Sezgin bir gün evvel Y.T.P. Gru- pundaki görevinden istifa (etmişti. Sözleri Y. T.P. içerisindeki karışık- lığı bir parça açığa çıkarıyor, duru- mu anlatıyordu. Ethem Kılıçoğlu mah murlugunu gidermiş, Sezgini tasdik etmekteydi. Diğerleri ise söze pek ka- rışmıyorlardı. Hâdisenin cereyan ettiği perşem- be günü, o saatte Meclis koridorların- da- daha kimseler yok sayılırdı. Bir- k ahdem, bir, iki gazeteci ve Sezginle arkadaşlarının o bulunduğ Ü e ruptan Sezginin sözleri du- yuluyordu. - Oturmamış Y.T.P. de bir gün önce li bir "İktidar Darbesi" olmuş- iki hizip arasında uzun müddet- e devam eden mücadele, küçük Mec- lis topluluğunda tahtıravalli misali, bir o tarafın, bir bu tarafın ağır basmasıyla devam edip gidiyordu. Bu defa Alican ve beraberindekiler a- ğırca basmış, Akçanın etrafındakiler havada kalmıştı. Akça, Bilgin, Asal, Önder, Bodur ve arkadaşlarının o yönettikleri (o ve zaman zaman Y.T.P. nin resmi idare- cilerini alaşağı eden hizip, bitirdiği- miz hafta oldukça kötü bir oyuna gel- di ve Grup içindeki mücadeleyi bir kenara bırakıp kendisini temize çı- karmak için paçaları sıvadı. Y.T.P. içinde birdenbire hava, bu hizbin ge- ricilerin lideri Prof. Başgilin etrafın- da toplanıp bir yeni parti, getirecekleri şeklinde esti. rin günlük gazetelerde yayınlanma- sından Ziyadesiyle üzülen, Akça e punun Mi e e Bilgin le Talat oldu. Bilgin, sakgilai arasında afişe edilmesine son derece içerlemişti. Nitekim, o gün rastladığı yakınlarına yana yakıla: NN Yahu, ömrümce mücadele et- tiğim bir grupun yanında mem kadar beni üzen olay olmamış- tır. Hayatımda iki defa (böylesine gadre uğradım. Birincisi, Ağalar ve gi Sivasa Ta hş ce gönderilmemdir. çabucak yanlışlığın farkına yasla kime ie bu. diyordu. Bilgin MEn du- , durup "istifa niye e lesini de eklemekteydi. Aslında Bilgin, Akça, Asal, Bo- dur gibi istifası e iL milletvekillerinin ma niyetleri EN nl Gl, görü. nüşte partinin hareket tarzını beğen- memektedir. Daha aktif bir politika- nın güdülmesini isteyenleri bir ara ya -buaradatamamen C.H.P. ye kar- şı olmayı arzulayanlar da bulunmak- tadır- getiren düşüncenin arkasında Akçanın, parti içinde birinci o sınıf isimler arasına katılma, Asalın genç AKİS, 15 OCAK 1962 OLUP BİTENLER YURTTA Yusuf Azizoğlu - Ekrem Alican Galipler liderler cümlesinden sayılma O arzu- na iltihak edivermiştir. Akçanın ise, girdiği her topluluğu karıştırmaktaki mahareti herkesce bilinmektedir. Haftanın ortasında Y.T.P. Gru- punda cereyan eden düelloda Akça- cıların talihi yaver gitmedi. ir taraf adına Ali ise evat Turan Bilgin ve Talat Asal SÖZ "aldı lar Açan kaç şart a Si birkaç şart Ö ürdüler. Daha ne kadar “ekliyeceklerdi? Da- ha ne Vl Y.T.P. silik, sönük kala- ak, Mecliste teşrii vazifesini yapa- mıyacaktı ? Bütçerin geçmesi bekleni- yorsa, n eski Hür. . lilerin sadece dün imeanmak için ar attıkları fikirdi. Halbuki Y.T. P. Hükümetten ewel pek çok kğunu hazırlamalı, Bütçe komis- yonunda çakalı çıkışlar Meclise 147 lerle ilgili, Doğudaki du- rumla ilgili ükümetin getireceği yetersiz kanun tasarıları yerine cazip liydi. o yo teklifler getirmeliydi Alican, Azizoğlu, Aybar (bunun aksini savunmadılar. oAncak Koa- lisyonun devamında fayda bulundu- gunu, Hükümetin şu kritik günlerde rahat çalışmasının doğru olduğunu söylediler. Bilgin bir önerge hazırlamıştı. Ö- nergede Y:T.P. nin politikasının halk- oyuna açıklanması teklif ediliyordu. Ayrıca bir de metin kaleme alınmış- tı. Metin Y.T.P. li idareci üçlüsü ta- am en m madı. Ancak Aybar bir alarak, tebliğde “aktif” i “kelimesi üzerinde kulanılan urdu ve: "— ok çocukça ( trükler.." cümlesini ağzından çıkardı. Grup bir- den karıştı. Akçacılar Aybarın üze- rine yürümeğe kalkıştılar. Gürültü- ler bastırılıp yeniden tartışmaya ge- çilince, Akça hizbi toplantıda ekalli- yette kaldığım anladı ve "aktik" ke- limesinin "hareketli" olarak değişti- rilmesi kararlaştırıldı. Ama fırtına burada dinmedi. Mağ- lubiyeti hazmedemiyen Cevat Önder Başkan Vekilliğinden, Refet Sezgin Grup İdare Heyetinden istifa ettiler. imdi Y. T. P. içinde hizipler kı- lıçlarını bilemektedirler. Akçacıların fikri, herzaman için sayıca Alican - Azizoğlu ve Aybar üçlüsünü yenebi- lecekleri şeklindedir. Bu a mü- cadele devam edecektir Ali- can ve beraberi ndekiler — değin, ma galiba, pes sesi önce öteki taraftan yükselecektir, D.P. Yeni Başgilzede Geride bıraktığımız haftanın basın- da bir gün Sirkecideki İpek Palas otelinin iyi aydınlatılmış oturma sa- a lacivert elbiseli, kırmızı yüz- lü, sert görünmeye çalışan bir adam oturduğu koltukta hafifçe doğruldu ve: "— Sayın Profesör Ali Fuat Baş- gille görüştüm. Bana, bizimle bera- ber olduğunu söyledi" dedi ve söyle- 19