11 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

11 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hep Aynı Şarkı Jale CANDAN Yaz geldi. Çocuklarımız gene sokaklara döküldüler. Gerçi "sokak en İyi mekteptir” derler ama, bu mektepten faydalanabilmek için de gene enerjiye, teşkilâtlanma zihniyetine, çabaya İhtiyaç vardır. Bizim çocuklarımla tıpkı, kızgın güneyin altında kurumaya terkedilmiş ba- lıklar gibi, salkım salkım duvarlara dizilip akşamı etmeye bakıyorlar. Bu şartlar içinde "sokak mektebinden öğrendikleri de avarelik ve hiç- bir şey yapmadan zaman öldürmek oluyor. Böylece çocuklarımız uzun bir tatil suresi içinde ne kafalarını işletiyorlar, ne de vücutlarını.. Tam bir tembellik stajı yapıyorlar. Zaten toplum olarak biz eğlenmesini gerçekten te bilmeyiz Eğlenmek bizim için şakalaşmak, gevezelik et- mek ve hiçbir şey yapmamak demektir. O canım deniz kıyılarında otu- ranlarımızın kaçı balık tatar? Birkaç büyük şehir halkı hariç, Türki- yede denizden faydalanan kaç kişidir? Bahçelerimiz bakımsızdır. Hal- buki birçok memleketlerde bahçe işi halkın 1 numaralı eğlencesidir. Memleketimiz her türlü kış sporlarına da elverişlidir. Kayağa gitmeli ve çocuklarımızı kayağa götürmek hangimizin aklına gelir? Kentli, köy hayatını atıllaştıran köy kahvelerinden şikayetçidir ama evlerde, oyun masalarında, sokaklarda "piyasa"da az mı zaman kaybederiz. Dik- kat ediniz, berberde, sinemada, dişçide herhangi bir beklerce yerinde sıralarını bekleyenlerin bir kitap veya gazete açıp okuduklarını pek seyrek olarak görürsünüz. Boş durmaktan, boş beklemekten katiyen sıkılmayız. Halbuki eğlenmek, zamanı boşaltmak değil, aksine, onu de- gerlendirmek, fakat her zaman yaptığımız işlerden başka işler yapa- rak dinlenmek, iyi vakit geçirmek demektir. Eğitim bakımından eğlence saati, çocuklarımız için belki ders saati kanar önemlidir. Çocuk oynarkeu, eğlenirken, grup içinde yaşamasını, isteklerini frenlemesini, isteklerini kabul ettirmesini ve bunun yollarını öğrenir. Çocuk oynarken hem kafasını, hem vücudunu kullanır ve iyi bir yola yöneltildiği zaman da, kafası ve vücudu bundan gerçekten faydalanır Yıllardan beri her yerde bunları okur ve tekrar eder dururuz. Her yaz başında, "aman çocuklarmız için klüpler açalım, çocuklarımız için birşeyler yapalım" şarkısını tuttururuz, sonra engeller gözümüzde bü- yür de büyür, yaz averelinin içine gömülür, uyuşur kalırız. Gerçi ço- cuklar için bişeyler yapmak, "çocuk ve gençlik klüpleri" uçmak fikri bugün Ankarada ciddi taraftarlar bulmuş ve bazı teşebbüslere de ge- çilmiştir ama, hu teşebbüsler gelişedursun, ben bugün burada konuyu kendi imkânları dahilinde halletmenin yoluna bulan bir anneden, onun düşüncelerinden bahsetmek istiyorum. Yetişkin bir genekızı olan bu anne, evini, kanun arkadaşlarına aç- mış ve küçük yaştan beri onları, haftanın belirli günlerinde dikiş dik- meye, "kitap"la meşgul olmaya doğru yöneltmiştir. Çocuklar, sonunda kendilerine âdeta bir "dikiş" ve "seçme kitaplar" kulübü kurmuşlardır. Her hafta bir arkadaşın evinde toplanır, onun dikişini dikerler ve gene her hafta okudukları seçime eserleri anlatır, birbirlerine tavsiye eder- ler. Beraber piknikler tertipler, sergileri gezer, evde partiler de ya- parlar. Çocuklar bugün adamakıllı dikiş öğrenmiş durumdadırlar ove bundan zevk duymakta, göle oynıya iş çıkaraktadırlar. Bu anne dikiş bildiği için çocukları bu yola yöneltilmiştir. Başka bir anne veya baba aynı şekilde evini çocuklara açıp onlara resim, marangozluk, seramik işi, elektrik işleri vesaire öğretebilir. Çocuklar aynı şekilde spor da yapabilirler. İşte böyle çocuk ve gençlik klüplerinin tohumu da ken- diliğinden atılmış olur. Asıl mesele, çocuklara eğlenmenin ve iyi zaman geçirmenin anlamını öğretmek ve onlara boş zaman, eğlenceli bir şe- kilde değerlendirme alışkanlığını aşılamaktır. Bunu hepimiz çevremiz- de hemen bugün yapabiliriz. İle zenginlik kazanmakta, kalçaları dır. Dolapta az yer tutan fakat her şişirmemektedir. anın hatlarını böylece tespit ettikten sonra, az ve temiz birkaç parça ile bütün yazı rahatça geçirme meselesini halletmek lazım- 30 zaman, her fırsatta imdada koşan birkaç parça kıyafet edinmek bugü- nün başlıca, giyim prensibi olmuştur. İyi bir gardrop hem pratik, hem e- konomik, hem günün modasına uy- gun ve hem de giyene yakışacak şe- kilde düşünülmüş olmalıdır. Gard- robun sahibi bu prensiplere mek için, yaşadığı hayatı ve bu ha- yata lüzumlu kıyafetleri, yaşını, vü- cut yapısını, yaşadığı yerin iklimini ve bütçesini daima göz önünde tut- malıdır. Aşağıda sayılan temel kıya- fetler işte bu özelliklere göre ufak tefek değişikliklere uğrayacak, o fa- kat esas itibariyle aynı olacaktır. Yaz için temel kıyafetler şunlar- dır: 1 — Üç parçalı bir takım: Takım, eteğin ucuna doğru genişleyen veya mendil tâbir edilen salma bir (o ve- rev parça ile, pil kaşelerle zengin- leşen dar bir etekten, etek üzerine düşürülerek giyilen, tamamiyle kol- suz bir müstakil beden parçasıyla, bir ceketten meydana gelmiştir. Ta- kım, ceketi ve uygun aksesuarla res- mi ciddi bir kıyafet olur. Ceketsiz ve küçük bir ziynet eşyası ile abiye bir elbisedir. Küçük bir eşarp, bir takma yaka ile de bir sokak elbise- sinin yerini tutar. Eteği, ayrıca baş- ka abiye bluzlarla giymek te müm- kündür. Takım, giyinecek olanın ih- tiyacına göre sade bir keten veya bu tip bir kumaştan, ipekle karışık ketenlerden, ağır yas kumaşlarından veya emprimden yapılabilir. 2 — Süslü bir küçük elbise: Yaz için, fazla abiye olmıyan, fakat ka- dınlık havası taşıyan bir küçük el- bise her kadın için şarttır. Bunu i- pekli veya pamuklu emprimelerden, puanlı şüralardan, muslin ve şifon mak mümkündür. Meselâ, genç bir kız bunu çuval biçimi bir puanlı sü- radan yanabilir ve beline, sıkmadan bir kuşak bağlıyabilir. Genç bir kadın, aynı elbiseyi pliseli muslin- den, emprime sifonlardan düşünebilir. Eteğe doğru bollasan biçimlerde emprimeler ise herkes tarafından he- men her fırsatta giyilebilir. Bu süslü elbiseyi düz beyazdan yapmak ta mümkündür ama, düz beyaz giyecek olan kadın çok itinalı olmalıdır. 3 — Beyaz bir etek ve değişik tipte ihtiyaca göre bluzlar: Beyaz etek, yıkanabilir kumaştan, çabuk ütülenir bir biçim olarak seçilirse pratiktir. Her cins bluzla giyilebilir ve günün modasına göre de her ya- re gider. 4 — Basma veya bu tip kumaştan iki hakiki küçük elbise : Bunların biçimleri, desenleri ve renkleri giyile- cek yere göre değişir. Yazı köyde geçirecek o'an kadın başka, şehirde her sabah büroya gidecek olan ka- dın başka biçim ve kumaş seçmek zorundadır 5 — Beyazbir ceket, beyaz a- yakkabı ve çanta yaz aksesuarı için en pratik olanıdır. Bej, yazın beya- zın yerini tutamaz. AKİS, 11 HAZİRAN 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: