zı kapitalistlerin Parti bünyesine alın masını teklif etti. Demirsoy ve ar- kadaşları bunun tamamen aleyhinde vaziyet aldılar. Demirsoyla beraber olanlar, partinin finansman işini sen- dikaların halledebileceğini o savundu- lar. İrili ufaklı sendikaların bugün ellerinde bulunan para bir hayli tu- tuyordu. Kaldı ki, böyle bir iş ücretleri muayyen miktarın üzerin- de bulunan işçiden aidat kesilebilir- İşin burasında, karşı taraf diren- . Ne olursa olsun işçiden para iste- mek psikolojik bakımdan o hataydı. Parti, ölü doğabilirdi. Bir başka kor.u partinin ismiydi. Gerçi ilk defa sözü edildiğinde, par- tinin isminin Sosyal Güvenlik Parti- si olacağı yolunda bir dedikodu çık- mıştı. Ama bu konuda henüz karar verilmemişti. Kurucu heyet bu husu- su kararlaştıracaktı. Bir üçüncü mesele Parti Genel Başkanlığına kimin O getirileceğidir. Bu hususta anlaşmazlık yok denilse yalan olacaktır. Demirsoy ve arka- daşları bu işi, Konfederasyon Başka- ının -Demirsoyun- yapmasını iste- melini teşkil edecek olan Başkanlarından büyük bir oçoğunlu- gun fikri bu merkezde değildir. Başka ses... "Nitekim, başkentte, Tuna caddesin- de böylesine bir faaliyet devam ederken geçen haftanın başında Pa- zartesi günü, İstanbulda Vilâyet bi- nasının arkasına düşen, o gürültülü Cemal Nadir sokağındaki harap ve iğreti e çıkılan (o küçük Tekstil ve örme Sanayii İşçileri Sen- dikası Merkezinin tahtaları gıcırda- yan bir odasında, orta boylu, orta yaşlı ve mühmel giyinişli bir adam, Pa — Türk işçisi artık haklarının şu- uruna varmıştır." diyordu. Adamın adı Bahir Ersoydu ve Tekstil ve Ör- me Sanayii İşçileri Sendikasının baş- kam bulunuyordu ir Ersoy, bir gün önce Teks- tilin Taşlıtarla Şubesinin kongresin- e bir konuşma yapmış ve cumarte- si günü, Taksimde, komünizm aley- hine tertiplenen sözde gösteriyi it- ham etmişti. Ersoy, Taksimde topla- nan 300 kişi tarafından komünizmi telin maskesi altında, bazı (gazete ve dergilerin yakılması olayım doğru bulmadığım belirtmiş ve teşhisini o- turtmuştu: Komünizmi telin mitin- gini tertipleyenler ve gazeteleri yır- tanlar, "İşçilerin ve dar gelirlilerin haklarını müdafaa eden Türk basını- nın, işçi meseleleri üzerinde durması- nı istemeyenler"di. Ersoy: “ n günlerde Başında işçi meşe lelerine, yani dar gelirlilerin mesele- AKİS, 15 OCAK 1962 YURTTA OLUP BİTENLER Bahir Ersoy konuşuyor Akıllı lerine alaka başlamıştır. Basını, ko- münizm gibi kötü iftiralardan tenzih ederim. Türk basını milli müessese- lerden biridir" diyordu. Bahir Ersoyun teşhisindeki doğ- ruluk payını küçümsememek gerek- tiği, sağduyu sahibi insanlar tarafın- dan kabul edildi. Muhakkak olan, iş- çi meselelerinin, üzerinde Basın tara- fından önemle durulan bir o problem haline geldiğidir. Ama bu, zorlama ile yaratılmış sahte bir durum değil- dir. Türkiye ekonomisi buhranlı dev- relerinden birinin içindedir ve az ge- lişmiş ülke olarak Türkiyede, çalı- şan sınıfın başlıbaşına bir problem haline gelmesi, "eşyanın tabiatı ica- badır.. Türkiyede emeklerinin karşı- lığında kazanıp geçinmek durumun- da olan işçilerin bugünkü durgun ve krizli devrede, en çok mağdur olan insanlar arasında bulunması da ta- biidir. Bu durum işçileri, ohaklarım savunma konusunda daha "şuurlu" hale getirmiştir. Bu "şuur'un geliş- me çizgisi, 27 Mayıstan sonra kuru- lan "Türkiye İşçi Partisi" ile başla- mıştır. Türkiyede işçilerin siyasi alanda teşkilâtlanma çabaları yeni değildir. Nitekim, Türkiye İşçi Partisinden önce de Türkiyede işçi partileri ku- rulmuştur. Fakat kurulan bu parti- ler, işçileri gerçekten temsil oOeden bir kimliğe hiçbir zaman sahip ola- manastır. Ancak 14 Mayıs 1946da Esat Adil Müstecaplı tarafından ku- rulan "Türkiye Sosyalist (o Partisi" bir ses bazı sendikalar tarafından desteklen- miş, fakat hiçbir zaman, işçi sını- fını siyasi alanda geniş bir o şekilde teşkilâtlandırmaya muvaffak olama- mıştır. Nitekim, 13 Şubat 1961'de, Türkiyede ilk defa işçi (sendikaları temsilcilerinin kurdukları "Türkiye İşçi Partisi", bu yüzden başlangıçta dikkatleri üzerinde toplamıştır- T.İ.P.'in kuruluşu 13 Şubat günü İstanbul Vilâyetinin kapısından içeriye giren sekiz ki- şi, Vali Muavini Fikret Arslana "Tür- kiye İşçi Partisi'nin kuruluş dilek- çesini veriyorlardı. Gelen sekiz kişi- nin sekizi de sendikacıydı ve her bi- ri bir İŞ kolunda bir sendikayı temsil ediyordu. Gelen sendikacılar arasın- da Avni Erakalın, Kemal Türkler, Şaban Yıldız, Rıza Kuas, İbrahim Denizcier, İbrahim Güzelce, a Nebioğlu bulunuyordu. Aynı gün Di- van Otelinde bir kokteyl terüiplendi T.İ.P.in' amaçları gazetecilere i- ah edildi. Fakat Partiye bir lider bu- lunması meselesi, kuruluştan sonra, sendikacıları bir hayli (omeşgul etti. Aksarayda Mine Lokantasında (o ve Taksim İşkembecisinde yapılan kulis çalışmalarında beliren ohava, Prof. Cahit Talaşın partiye lider olmasıy- dı. Bu arada başka isimler ortaya atılmış ve T.İ.P.'in programın ha- -ırlayan Orhan Arsalın, Prof. Orhan Tu-Tanın da adları üzerinde durul- muştu. Adaylardan biri de 28 Nisan olaylarından sonra, Menderese "150. 13