılar, Erginler, Körezler, Tlabarlar, Çavuşoğlular, Turanlar katılmış olsalardı, Parlamentonun içinde ve D. P. nin dışında bir istikrar unsuru olarak çalışsalardı Türkiyenin kaderi başka olur- du. O tarihi Meclisin kulislerinde yaşayanların, "Biz Ad- "BizAdnan Beyi yola getiririz. Partiyi yıkmamalıyız. Bu, İnö- nünun oyunu. Tesanüt gösterelim. Her şey hal yoluna girecek. Aman, teşkilât dağılmasın" teraneleri hâlâ ku- laklarındadır. Tıpkı, 1960 Mayısından önceki aylarda Öz- çobanların, Demirerlerin, Galoğluların, Budakoğluların "Biz Grupta meseleyi halledeceğiz. Grup bizimle bera- berdir.." demeleri gibi. Hep, partiyi bir etiket, bir ocak, bir klüp gibi görme hastalığının alâmetleri.. Bugün, 70 cesur adam .yi, ismiyle birlikte sapık fikir sahiplerine bırakacak, evvelâ bir Grup, sonra bir parti halinde süratle gelişecek, yaşa- yabilecek tek Koalisyonun şerefli, kudretli, sağlam or- takları olarak memleketin siyasi hayatına huzur, istik- rar, güven getirecek, rejimi, kendilerini ve Türkiyeyi kurtaraca Ötekilerin kaçırdığı fırsatı, bunlarda un kaçıracak- lar?” Gerçekler, gözlerin önünde böylesine aşikâr tarz- da ve kampanalar alabildiğine çalarken. Yırcalı - Çavuşoğul - Tlabar - Körez - Ergin Ân-ı gaflet!