İKTİSADİ VE MALİ Vergiler Herkesin bilmediği İnönunün Devlet Plânlama Dairesi- ni ziyaret edeceği haberi bitirdiği- miz haftanın sonlarında bütün politik patırtılara rağmen istifini bozmayan bu dairede duyulduğunda ilgililer hiç hayret etmediler. Esasen, halen vazi- fesi başında bulunan Hükümet Bal- kanının, son derece önem verdiği 5 Yıllık Kalkınma Plânı hakkında bil- gi almak üzere bu günlerde Plânla- ma Dairesine uğrıyacağını tahmin e- diyorlardı. İnönü, Plânlama Dairesinde Müs- teşar Nuri Torunun odasında ağırlan- dı. Daire Başkanlariyle (OMüsteşarın hazır bulunduğu toplantıda, kendisi- ne enine boyuna izahat verildi. Plân hazırdı. Yakında -en geç Temmuz a- yının başında- Meclise sevkedilecek- ti. İnönü ilgilileri bu bakımdan u- yardı. Ancak, plânın finansmanı ve tatbikatı yönünden o idarecileri ve Plânlama Dairesi uzmanlarını önü- müzdeki günlerde büyük (güçlükler bekliyordu. Yapılan temaslar sonunda, o vergi reformlarıyla ilgili bazı (kanunların Meclisten öncelikle geçmesi gerek- mekteydi. Bunlar hazırlanmış, son rö- tuşları yapılmaktaydı. İşte bu faaliyet, haftanın ortasın- da bazı gazetelere yanlış aksetti. Öy- le ki, Hükümetin -Kurulacak Hükü- metin- halka büyük vergiler yükle- mek kararında olduğu, okuyucuya bü- yük manşetlerle verildi. (o Bazıları, yeni bir "Varlık Vergisi"'nden bah- settiler, bazıları 1 milyar liralık bir vergi silsilesinin mükellefe (o yüklen- mek üzere bulunduğunu bildirdiler. İnönü Plânlama Dairesini ziyaret edip bilgi aldıktan sonra küçük Ope- line doğru giderken, etrafını çeviren Basın mensupları, yeni vergi hikaye- siyle ilgili haberler hakkında kendi- sine birbiri ardına sualler sordular. İnönü gülümsiyerek, sualleri bir cüm- leyle cevaplandırdı: — Bunlar yıkıcı a Ha- berler tamamen asılsızdır. Aslına bakılırsa.. Gazetelere intikal eden haberlerin menşei araştırılınca ortaya bir ger- çek çıkmaktadır. Türkiyede vergi sis- temi gerçekten bozuktur. Birçok memlekete nisbetle Türkiyede çok az vergi ödenmektedir. Geçmiş yıllarda ödenen vergiler, yılda, milli gelirin sa- dece & 11 - 12 sini teşkil etmekte- dir. Bu miktar İngilterede W 25,3 Avusturyada 96 26.3 Norveçte 96 28,1, Finlandiyada ise W 31,2 dir. Ayrıca Türkiye, mükelleflerin ö- dedikleri vergi miktarları obakımın- dan, çok büyük değişiklikler gösteren memleketlerden biridir. Bu itibarla, vergi miktarının arttırılması, sosyal adaleti ve hızlı kalkınmayı sağlıya- cak yolların başında gelmektedir. Bu husus, dolayısiyle, düşük gelirlilerin gelirlerinin artmasını da Bağlıyacak- tır. Kaynak ve plân Öte yandan, kalkınmayı gerçekleş- tirmek için finansman kaynakları- na ihtiyaç vardır. (Memleketin iç kaynaklarından en.iyi istifade yolla- rı düşünülecek, bunlar tamamen kul- lanılacak, diğer finansman kaynakla- rı için başka yollara başvurulacaktır. "Kalkınan- Türkiye" sloganlarının SAHADA cektir. Türkiyede âtıl sermaye, ya- bancıların dikkatini çekecek okadar boldur. Bunların kalkınmada kul- lanılması kaçınılacak bir husus o Ool- maktan çok, ilerde getireceği verim gözönüne alınarak seve seve istenecek bir çözüm yoludur. Bu sermayenin kullanılması ile yapılacak yatırımlar, her şeyden önce Milli Geliri arttıra- caktır. Sonra da işgücünü yeterince kullanmak ve işsizliğe çare bulmak mümkün olacaktır. İstihsal artışı, .fi- yatlarda hissedilir ferahlık yaratabi- lecektir. İthalâtın azalması ve ihra- catın artması, tediye (bilançosunda dengeye yaklaşmayı' temin o edebile- cektir. Sonunda, vergi yoluyla serma- yesinden bir kısım alınmış kimsele- rin bile kazancı büyük olacaktır. Vergiler yerine müracaat edilebi- lecek başka bir gelir kaynağı, Mer- İnönü Devlet Plânlama Dairesinde çalışıyor | başı işin geçerli olduğu günlerde Türkiyede ya- pılan şudur: Önce dış yardımlara sa- rılınmıştır. Bunlar temin edilince, o- na göre yatırım yapılmıştır. Ama, hiç- bir programa bağlanmadığı için bu yatırımlardan faydalanmak mümkün olmamıştır. Dış yardımlar yetmediği zaman da çare hazır sanılmış, Merkez Bankasının para matbaasına müra- caat edilmiştir. Ancak, bu fasit da- ire içindeki deveran, bilinen neticeyi doğurmuştur. Mesele, kalkınma için devletin ge lir kaynaklarını nereden temin edece- gidir. Ya para basılacak, ya dış yar- dımlara başvurulacak, ya da iç kay- naklar mümkün olduğu kadar iyi kul- lanılıp diğer yollara itibar edilmeye - kez Bankasına yüklenmektir. Bu ise, fiyat artışına sebep olacağı için, bilhassa düşük ve sabit gelirlilerin sırtına yüklenen vergi demektir. Bir başka çare de, dış yardımla- ra hücum etmektir. Ama bu tip yar- dımlar bütün kaynaklar kullanılıp ta başka bir gelir kaynağı bulunmadığı ve mutlak bir zorunluluk hissedildiği zaman verilmektedir. Birçok yaban- cı uzman ve çeşitli teşekküllerin temsilcileri, Türkiyede âtıl sermaye çokluğuna işaret ettikten sonra, dış yardımlardan medet ummak için ön- ce kendi kaynaklarımızı seferber et- mek, bizim için bir (omecburiyettir. Öyleyse, finansman kaynaklan temi- ni sırasında vergi omefhumunu Ön