TİYATRO zarı evine kadar giderek kendisini ikna etmiş ve ilk temsil ancak bu şartlar imi verilebilmişti. Ama temsil ML doğru Mil- li Eğitim "Bakanı Saim Alpago imzasıyla aldığı bir yıldırım telgra- fi, bu sefer işin kapris sınırını a5 tığım gösteriyordu. Bir gün önce €- serin genel provasını yapmış olan AL pago "hâd bir bronşitten mustarip" olduğu için rolü oynamıya hazırlıklı olmadığını itiraf ediyor, kendisine onbeş gün mühlet verilmesini isti- Arkadaşlarının ifadesine gö- re Alpago kırkbeş gün prova ettiği rolü hâlâ iyice ezberlememiş. tonla- rım bile bulamamıştı... Bu davranış ve ilk temsil günü gelip çatıncaya kadar bekledikten sonra sahneye çık- mama kararı, Alpagonun idareyi müşkül duruma sokmak için oönce- den tertiplediği, maksatlı bir hare- ket gibi görünüyordu. verildi ve genç sanatçı derhal çalış- malara başladı. Yıldırım Önalin rol- lerini kolay ezberlediği ve büyük kompozisyon rollerinde çabuk inti- bak gücü gösterdiği herkesçe bilin- diğinden, en geç iki hafta içinde sah- neye çıkacak şekilde hazırlanmış ola- cağından şüphe edilmemektedir. Yıl- dırım Önal yeni rolünü bu süre için- de hazırlayıp oynadığı zaman Saim Alpagonun hangi niyetle hareket et- tiği daha iyi anlaşılacaktır. İstanbul "Sinek'li piyes İstanbul Şehir Tiyatrosu, Yeni Ti- yatroda, sahneye koyduğu "Sinek- ler"le repertuvarına önemli bir eser kazandırmış oldu. "Sinekler" -1943- Jean - Paul Sartre'ın ilk tiyatro de- nemesi olduğu halde, eserleri arasın- İstanbul Şehir Tiyatrosunda "Sinekler" Tanrıların bile söndüremediği hürriyet aşkı . ve Ötesi Ama Saim Alpagonun umduğu çık- madı. İlk temsil seyircileri, büyük bir "anlayışla, konsere kaldılar, da büfede, k verdiği mesleğine saygısızlıktan dola- yı Saim yu ayıplayarak -mü- essesenin emirlerine tahsis ettiği hiz- met arabalarıyla- evlerine (o döndü- ler. Aynı gece toplanan Devlet Tiyat- TOSU km Kurulu, Saim Alpago- yu, ife ve sorumluluk duygularıy- la bağdaşamay an bu hareketinden dolayı kontratım iesetmek suretiy- le cezalandırma cihetine Esere gelince: "Bir Don Kişot'un başrolü, ertesi gün, Yıldırım Önale 32 da, savunduğu fikirler (bakımından, Önemli bir yer tutmaktadır. Existen- tialisme'in bu ünlü yazarı, Elektra tragedyasını omodern "baskıya direnişi" gusu" gibi aktüel temalarıyla miştir. Onun içindir ki "Sinekler" iş- gal altındaki Pariste Dullin tarafın- dan sahneye konulduğu zaman geniş yankılar uyandırmış, o Gestapo'nun gözünden kaçan entellektüel bir mu- kavemet hareketi olarak umutla sey- redilmiştir. Bununla beraber "Sinekler"i yal- nız 1943 Fransasını yakından ilgilen- beee el bir fikir piyesi sanmak yanlı Sartre'ın ele aldığı konu, l "ezeli problemlerine Ki etmektedir. Onun için de her dev de, her toplumda zevkle seyredilip e Hele bizim gibi "hürri- avramım türlü şekillerde (o yo- mami elverişli ortamlarda ger- çek "hürriyet"in ne olduğunu aydın- lara olsun duyurabilir... Sahnedeki oyun "Sinekler" Yeni Tiyatroda genç ku- ağın yaratıcı gayretlerinden biri le takdirle karşılanmalıdır. Bek- lan Alganın sahne düzeni, EN Erbaşarın ai Kas- manın kostümleri büt ünü, Şehir Tiyatrosu sahnelerinde her za- rici ışığını taşımaktadır. beraber Beklan Alganın Orestes'de, reji bakımından gösterdiği ulaşamadığını itiraf etmek lâzım Elektra'da da Ayla Algan, o Zeus'ta Avni Dilligil, Klytaimnestra'da Sami- ye Hün, Aigisthos'ta Mücap Ofluoğ- lu ifadeli kompozisyonları ve inandı- rıcı oyunlarıyla haklı alkışlar toplu- yorlar. Sartre'ın "Gizli Oturum" ve "Say- gılı Yosma"sından sonra "Sinekler" Türk sahnesi için -gecikmiş de olsa- bir kazanç sayılmalıdır. "Aşk'ın zaferi "Sinekler"in oynandığı Yeni Tiyat- adıyla oynuyorlar. Sartre gibi Anouilh da antik bir konuyu günü- müzün realiteleri içinde işlemektedir. Orpheos'la Eurydike'nin aşk masa- lam... uilh'un gezici bir o tiyatro kumpanyasının oyuncu kızı (olarak rak hayal ettiği Orpheos'un aşkları, ancak ölümde ideale ulaşabiliyorlar- sa da, "Aşk Efsanesi", terin başarılı sahne düzeni, sanat- çıların da üstün oyunları sayesinde, Karaca Tiyatroda, zafer tacını giy- miş görünüyor. Sahnedeki oyun "Aşk Efsanesi "nin Kent Oyuncula rı topluluğunda kazandığı zar de, iki sevgiliyi çok sade ve çok inan- dırıcı bir oyunla "yaşatmasını" bilen kn Selışıkla Genco Erkalın bü- payları vardır. Onların yanısıra Gn. m babasında Kâmuran Yü- ce, Hades'in yerini alan Monsicur Henri" de Şükran Güngör güzel kom- pozisyonları, sağlam oyunlarıyla (o Ö- nemli bir başarı unsuru oluyorlar. Alev Koral Eurydike'nin annesinde geçkin oyuncu kadını, Çetin İpekka- ya da Otel Garsonunu gerçekliği o- lan tipler halinde conlandırıyorlar. AKİS, 15 OCAK 1962