YURTTA OLUP BİTENLER mekten çekinmemiştir. Sadece Gü- müşpala değil, Koalisyonun bütün bir kanadının sözcülerinden yayın organ- larına her temsilcisi yalan ve dolanı, hileyi ve fesadı, iftirayı ve o şantajı -Bk. Zafer, Son Havadis, Yeni İstan- bul siyaset felsefesi haline getirince, asılsız olduklarını bildikleri hususis- in gözlerini kırpmadan, doğru (diye yazıp söyleyince ipler ikopmuştur ve bu ipin aynı iki uç arasında bir da- ha bağlanması sureti katiyede imkân- sızdır. Söyle bir tecrübeye şüphesiz ki lüzum vardı. Ama bir tecrübeden son- ra aynı hata işlendi imi, onu işleyene devlet adamı değil, deli derler. Hükümet . son çarşambası Birimi haftanın sonunda, sa bahleyin Başbakanlık görevlisi İs- met İnönünün Çankaya Köşküne çı- kıp Cumhurbaşkanına Kabine çalış- maları hakkında bilgi verdiği ogün bir doğru haber başkentin siyasi çev- relerini dolaştı. Haber, önce bir teş- his koyuyordu: İnönü Kabine için temaslarında oişi ağırdan almak- tadır. Zira Parlamentodaki dal- galanmaların durulmasını ve du- CHP. Lideri İsmet İnönü rumun berraklaşmasını beklemesi za- rureti vardır. Gruplaşmalar belli ol- madıkça her hangi bir koalisyon de- nemesine girmek hem beyhudedir, nem de zararlıdır. Şu anda ortada bir tam parti -C.H.P.- var; bir de dağıl- mış ötekiler.. Kimler nerede toplana- caktır, önce o bilinsin. Fakat haberin alâka çekici kıs- mı, ikinci tarafı oldu: İsmet İnönü Çarşambaya kadar kati neticeyi ala- cak ve o gün Cumhurbaşkanına ka- rarını bildirecektir. Haftanın sonunda, bu haberi du- yan çok kimse mukadder suali muha- tabına sormamazlık etmedi: Peki, 1- nönü Kabineyi kuramayacağım söy- lerse ne olacak? Gerçi bu sual çok soruldu ama. bir cevap veren çıkma- dı. Aslına bakılırsa, ne olacağı tama- mile meçhuldür. Her halde, başken- tin en iyimser şahsiyetleri ve çevrele- ri dahi, İnönü Kabinesini rahatsız et- mek için el altından çevirdikleri bü- tün manevralar boyunca yüreklerinde muhafaza ettikleri ümide rağmen şim- di, Hükümet Buhranının parlamenter usullerle başka yoldan halledilemeye- ceğini tamamile anlamış durumdadır- lar. Her şey göstermektedir ki Ragıp Gümüşpalanın Cumhurbaşkanı Ce- mal Gürselle görüştükten sonra "Sa- yın Cumhurbaşkanıyla, Kabineyi ku- Dananın o kuyruğumun koptuğu yer rabilecek çeşitli isimler üzerinde dur- duk" dediği günden bu yana köprüle- rin altından pek çok su akıp gitmiş- tir. Beliren gerçekler "Biten hafta içinde, bir tek gerçek or- taya çıktı: C.H. P.nin A. P. ile, bugünkü haliyle, ne ikili bir yeni koa- lisyon denemesine gitmesi ve ne de o- nun katılacağı bir koalisyona girme- si ihtimali vardır. Böyle bir teşebbüsü C. H. P. ye kabul ettirtmeye İsmet İ- nönünün kudreti dahi kâfi değildir. Zaten, doğrusu istenilirse, İsmet İnö- nünün de bu çeşit bir arzusu bulun- madığı bilinmektedir. Bu bakımdan, ırkçıların elindeki Ragıp Gümüşpa- la partisinin bir hükümet topluluğu i- çinde yer bulması fiilen imkânsızdır. Zira, altı aylık tecrübe göstermiştir ki A. P. birciddi ve müstakar partner olmaktan uzaktır ve başta Başkanı, her ayrı rüzgâra bel vermektedir. - Bu gerçek ortaya çıktığında İs- met İnönünün haftanın ortasında Os- man Bölükbaşı ve Necmi Ökten -biri C.K.M.P.den, öteki A. P. den ayrılan bir bağımsızlar grubunun başındadır-, haftanınsonundadaC. K.M. P. adına Hasan Dinçer, Y. T. P. adına Ekrem Alican ile yaptığı temaslar önem ka- zandı, alâka topladı. Resmen yapılan açıklamala göre Dinçer ilk konuşma- C.H.P. nin son Grup toplantısına geliyor AKİS, 11 HAZİRAN 1962 '