lir. Mesele, Parlamentonun bu hal ve şeraiti yaratıp yaratmama konusunda göstereceği basirete bağlıdır. " Tarım "Sezarın hakkı Sezara" Geride bıraktığımız haftanın so- nunda cumartesi günü, başkentin siyasi kulisi müzmin bir oOhükümet buhranı ile hemhal iken, buhranla doğrudan doğruya ilgili bir Bakan, ba- sın mensuplarına son derece önemli bir memleket meselesi hakkında bil- gi vermekle meşguldü. ün, saatlerin tamıtamına iri gösterdiği sırada Tarım Bakanlığının, basın mensupları tarafından doldu- rulmuş bulunan gösterişli toplantı sa- lonuna orta boylu, tıknaz, yer yer be- yazlaşmış düz saçları arkaya tara- lı bir adam girdi. Basın mensuplarını mütebessim bir çehre ile selâmladı, ortadaki büyük masanın başında ken- disi için ayrılmış bulunan sandalyeye oturdu. Adamın adı Cavit Oraldı ve müs- tafi Birinci İnönü Kabinesinin oTa- rım Bakanı iğ Basın men- suplarına ilk sö ani, bugünlerde siz de ne yapacağınızı şaşırdınız. o Koalisyonu mu takip edeceksiniz, başka işlere mi bakacaksınız..." oldu. Sonra saatine bakarak ilâve et- ti: "— Bizim de işlerimiz başımızdan aşkın. Saat 11'de Hükümet toplantı- sı var. Buğday fiyatlarını tesbit ede- ceğiz. Oraya gitmem lâzım. Şu işi- mizi bir an önce bitirelim." Bu sırada, Bakanlığın ilgilileri tarafından gazetecilere, teksir oedil- miş bir metin dağıtılıyordu.. Metin, Bakanın yapacağı açıklamayı ihtiva ediyor ve Oo Başbakanlığa sunulacak olan Toprak Reformu Kanunu Tasa- rsının ana hatlarını belirtiyordu. Oral. teksir edilmiş metinden bir nüs- hasını aldı, ayağa kalktı, bir eli arka- sında, flâşlar patlarken yazıyı ken- dine has şivesiyle okumaya başladı. Açıklamada belirtildiğine (göre muhtelif Bakanlıklar, daireler ve te- şekküller tarafından, tasarıyı hazır- layan komisyona verilmiş olan müta- lâalarda önemli (değişiklikler yapıl- maksızın, "Anayasamızın ruhuna, €- konomik ve zirai bünyemize uygun" bir kanun tasarısı hazırlanmış bu- lunmaktadır. Tasarı 12 bölüm ve 89 madde ile 4 geçici maddeden ibaret- tir. Tasarının esasını teşkil eden 12 bölüm şu şekilde sıralanmıştır: 1 — İlkeler ve tarifle, 2 — Reforma gi- riş, 3 — Dağıtılacak araziye ait hü- kümler, 4 — Kamulaşma ae eş 5 — Arazi dağıtılması, 6 — rilen araziye ait hükümler, 7 — pe top- lulaştırması, 8 — Kiracılık ve ortak- çılık esasları, 9 — Mali hükümler. 10 — Türlü hükümler, Il —* Ceza hükümleri, 12 — Son hükümler. Açıklamanın bir bölümünde de tasarının sadece bir toprak dağıtı- mı tasarısı olmadığı belirtilmekte ve: .. bugünün şartlarına göre aile iş- gücünü değerlendirecek ve daha yük- sek bir hayat standardına sahip dü- zenli aile işletmeleri kurulması için diğer gerekli tedbirleri ihtiva etmek- tedir" denilmektedir. Tasarıya, istih- salin ve ekonomik gücün arttırılma- sı için konulan hükümler de şu şekilde açıklanmaktadır. "Bundan Cavit Oral Reformist ağa! başka toprak reformu ile ziraat top- raklarının özel vasıflarına ve bulun- duğu yerin imkân ve şartlarına uy gun ve verimli bir şekilde işletilmesi, aynı zamanda toprak servetinin ko- runması sağlanacaktır. Ayrıca, ora- form bölgelerinde zirai o işletmelerin kanunda derpiş edilen gayelere uy- gun olarak kurulmaları ve idame et- tirilmeleri, yurt topraklarının sürek- li ve devamlı bir şekilde işletilmesi o kontrol altına alınmış ola- caktı Ecdat malı Bakan, açıklamasını okuyup bitir- dikten sonra: — Tasarı, milletimize hayırlı u- gurlu olur inşallah!" dedi ve gazete- cilerin sorularını beklemeye koyuldu. YURTTA OLUP BİTENLER İlk soru, tasarıda tesbit edilmiş bulunan asgari ve âzami ohadlerin miktarları ile ilgiliydi. Bakan bunu: "— Türkiye dört bölgeye mıştır. Kurak, yarı kurak, nemli ve yan nemli bölgeler. Bu ayırım esas tutularak, en kurak bölgede bir aile- ye âzami 5 bin dönüm, en sulak va nemli bölgede ise 2 bin dönüm arazi tahsis edilecektir. Bu durum tatmin- kâr görülmektedir. İnkılâp Hükümeti tarafından hazırlanan tasarıda bu hadler daha da yüksek tutulmuştu. Asgari had 10 bin dönüm, âzami had 20 bin dönümdü. Biz bunu fazla bul- duğumuz için miktarları daha da dü- e r başka gazetecinin açıklamada bileli ve tasarıda da derpiş e- dilmiş bulunan normal hayat dardının, bu miktar arazi iletemin e- dilip edilemiyeceğine dair sorusuna Bakan "— Aslında bu kanun, tek başına memleketimizdeki ziraat meseleleri- ni halle yetmiyecektir. Beri taraftan topraklarümızın değerlendirilmesi ve iyi şekilde işletilmesi de şarttır. Bu imkânlar da sağlandığı saman, tes- bit edilmiş bulunan miktarlar tat» minkâr olacaktır." Masamın en alt ucunda oturmakta olan bir gazeteci, Bakanın pek hoşu- na gitmeyecek bir soru,sordu: " — Beyefendi, sizin de toprakla- rınızın bir hayli olduğunu ve toprak reformu tasarısını onun için geciktir- diğinizi söylüyorlar. Ne kadar topra- ğınız olduğunu söylerseniz, herkes öğrenmiş olacaktır. Bunda da fayda vardır." ral, tamamen kendi durumunu ilgilendiren bu soruyu, bir süre durak ladıktan sonra cevaplandırdı: "— Söyliyeyim... Benim, atalarım- dan ve dedelerimden kalan 2 bin dö- nümlük toprağım var. Bunu böyle yazın." Aynı gazeteci, toprağının sulak mı, yoksa kurak mı olduğunu sordu. Oral, bu soruya da — Sulak.." Gomabım verdi. Bir başka gazetecinin: — Yâni beyefendi bu kanunla si- zin bir kaybınız olmuyor, değil mi?" demesi, orada bulunanlar arasında tebessümlere yol açtı. Bu sırada, özel Kalemden gelen bir pusulada Oralın Bakanlar Kuru- lu toplantısı için çağrıldığı belirtili- yordu. Oral, gazetecilere teşekkür et- tikten sonra, aceleci adımlarla salonu terketti. Birkaç dakika sonra da si- yah makam otomobiliyle Başbakanlı- ga doğru yola çıktı.