YURTTA OLUP BİTENLER arasında yürüyen gençleri kayıtsızlıkla, gelip ge- biraz da tasvip- ötekiler buna Gericiler" şeklinde mukabele ediyor- du. Hele bir ara, Atatürkün Zafer a- lanındaki heykelinin etrafında çatış- ma öylesine "pencereden pencereye mahalle kavgası" halini aldı tingi tertipleyenler toplantıyı dağıt- orunda kaldılar. Buna rağmen hâdiseler bitmedi, küfür hatta yum- ruklar teati olunmakta devam etti ve meydandan, herkes karamsar, herkes ezik ayrıldı. bağırıyor, erkes Belki de, memnun olanlar Türk Gençliği- nin iki kısmım birbirine düşürmek- le ya bir 31 Mart, yada bir Sos- yalist Askeri Darbe peşinde koşan menfur, tahrikçi düşman kuvvetlerin mensuplarıydı. Halbuki o gün, vatan- sever T.M.T.F. nun tertiplediği mi- tingin adı "Memleket davalarına sır- tım çeviren ve kişisel çıkarlarına da- lanlara Gençliğin son sözü" idi! Heyecan dalgası A slında her şey, bundan bir hafta kadar önce, gericilerin tertibi ola- rak başladı. Son Havadisten uzak- laştırılan Gökhan Hami ikilisi, ya- ram milyon liraya yakın para vere- rek satın aldıkları Yeni İstanbulun şekliyle çıkacak ilk sayısına sü- i için bir tertibe gi- riştiler. Yeni İstanbulun o sayısı dü- şük Celâl Bayarın, sonradan söyle- mediği avukatı tarafından açıklanan ve komünizmle ücadele (edilmesi gerektiği yolunda talimat ifade eden sözünü manşete alarak çıktı. Ertesi gün de, bu direktif, aynı o çevrelerce derlenen ve belirli şahıslardan mürek- kep 30 kişilik bir kalabalık tarafın- dan "Gençlik adına" yerine getirilme- ye çalışıldı. Bu o kalabalık (o Taksim- de toplandı ve "Komünist Basın" di- yeni rü ye komünizmle zerrece alakası o bu- lunmayan üç İstanbul gazetesiyle yeni çıkan bir fikir dergisini yak- Gafletin böylesi.. Şu profesörler var ya!. Hani, ders- lerini bırakıp memleketin siya- si meseleleri (o hakkında odemeçler verenler.. Kara cüppeliler.. Onlar hakkında ne gibi cezai tedbirler a» lınmıştır? Ya, ikide bir, demlerine çalışacak yerde sokağa fırlayan gençler? Hani tarafından tahrik oedilen başıbozuklar? n- ların şımarıklılığına ne zaman son verilecektir? Bu sorular, da sorulmuştur. Bütçe Komisyonun- Hayır, Menderesin Milli Eğitim Bakanı Hilmi İncesu- luya. Öyle ya, adama bak! Elinde, “Görülen Lüzum" yok mu? O hal- de, neden Kübalı hakkında -Evet, gene Kübalı!- tatbik etmez? Niçin, çapulcu çocukları sınıflarına osok- maz? Hem bu sefer, Menderes millet- vekillerinin bu klâsik çıkışlarına A. Adana Senatörü ve D. P. nin reketinin meşruluğu ve Menderes ik- tidarının gayrımeşruluğu hakkında etva Overmişlerdir? Turhan Ka- panlı muhtemelen sanmaktadır ki bu nevi fetvalar da Said-i Nursiden alınmak lâzımdır! Ne akıl, değil mi? Bunca hâdise bu kadar yakınında bulunsun, senin kendi bir oyakının -kibar, İyi oyü- ve gerçekten talihsiz Muam- mer Çavuşoğlu Kapantının enişte- nidir- Kayseride gafletinin cezasını çekmekte olsun, sen kalk, bu ipe sapa gelmez lafları ciddi ciddi tek rarla! İnsanların İbret alma kabili- yetlerine, daha doğrusu kabiliyet- sizliklerine oOşaşmamak Oo hakikaten imkânsız. Ama, şu gençlerin "saflığına ne demeli? Bunların epsi, âlet! Menderesin zulüm idaresine (o baş kaldırdıkları gün, C. H. P. onları tahrik etmiştir Aslın zulüm altında yaşamak bunların “vicdanın- da hiç tepki yapmamaktadır. Ama, uC.H. P. yok mu? Bu, D. P. ede- biyatıl idaresi, 14'ler o gürültü ve patırdılarına devam ederlerken, seçimlere gitmeme endişesi vermek- tedir. Gençlik, heyecanlıdır ve belde yiş halindedir. Bir Güdümlü Demok- fikri Komiteye hakim olursa, i gününün heyecanı içinde sokağa fırlayacaklardır. dan sonra, kimin yeterse seçimlere yanaşmasın.. 14'ler, hem Turhan Kapanlı Ders almayan adam. de en gençleri, Numan Esinler ve yaşıtları o feryadı basmaktadırlar: Bu gençler âlet! C. H. P. onları tah- rik. ediyor, paralar dağıtıyor! oONe çirkin, ne ayıp bir suçlama (değil mi? em de, 27 Mayıstan sâdece bir kaç ay sonra... Şimdi, ihtilâli cısı solcusu, korumak ve sağ- bütün ültralara karşı olduğunu göstermek için Oo Gençlik yeniden, vakur tarzda, taşkınlığa sapmadan bayrak açmış vaziyette. "Efendiler, kendinize gelin!" diyor. Kendinize gelseniz ya.. Hayır. O, zor. Kolayı var: "Gençlerâlet' mek! İşte, Turhan Kapanlı onu hay- Gökhanlı mökhanlı, Zafer- gazeteler onu haykırıyor. Onlara bakılırsa, oyun P. oyunu. Ama, C. H. P. illerin içinde, hani şu milletvekili ödeneklerine karşı milletin tepkisini obeğenme- yenler var ya.. Onlara göre "Demokrasiye İnanmayan ler'in oyunu! Kim bilir belki, mokrasiye İnanmayan Kuvvetler" de ipleri "Demokrasiye İnanan Kuv- vetlerin" elinde görmektedirler ya.. Ama aslında, teşhislerin en doğ- rusu işte bu! İpler, gerçekten "De- mokrasiye İnanan Kuvvetler"in e- lindedir. Bu (kuvwvetler (o nerededir, bilir misiniz? Hayır, hayır! Gafil Kapanlı ve benzerleri, şaşkın Esin ve aynı yo- lun heveslileri, ödenekçi C H. P. 11 ve çıkarcılar, "Demokrasiye İ mayan Kuvvetler" hiç boşuna, fınıza bakmayınız. İpleri elinde tu- an o "Demokrasiye İnanan oKuv- vetler" âlet Bandığınız ateşli, iman- lı, Ataturkçü, idealist gençlerin yü- reklerinin ta içindedir. Siz onları (ogöremezsiniz. o Ols a olsa, tepenize indiklerinde hisseder- siniz AKİS, 16 OCAK 1962