AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası Yıl :2, Cilt: XXIL, Sayı : 394 İşleri: Rüzgârlı Sokak No: 15 Tel : 11 8992 P.K ii Ankara İdar - ii e Sokak No: 15 Rüzgârlı Matbaa Tel: 70 61 96 Başyazar Metin Toker AKİS Neşriyat Ltd. Şirketi adına imtiyaz sahibi ve Müessese Müdürü Mübin TOKER * Yazı İşlerini inlen idare eden esul o Yazıişleri o Müdürü Ğ Karikatür : Fotoğraf: Hüseyin EZER Associated Press Türk Haberler Ajansı Klişe Doğan Klişe Bu mecmua Basın Ahlâk yasa- sna uymayı taahhüt etmiştir Abone şartları: 3 aylık (12 nüsha) : 10.00 lira 6 aylık (25 nüsha) : 20.00 lira 1 senelik (52 nüsha): 40.00 lira ilân şartları: Santimi: 20 lira 3 renkli arka kapak: 1.500 TL. ân iş eri : Telefon: 10 61 96 Basıldığı yer : Güneş Matbaacılık T.A.Ş. FİYATI: I LİRA Basıldığı tarih : 14.1.1962 Kapak resmimiz Seyfi Demirsoy Bir bayrak altında. Kendi Aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları, T ezlerin, mutlaka bir antitez yarattığı gerçeği bir defa daha, Türki- yediş. doğrulanmış bulunuyor. Son haftalarda, aşın cereyanların toplum içinde yarattığı tepki, ortadaki büyük kütlenin şuur kazanması olmuştur. Aşırı sağcılık ve aşırı solculuk, aslında, bir tez ve antitez de- ğildir. Bu iki kutbun, zaman zaman, ifratta dahi olsa buluşmaları bunun delilidir. Türkiye gibi bir memlekette, aşırı cereyanlar kendi adlarıyla meydanlarda at oynatamadıklarından bir takım etiketler altında gizlen- mektedirler. Gerici ve yobaz, kendi lügatçesinde "Milliyetçi ve Muha- fazakârdır. Komünist ise, mutlaka "Sosyalist ve ilericidir". Bunların İkisi de, tabii, istisnasız herkesin olduğu gibi "Atatürkçüdür ve Demok- rasiden tarafadır". Zaten, belki de bu yüzdendir ki gerçek milliyetçi ve muhafazakârlar kendilerini "Gerici" ve "Yobaz" ithamından kurtara- mamışlardır. Aynı şekilde, Türkiyede, bilhassa son zamanlara kadar ilericiliği ve sosyalizmi komünistlerin tasalludundan korumak pek zor olmuştur. Ancak yeni yeni, o da her türlü şüphenin üstünde aydın bazı şahısların, sosyalizmin dış cilasındaki parlaklığa heveslenerek kendile- rine bir yön tutturmaları neticesindedir ki toplumda “Her sakallıyı baban sanma "tarzında bir "Her solcu komünist değildir" müsamahası belir- miştir. Tabi, karşı kuvvetler halen bu müsamahakâr zihniyet belirtisiy le mücadele halindedirler ve onu, daha doğarken öldürmeye kalkışmak- tadırlar. Ama bunların, memleketin sağlam kuvvetleri için menfur bir cepheyi teşkil etmeleri ve çamur atma işinde de ölçüyü gerdekten kaçır- maları düşünme hürriyetinin elde ettiği ilerlemeyi durduramayacağa benzemektedir. Gerçekten, bir işte a alağaya kaçıldı mı oyun peşinen kaybedildi demektir. Solculuk, sosyalizm ünizm hakkında pek sathi, pak dar, pek mutaassıp bazı kafaları belki yeni Yön mecmuasının tehlikeli tema- n Altanın ek- rin en kalın taraflarını çizen hatlarını da Milliyeti zararlı hale getiriyor diye yutturmak kabildir. Ama, Cumhuriyete komünist diyebilmek için bir engizisyon papazının katılığı lâzımdır. Dünyaya gelince, iktisadi ve sosyal görüşleri tam ters olan bu gazeteye komünist damgası kasmaya o katılık dahi kâfi değildir. Ama, bir harekette bu dört organ yanyana kondu mu, o zaman 1962 Don Kişotlarının sola veya komünizme değil, doğrudan doğruya 27 Mayısı yaratan ruha saldırmakta oldukları derhal ortaya çıkar. Zira, onusu olan müşterek kıymet, memleketin bü- yu sağlam kuvvetlerinin üzerinde titiz oldukları "Geçmişi Hortlatma- " azim ve karandır.' Ancak, bu mücadele arasında bir yenilik doktrinci mânalarıyla sağcı da, solcu da olmayan ve her şeyden önemlisi, Türk toplumunu! sâdece normal yollardan ilerletme gayesi güden, hiç bir istikamette zıp- lamalara, hoplamalara iltifat etmeyen muazzam ekseriyetin, vaziyet alma zamanının geldiğini her gecen gün biraz daha şuurla anlamakta olmasıdır. AKİS bu sayısında, YURTTA OLUP BİTENLER kısmın- da bu gelişmenin çeşitli safhalarını anlatmaktadır. ppi yazısında gençliğin gerçek temayülü aksettirilmektedir. "İşçiler" yazı Un başka bir cephesine ışık tutmakta ve "Sosyal Hareket" kisvesi altın- daki hareketlerin aynı zamanda bir politika yatırımı payı da taşıdık- larım göstermektedir. "Haftanın İçinden" yazısında ise Metin Toker, iki ucun ortasında beliren cereyanı ve uyanan şuuru tahlil etmektedir. AKİS, bu cereyanın ve bu şuurun gelişmesinde, memleketin tek selamet yolunu görmekte- dir. Türkiyedeki bütün selâmet yolu yolcuları birleştikleri gün, meselele- rin üstesinden gelmek an işi olacaktır. AKİS, kendisine yeni vazife olarak bu cereyanı, bu şuuru hararetle Mi ona bayraktık etmeyi seçmiştir. Okuyucularımızın yar. ve fikirlerini bu mecmuada aksettirmeleri hedefe varmayı çabnl- laştıracaktır. Saygılarımızla AKİS