durum bu hale gelmeden önce Genel Başkan adayı olarak Suat Hayri Ür- güplüyü düşünmüşlerdi. Ancak, artık yapılacak bir şey kalmamıştı. İşte böyle bir havada, mutediller Meclisin ikinci katında Senato Grup İdare Heyetine ayrılan küçük odada toplandılar. Toplantıya gelinceye ka- dar İnönü kabinesinin A. P. li Bakan- larından hemen hepsi partiden istifa etmekten vazgeçmişler, Çağlayangilin dümen suyuna girmişlerdi. Müstafi Bakanların o saatlerde amacı, müs- takbel bir koalisyonda Bakanları seç- me yetkisinin Gruba verilmesini te- mindi. Ama bir hareket yapma zama- nı da gelmişti. Gümüşpalaya bir ih- tarda bulunmayı düşündüler. Bir muh- tıra hazırlanacak, Genel Başkana ta- lepler sıralanacak ve 120 kadar -o sı- ralardaki tahminleri- imzayla muhtıra tevdi edilecekti. Böylelikle partiyi der- leyip toparlamak mümkündü. Muhtı- rada birinci şart, Genel İdare Kuru- lunun değiştirilmesi, daha sonra da Grup İdare Kurulunun yeniden seçil- mesiydi. Muhtırayı hazırlama işini Çağla- yangil üzerine aldı. Ancak Kapanlı, Perin ve Nurbaki hazırlıktan evvel bir huruç hareketi yapmayı denedi- ler. Nurbakinin teklifi şöyle oldu: "— Bu yazıyı adamakıllı sertleş- tirelim. Sonunda, şartlanmış kabul e- dilmediği takdirde istifa edeceğiz di- yelim," Karşı taraf buna şiddette itiraz et- . Böyle bir hareket A. P. yi param- parça ederdi. Aman oyuna gelinmeme- liydi. Genç milletvekili o zaman bili- ne haliyle güldü ve : — Ben size Gümüşpalanın verece- ği cevabı şimdiden söyliyeyim. İl baş- kanları, Teşkilât böyle istiyor diye- cek... O zaman ne yapacaksınız?" İşin kolayı varken dolambaçlı yol- lara sapmayı zaid addeden Çağlayan - gil tebliği kaleme almak üzere masa- nın başına oturdu. . Tebliğ, son derece sudan oldu. A. P. nin karşı hizbini okşuyor, seviyor, sonra bazı islahat yapılması ricasında bulunuyordu. Tebliğ, bütün çabalara rağmen an- cak 72 A. P. II tarafından imzalan- dı, Aslına bakılırsa imza adedinin bü- yük bir faydası da yoktu. Karşı ta- raf son derece emin ve sağlamdı. Öy- le ki Grup İdare Heyeti, tebliğin ha- zırlandığı sıralarda istifa etmekten bile çekinmedi ve birkere daha karşı- laşmayı kolaylıkla göze aldı. Ve rulet dönüyor Gerilen sinirlerin ilk ortaya çıkar- dığı olay, Meclis koridorlarında a- Turhan Kapandı Başa gelen akıl vazı çıktığı kadar bağıran Kadri Öze- kin istifası oldu. Özek bir ara: — Koca bir siyasi teşekkül bir- kaç ırkçının sözüyle mi idare edile- cek?" diye haykırdı ve fazla bekleme- den Genel Merkeze istifasını yolladı. Ama ne istifalar, ne ırkçı ekalliye- tin mutlak galebesi A. P. içindeki ka- rışıklığı e all Şimdi, A. P. yeni bir idari siste- A. P. li Bakanlar Hatırla maziyi YURTTA OLUP BİTENLER me gitmektedir. Tüzüklerine göre, partinin genel politikasını yürütecek bir İstişare Meclisi kurulacaktır. 20 Genel. İdare Kurulu üyesi, 15 İl tem- silcisi ve 15 Parlamento üyesinden ku- rulacak Meclis bütün teşekküllerin ü- zerinde nihai karar mercii olacaktır. İstişare Meclisinin kurulma hazır- lıkları A. P. de yeni bir çekişmeyi do- gurdu. Evvelâ Saadettin Bilgiç İsti- şare Meclisinin seçeceği "Genel Baş- kan Vekilliği" yerine kaim "Teşkilât Başkanlığı" için mücadeleye başladı. Bu yere oturabilmek için de galebe çalan hizbin içindeki karşı hizbin a- dayına Meclis Grupu Başkanlığını uy- gun gördü. Tahsin Demiray yeni Grup Başkanı adayıydı. Ancak karşı tara- fın isteği Bilgiçinkinden farksızdı. On- lar da aynı postun peşindeydiler. Zira muhtemel bir koalisyonda Bakanlık sandalyeleri -kendilerince tabii- bu kurul tarafından dağıtılacaktı. Yüz yönü olan A. P. içindeki bü- tün bu karışıklıkların dışında duruma hakim olanların tutumu genç milletve- kili Halük Nurbakinin seçimler sıra- sında Genel Merkez tarafından İl Başkanı bulunduğu Afyon teşkilâtına yaptığı bir ricanın hikayesiyle taç- landı. Genç milletvekili Meclis kori- dorlarının birinde etrafında toplanan milletvekillerine hikâyeyi söyle anlat- tı: — Yoklamalara az kalmıştı. Genel Merkezden bir gün bir telefon aldım Masum bir teklifleri vardı. Birisini yoklamada kazandırmamı istiyorlar- dı. Genel Merkez olarak aday göste- rirlerse dedikodu olacağından ve is- min bazı muhitlerde tasvip edilmiye- ceğinden ürküyorlardı. Yoklamayı ka- zandırmamı istedikleri isme gelince, kendisini pek iyi tanırsınız.. Aday Ni- hal Atsızdı.. Böyle başa böyle tarak! mi Kiminle mücadele ediyoruz an- layı Durum muhakemesi Hafta biterken, A. P. içindeki duru- mu söyle özetlemek kabildir: Bu çeşit hallerde daima olduğu gibi müf- ritler daha insicamlı, birlik ve şirret- tir. Ne yapacaklarını da daha iyi bil- mektedirler. Buna mukabil mutedil grup kararsız, şaşkın, çeşitli tepki ve telkin altındadır. Kurtarıcı tek, yol o- lan partiyi bırakıp yeni bir teşekkül kurmağa cesaret edememektedirler. Karşılarına hep; bir Teşkilât heyulası çıkarılmaktadır. Halbuki A. P. nin. seçimle belirmiş bir teşkilâtı yoktur ki.. Bir takım kimselere "Sen teşki- lâtsın!" denilmiş, onlar da Teşkilât olmuşlardır. Bunlar, tıpkı Y. T. P. de olduğu gibi, çoğunluk itibariyle eski D. P. militanlarıdır. Mutedillerin en