DÜNYADA Müttefikler Bonn mülakati Bermuda (o mülâkatinden sonra İn- Başbakanı Mac Mil- gözde ve imtiyaz-- lı müttefiki sıfatını tekrar <dindiği kanısının verdiği yeterlik duygusu i- çinde Batı Almanya Başbakanı Ade- nauer ile yüzleşmek, "Müthiş ihti- yar" ile karşıkarşıya gelmek için kendisini gereği kadar mücehhez his- setmekteydi. Gerçekten, bir süreden beri Batı Almanya, Sovyet Rusya karsısında takınılması gereken tavır bahsinde Londradan çok, Parise ya- kındı. Hattâ, İngilterenin bu konu- daki tutumu fazlaca mülayim görülü- azar bahsinde de Almanya bu pazarın Lİ İngiltere ise dışında, dışında e kelime, bu camiaya rakip Pe görünen diğer bir teşekkülün, Avru- pa serbest ticaret bölgesinin başında ,Bundan başka bir de "Ren Ordu- su" problemi, yâni Batı Almanyadaki İngiliz silâhlı kuvvetlerinin (bakım masrafına Bonn hükümetinin iştiraki meselesi de senelerden beri iki Mem- leket arasında ancak muvakkat for- müllerle üstü örtülen, fakat hiç bir zaman kökünden halledileni iyen bir dâva olarak duruyordu. Nihayet ge- ri kalmış memleketlere (o yapılacak yardım bahsinde de Almanyadan çok şey bekleniyordu. Bütün bunlar. Setlin buhranının çözüm şekli beklediği, yani Batının Doğu ile su veya bu şekilde hesap- laşma saatinin yaklaştığı bir sırada Mac Mlillan'ın Adenauer'i görmesini gerektiriyordu. Ren Ordusu Geride bıraktığımız hafta salı günü başlayan ve o akşam biten ko- nuşmalardan sonra yayınlanan bil- diri, müzakerelerin dostâne bir an- layış havası içinde geçtiği kaydını ihtiva etmektedir. Bildiriye biraz da- ha yakından bakınca, başlıca iki nok- ta üzerinde, nisa edilmediği anlaşıl- maktadır: 1) Batılıların Batı Berlin- deki hakları ve şehrin b i deki halkın hürriyeti 0 Sovyetlerle mâkul bir müzakere zemini aramak için başlanmış olan diplomatik temaslara devam edilme- lidir. Silâhsızlanma, Batının güveni ve NATO'nun takviyesi gibi bahisler ü- zerinde de durulduğu kaydedilmekte dir. fakat bir yandan İngilterenin Ortak Pazara katılması, diğer yan- dan Ren Ordusunun Almanya tara- 22 Konrad Adenauer İhtiyar tilki fından finanse edilmesi bahislerinde ileriye doğru bir adım atılabileceğini düşündüren bir belirti yoktur. Ren rdusunun masraflarına iştirak için Batı Almanyanın savunma bütçesine bir fasıl konulması hakkındaki İngi- liz talebi yeniden reddedilmiş ve yine eski formül üzerine dönülmüştür. di değişik olsa ve bugünkü durum mevcut olmasaydı, İn- ilterdiin artık feryadı basması ve ordusunu Almanyadan çekme tehdi- dini savurması o beklenebilirdi. Zira, silah satın almak suretile İngiltere- nin yükünü hafifletmek usülü şimdi- ye kadar denenmiş, hiç bir zaman 4 piceyi vermemiştir. Ortak Mü Ortak Pazar ve İn- gilterenin bu camiaya iştiraki bahsinde de Mac Millan'ın direnmiş olduğu Ky emi İngilterenin "Altılara" katılması müzakere ko- nusudur ve sizi yele devam edi- lecektir. Fakat İngiltere ciddi çekin- ge kayıtları koymuş ve bunlar bildiri- de de ifade edilmiştir. Şöyle ki: İn- giltere Ortak Pazara İştiraki arzu etmektedir. Fakat bir yandan Com monwealth omemleketlerinin, diğer yandan basında bulunduğu (Avrupa serbest ticaret bölgesi üyesi mem- leketlerin menfaatlerini korumak Zo rundadır. Gerçi İngilterenin Ortak P bugünkü durumu kar rşısında “böyle bir reaksiyon göstermesi güç anlatı- OLUP BİTENLER lır birşey değildir. Fakat yine başka ir zamanda, başka şartlar altında olsaydı bu cevap hiç şüphesiz daha nüanslı olurdu r hafta- lardan beri, programı icabı geçen 31 Aralıkta aşması gereken merhale üzerinde içinden çıkılmaz münakaşa” lara düşmüştür. Tarım politikası ü- zerinde tartışılmakta ve bu mesele- nin hiç de öyle göründüğü kadar ko- lay olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun- la beraber bu ekonomik -ve ileride siyasi - teşekkülün geleceği hakkın- da kimse şüphe beslememektedir. Aksine olarak, Ortak Pazara öyle- sine parlak ümitler bağlanmıştır ki, alâkalılar, başta Almanya olmak ü- zere, daha şimdiden bu teşekküle mı hatap olacak dost memleketler nez- dinde ciddi teşebbüslere bile geçmiş- lerdir. Erhard Washington'da Ortak Pazarın asıl gayesi, Avru- payı bir federasyon halinde Siya- si birliğe götürmektir. İktisadi he- definde süratle ilerleyen Ortak Pa- zar, geride bıraktığımız yıl ( içinde siyasi gayesine doğru da yönelmiş- tir. Ayrıca, bu camianın hudutlarının genişlemesi de muhtemel, hatta mu- karrerdir. Amerika bu gelişmeyi is- temekte ve desteklemektedir. Tasan şudur: Ortak Pazar Saye- sinde Avrupanın gelişmesi hızlanır, geliri ve dolayısile satın alma gücü artarsa, bu güç, Amerikan malları- nın gittikçe daha çok satın alınması- na imkân verecektir. Bu suretle- A- merikanın tediye bilançosunda bir- kaç senedir müşahede edilen açık dâ kapanmış olacaktır Lâkin mübadeleyi hızlandırmak Ve çoğaltmak için daha şimdiden alın- ması gereken tedbirler vardır ve bun- ların başında Amerikanın himaye sedlerini, diğer bir deyimle gümrük duvarlarım alçaltması gelmektedir. Başkan Kennedy bunu düşünme- miş; değildir. Hattâ son Birlik mesa- SİM da bu bahse geniş yer ayrılmış- İş te Erhard'ın Washington ko- mi bilhassa bu mesele üze- rinde cereyan etmiştir. Kennedy'nin Pazarın bu mümtaz elçisine ne gibi teminatta bulunduğu bilin- memekte ise de, Erhard beyanatın- da bilhassa bu konuda ısrar ettiğini saklamamıştır. Teni bir Rapallo mu? Mac Millan Bonn'da, Erhard Was- hington'da bir takım dikenli me- seleler üzerinde konuşurlarken, hat- tâ niye söylememeli, pazarlık eder- lerken, Batı Almanya hükümetinin 27 Aralık tarihli Sovyet muhtırasını AKİS, 15 OCAK 1962