yayımayıvermesi birçok baş- kentlerde bu sualin rüzgâr gibi do- laşmasına yol açmıştır: Yeni bir Ra- Halbuki daha bir gün evvel Batı Almanya Dışişleri Bakanlığı, Mosko- vada Amerikan Büyükelçiliği kana- lı ile devam eden diplomatik temas- lara halel ve tesir getirmesin diye bu muhtıranın yayınlanmıyacağını bil- dirmiş, öte yandan bizzat Şansölye Adenauer de bu fikri teyid etmişti. Sonra nedense bu yoldan ayrılınmış ve hükümetin yeni deyimiyle bir "Hans Kroll" psikozuna son vermek için muhtıra ortaya dökülmüştür. Gerçi mucip sebep inandırıcıdır. Bir kamları ile birşeyler konuştuğu ove "yetkilerini aştığı" söylentileri (o hay- li huzursuzluğa yol açmıştı, Hans Kroll'un şimdi yine Sovyet Dışişle- riyle temasa geçmiş olması ve bir de muhtıra alması Batılılar üzerinde kötü bir tesir yapabilir, bilhassa İn- giliz - Alman ve Alman - Amerikan görüşmelerinin cereyan ettiği bir sı- rada müttefiklere kendilerinin bilme- dikleri birşeyin dönmekte olduğu zan- nını veya şüphesini verebilirdi. Muh- tıra bunun için yayınlanmıştı. Ancak muhtıranın-muhtevası ve bu- günkü şartlar içinde kazandığı özel bir mâna vardır ki, bu, Rapallo keli- miş olan Rusya ile ansızın imzalayı- verdiği anlaşmayı hatıra getiriver- miştir. Ludwig Erhard Sihirli değnek AKİS, 15 OCAK 1962 Şüpheli Bir Savaşta General De Gaulle, son nutkunda Cezayir meselesine yine akü selim açısından temas etti. Bir süredir Cezayirin hakiki mümessili sayma- ya razı olduğu "Menfadaki Muvakkat Cezayir Hükümeti" ile müzakere yolundan işin halledilebileceğine el'an inandığını söyledi. Evian ve Lug- rin konuşmalarının akametinden sonra Paris ile Milliyetçi Cezayirliler arasında yeniden temas sağlandığı, gizli müzakerelerin cereyan ettiği ve bu müzakereleri bu sefer Tunusun değil de Fasın patrone ettiği bilin- meye başladığı bir sırada Generalin nutku ümit uyandırmaktan hali kal- madı. F bu nutka paralel olarak Cezayirde ve anavatan Fransasında liberaller ile müfritler, yani Cezayirin milli hüviyetini er geç kabul et- mek gerekeceğine İnananlarla bu gerekliliği çeşitli düşüncelerle redde- denler arasında mücadele, hem plastik bombalarla sokakta, hem de nu- tuklar ve plânlarla Mecliste, hükümetin bütün kademelerinde ve parti- ler arasında devam etti. Bir hainim durum, Cezayirin milli hüviyetini kabul ettirmiş, buna mukabil Fransanın milli birliğini kaybetmek tehlikesiyle o karşılaşmış olması gibi görünmektedir. Çünkü, Cezayire kendi mukadderatına hük- metmek yetkisini vermek lâzım geldiğine inananlar bile işin sonunda bu meselenin Fransada sebep olduğu ıspazmozu duymaktadırlar ve yine bun- lar, kanunları, adliyesi, ordusu ve polisiyle işleyen veya işlemek iddiasın- da bulunan bir devlet mekanizmasının içindedirler. Bu mekanizma ise Cemiyetin fiyevrasından muaf değildir, taraf tutmaktadır. Cezayirli milliyetçileri uzun zaman "makbul muhatap" kabuletmemiş olan Ge- neral De Gaulle gibi, 19 Aralık gösterilerinde gizli ordu teşkilâtım pro- testo etmek İsteyen liberal Fransız vatandaşım ağzından burnundan kan getirecek kadar hırpalayan Fransız polis memuru da taraf tutmuş- tur. Burada alelade bir partizan idare misalile mi karşılışılıyor? Buna, çekinge kayıtları koymadan, müsbet cevap vermek zordur. Problem ay- rıntılıdır. Fransa Cezayirde tüfeğin tetiğini kullanan ellerle poker partisini kabul ettiği günden itibaren Cezayir elden çıkmıştır. Descartes'ın va- tanında bugün artık hiç bir Fransız vatandaşı tasavvur edilemez ki Ce- zayirin başını alıp gittiğini, bugünkü didişmenin hakiki konusunun Ce- zayir olmaktan çıktığım farketmesin. Bugün artık Fransada 1930 dan 1914'e, oradan 1870 hattâ daha gerilere kadar giden işlerin hesabı gö- rülmektedir, mesele bir imparatorluğun elden gitmesi değil, bu impa- ratorluğun vaktile sağladığı refahın niçin bu derece m adaletsiz, muvazenesiz bir toplum meydana getirmiş olduğu sualidir. Kıraliyet devrinde "Cumhuriyetçi" adım almaya cesaret edemediği için kendisine Radikal diyen hareket de, Janres'in akıbetinden korkarak sosyalist tâbirinden ürken sosyalizm de, İkinci Cihan Harbi yenilgesin- den sorumlu tutulan Blum tecrübesi de sesini duyuramamıştır. Bütün bu yeni düzen denemeleri havada kalıp, bu deformasyondan Thorez he- yulası doğduğu için Napoleon seferlerinin daussılasını duyuran dürüst. fakat devrinin içinde yaşamakta, güçlük çeken bir Generali başa getir- mek zorunda kalan Fransa hem kendine, hem de harice karşı mahcup gibidir ve pürün mahcup kişiler gibi mahcup milletlerin de tavrı haşin olmakta bi n biz "Yeni Sol Cenah"ın kurulmalından bahsedilmektedir. Komünistlerden gayri bütün ilerici cereyanları sinesinde toplamak id- diasında olan bu Yeni Sol Cenahın belirli bir programı yoktur. Fakat mevcut nizamın devamından fayda umanların hepsini üzerine sıçrat Cezayirde, Pariste patlayan bombalar, kalkıp inen coplar, birbirine vurulan tencere tava sesleri "Cezayir Fransanındrr" naraları, Parise meydan okuyan Generaller ve nihayet ölen Fransız, bunlar Cezayir için değildir. Eski hataların, eski başarısızlıkların, hesabıdır. Hattâ, belki biraz da eski büyüklüğün nostaljisidir. Fransa, tarihini sayıklar gibidir. 23