YURTTA OLUP BİTENLER P.") Üçlü Koalisyon, bir kurtuluş ça- resi olarak kuvvet kazandı. Ancak, iyimser hava pek bulutsuz olmadı. Zi- ra bir önemli mesele ortadadır. Y.T.P.veC.K.M. P. bu koalis- yona katılma kararan verdiler, C. H. P. li idarecilerle yapılan görüşmeler müsbet sonuçlandı müsbet o sonuç- lanmaması için sebep azdır-, Gruplar da ekseriyetle kararı desteklediler. Peki. Meclisteki oylamada T. T. P. Bin ve C. K. M. P. nin bir takım men- supları aleyhte oy verirlerse, Grup disiplinine oymayan bu üyeler parti- lerinden ihraç olunacaklar mıdır, o- lunmayacaklar mıdır? Mesele önemli- dir, zira A. P. böyle davranamadığın- dan dolayı az zamanda Koalisyon de- jenere olmuş ve parti çorbaya dön- müştür. C. H, P. sin yeni partnerleri de aynı yolu tutarlarsa, ikinci koalis- yonun da aynı akibete uğraması işten bile değildir. Zira sular biraz, durulur durulmaz Y.T.P.veC.K. M. P. müf- ritleri. Üstelik A. P. müfritlerinden gelecek devamlı telkinlerle kıpırdan- maya başlayacaklardır. Hela Hükü- met, şiddetle muhtaç olduğumuz, eko- nomik ve sosyal reformların cesur kanunlarını geçirmek isteyince Mec- liste bir başka koalisyon gene teşek- kül ediverecektir. İsmet İnönü, çok defa söyle de- miştir; "— Bir fikrin karşısında (başka fikrin bulunması tabiidir. Muhalefet demek bu demektir. Ama, bir koalis- yonun kanatlan arasında, o kanatları teşkil eden partiler içinde muhale- fet? Bu, aklın alacağı bir husus de- ğildir. Bu yüzdendir ki, -C. H. P. kararı- na uymayanları hemen atacaktır - T.T.P.veC.K.M.P.nin bir koalis- yona getirecekleri oy adedi bugünkü Grup miktarlarının mutlaka altında olacaktır. Gerçi, Mecliste İnönü Ka- binesinin güvenebileceği başka "dal- galı oylar" daima bulunacaktır. A- ma İsmet İnönü gibi bir devlet ada- mının hükümetini bir takım "dalgalı oylar"ın kaprisine bağlayacağını san- mak kendisini hiç tanımamak demek- tir. Böylece, bir gerçek daha haftanın sonunda belirdi: İsmet İnönü, illâ bir kabine kurmak için kabine kurmaya yanaşmayacak, bu kabinenin evvelâ ömürlü, ondan sonra memleketin muhtaç olduğu reformları yapabile- cek kadar sağlam bulunmasını şart sayacaktır. Hafta biterken Ankara, çok ha- reketli kir "siyasi hafta başı'na na- sırlanmaktadır. A.P Pompeinin son günleri (Kapaktaki o Politikacı) "Bitirdiğimiz hafta boyunca, göste- rişli Parlarroento binasının sabahın karanlığından akşamın karanlığına A. P. nin şaşkın milletvekilli ve sena- törleriyle dolu koridorlarında dolaşan- lar tanıdık bir manzarayla karşıkar- şıya oldukları hissim yüreklerinin ta içinde duydular. Biraz düşündüklerin- de, bu manzaranın ne olduğunu bul- makta da güçlük çekmediler. D. P. teknesi batmak üzereyken ve felake- tin gelip çattığını, o teknedekilerden başka herkes mükemmelen görürken eski Meclisin kulisleri de tıpkı bu- günkü Meclisin kulisleri gibiydi. Daha dikkatli ve tecrübeli olan- lar, o günlerin kahramanlarını yeni isimler altında aynen bulmakta da ge- cikmediler. Grup toplantılarım "ayar- layan" ve mutedillerin tekliflerini işle- mez hale getiren Baha Akşit, şimdi Sadettin Bilgiç adı altında icra-ı fa- aliyet ediyordu. Bahadır Dülger. Os- man Kavrakoğlu, Hamdi Sancar ken- dilerine Gökhan Evliyaoğlu, M. Ali Aytaç, Fethi Tevetoğlu adını takmış- lar, öyle gayret sarfediyorlardı. En müfrit uçtan en mutedil uca, bir kal- dırımdan ötekine geçercesine kolay- lıkla geçen Mukerrem Sarol Cevdet Perin olmuştu ve itidal türküleri ça- gırıyordu. Durumlarının dramatik ta- rafım' ancak tekne devrilrdiğinde an- layan Arif Demirerler, Esat Budak- oğluları, Şemi Erginler şimdi Halük Nurbaki, Turhan Kapanlı, Sadi Bi- nay olmuşlardı Kâmuran Evliyaoğ- lu, Aptullah Akere cismini emanet etmişti. Yârdan da, serden de geç- mek istemeyen ve bu karışıklık ara- sında ileriye muzaf envestismanı bi- rinci planda gözeten Sıtkı Yırcalı, İhsan Sabri Çağlayangil ismini alıp koridora koşmuştu. Nihayet Yekta Teksel ve Mücteba Iştın gemiyi Kad- ri Özek ve Emin Açar etiketiyle za- manında terketrmişler. İstifasını ce- binde taşıyan ve fakat bir türlü vere- meyeni Lütfi Kırdarın yerini ise Nihat Su dolduruyordu. Çanlar kimin için çalıyor? İnönünün istifa haberi, çok A. P. li- ye, bir süredir kandırılmakta ol- dukları ve durumun hiç te kendileri- ne söylenildiği gibi atmadığı gerçeği- ni gösterdi. Zira Gümüşpala ve yar- dımcıları, hep "Ne İnönüdür o! Hiç, istifa eder mi? Bayılıyor, Başbakan kalmak için.. Ödü patlıyor, Koalisyon bozulacak diye.. Ne istersek; kabul ettirtebiliriz. İnönü varken de, Ordu