CEMİYET Adnan bey -Menderes- ailesi için Vakıflar Bankasında bir hesap a- çılmış. Şimdiye kadar 6 eski Demok- rat, bu hesaba para yatırmış. A. P. den Hüseyin Önay, gazeteci- lere haber gönderiyor örüyorsunuz, Kayra oldu... "Kuyruk" deyimini kullanan ken- disi. O arada gazeteciler, Yüksel Men- derese telefonu açıyorlar — Bu ianeyi kabul edecek MİSi- kuyruklar Yüksel Menderesin cevabı sı — Ben bilmem, ulan so- iF Amer Eken diye bir Antalya mil- letvekili var. Eski deyimle ranta tip" dedikleri cinsten... Avrupalaşmış... Sadece tipi Avrupa- laşmış, konuştuğu zaman değil Bu zat, Mecliste, yanında hergün başka bir hanımla gövde o gösterisi yapıyor. Ekseriyetle hanımlar oGar gazinolarına, payvonlara falan men- sup... Bu suretle hem "Meclis" gör- müş oluyorlar, hem de Ömer Ekenin oradaki itibarını. Bu arada, herkes te onları görmüş oluyor. Yani bir taş- la üç kuş vuruluyor!.. * C. H. P. binasının "metruk" bir ha- li var. Fonksiyonu bitmiş bir bi- a... Bütün orayı süsleyen Merkez İ- dare Kurulu üyeleri Bakan oldular. Çay, kahve içmeğe gelen vatan- daşlar var. Ama, onlar da seyrekleşi- yor "Alraksiyon” u her ba- kımdan dah yük olan Meclis bi- nasını tercih. le onlar da! Eskiden sokakta subay kızlar gö- rürdük. Görürdük ve memnun olur- duk. Gerçi bu subay kızları mümkün olduğu kadar kötü giydirirlerdi. O lenger gibi kasketler, o ağır çekim pabuçlar... Ama, gene de bu, kadı- nın her sahaya demek- ti; "Kahraman kızları demek çoğunun hoşuna gidiyordu. Geçen gün biri sordu "— Onlara artık hiç rastlamıyo- rum " Başka biri cevap verdi: "— İhtilâl idaresi kaldırdı." İhtilâl idaresi bu kadar, bu kadar anti - feminist miydi? Geçmişin hatıraları herkesin gön- lünde canlanıyor, kendi Hayaline göre. ün bir gazeteci grubu eye yumurta yiyordu. Biri içi- ni çe 26 Yüksel Menderes İstemem, yan cebime koy "— Aaah ah!.. Ömer Başeğmezi hatırladım." — Aaah ah!.. Almanyaya gitmiş- tik. Aiamcağı e bir şeyle doymu- yordu. İlle de, "ben pastırmalı oyu- murta isterim" diye (o tutturmuştu. em de bunu türkçe anlatmağa kalkmıştı. Hem de hiç bir taviz ver- mek istemiyordu. Hatırım kırmamak için ertesi sabah pastırmasız 12 ka- ar yumurta kırdılar da, adamcağız şöyle doyası yedi. Aah ah! Ne hatıra- lardı, ne hatıralardı!.." Sahi, peşinde "oh" çekmeğe de- ğer hatıralarmış'.. Gene sayahatten açıldı. Bir gazete- ci grubu Parise gitmişti. hava meydanına geç inilmişti. varınca, yatak odalarının önünde ve- dalaştılar. Hepsinin ağzındaki söz şu idiz. — Vallahi, ben çok yoruldum kri yatacağım... Ve yarım saat sonra hepsi birbir- lerinden habersiz olarak (girdikleri Place Pigalle'in bir barında karşılaş- tılar!.. Demek, gazeteci lisanında "Val- ahi ben yoruldum, yatacağım kar- leşim" bu demekmiş... İsmet Paşa, Milli Emniyet Başkam ve Topaloğlu, Başbakanlıktan çı- kıyorlardı. Bir gazeteci, son hâdisele- ri -mitingi falan- konuşmak için yak- laştı: "— Paşam..." Ismet Paşa: "— Paşan iyi, Paşan iyi" dedi ve gazeteciyi bir "atlatma"nın hayranı bırakarak otomobiline daldı. Son Havadis, Zafer, Yeni İstanbul ve yıldızı Selim Ragıp Emeç ile Necip Fazıl olacak olan Son Posta... Bir muhalif gazete enflâsyonu... Onlar her zaman enflâsyon politika- sına meraklıydılar! AKİS, 15 OCAK 1962