C.K.M.P. Grubu T.B.M.M. de Muhalefet yanında Saadet Kaçar, Bölükbaşına karşı ezeli muhalefetini devam ettir- mektedir. Kırmızı plâkalı her türlü otomobilin I numaralı sevdalısı Ah- met Tahtakılıç, C. K. M. P. li olma- sının ceremesini o tip arabalara veda suretiyle ödeme zorunda oluşunun a- cısını buruk davranmakla çıkarmak- tadır. Bunlara eklenen ve C.K. M. P. nin mutedillerini teşkil eden kala- balık Doğançay ekibi ise alarm Zzil- lerinin Oo Bölükbaşının o kulaklarında daha sesli tarzda çalmasına yol o aç- mıştır. Haftanın sonunda liderin bunla- ra karşı bulduğu mücadele tarzı şu oldu: Basiretin yolunu, rakiplerinden evvel gruba bizzat göstermek! Devlet Başkanlığı Tatlı tatlı sohbet Bir hükümet kurulması için yapı- lan çalışmaların en kritik günle- rinden biriydi. (o Partiler, bir takım kompleksleri yenmeye gayret ediyor- lar, İsmet İnönü duruma hal çaresi bulmak için ciddi (o faaliyet gösteri- yordu. İri yapılı adam koltuğunda öne doğru eğildi ve karşısında bulu- nanlara uzun uzun baktıktan sonra konuşmağa başladı. İlk sözleri "— Memleket ahvalini nasıl gö- rüyorsunuz?" oldu. Cevap beklemeden devam etti: "— Siyasi o partilerin durumları hakkında ne düşünüyorsunuz?" Çankaya Köşkünün mükellef dö şenmiş çalışma odasında mahcup mahcup oturmakta olan misafirler birden heyecanlandılar ve konuşmak için fırsat kolladılar. Fırsatı yakala- yan şişman, orta boylu, mavi gözlü, gri elbiseli genç bir adam oldu. TEK SİF teşkilatım temsil eden Sabri Tığlı acele acele, fakat mukni bir AKİS, 20 KASIM 1961 grubu ifade ile memleket şartlarım Devle- tin başına anlatmağa koyulduğunda saat 10.10'du Hadise, bitirdiğimiz haftanın ba- şında cereyan etti. Sohbetin mihrakı olan adam Cumhurbaşkanı Cemal Gürseldi. Muhatapları ise T.M.G.T mensuplarıydı. Hikâye o gün, çok evvelden orta- ya atılmış bir fikrin Oo gerçekleşme- siyle başladı. T.M.G.T. mensupları İkinci Cumhuriyetin ilk Cumhurbaş- kanı Gürseli (ziyaretle, tebriklerini arzetmeyi tasarlamışlardı. Bu arzu- yu T.M.G.T. nin üyesi bulunan Tür- kiye Devrim Ocakları, Kadınlar Bir- liği, İzci Teşkilatı, T.MT.F. ve TEK- SİF ehemmiyetle obenimsemişlerdi. Bunun içindir ki o gün 121100 numa- ralı telefonla Cumhurbaşkanlığı Baş- yaverliği oOaranmış ve o kendisinden randevu koparılmıştı. Gürsel, T.M. G.T. temsilcilerini saat 10'da bekli- yecekti. eşkilat mensuplarının araların- dan seçtikleri üyeler saat ( 9.50'de Köşk O Nizamiyesinden o geçtiler ve Köşke girerek, Başyâver Kadri Er- kek tarafından misafir odasına alın- dılar. Bir süre beklenildi. Saat 10'da Cumhurbaşkanı misafirleriyle görüş- meğe hazır olduğunu bildirdi. Gürsel gelenleri çalışma odasın- da, ayakta karşıladı ve tebrikleri dolu gözlerle kabul etti. Hassas Gürsel, gençlerin bu yakın ilgisinden son derece mütehassis olmuştu. Bu- nun içindir ki 15 dakika olarak tes- bit edilen nezaket ziyaretinin müd- deti, Başyaver Kadri Erkekin işaret- i ikazlarına rağmen, Gürselin iste ğiyle 45 dakika kadar sürdü. Gürsel mi . bulduğundan bahti- yardı. Bu içinde memleket Geselelerine, temas edildi. Cumhurbaşkanı Gürsel (o gençleri teker teker tanıdıktan sonra sohbe- Sevgili Akis! Küçük seni zevkle tâkip eden bir oku- yaştanberi n. Yıllardır dikkat etmişimdir, sa- na olan düşmanlıkların, hücum- ların, hatta dost veya Okuyucu ser- zenişlerinin sıklet merkezi, şahsi- i yapmanda, bir takım şahsiyet- ler üşürmende (o toplanı- gor, Efendim, ne yapıp yapıp, devlet idaresinde, politikada veya herhangi bir içtimai veya, siyasi bir müessesede isim yapmış kıy- metlerin (şahsiyetleri ile oynayıp bozuveriyormuşsun. Bir devlet hayatında, ön plân- da selen müesseselerde, sivrilmiş insanların ne tıynette, ne karak- terde insanlar olduklarını bilmek, ama hakiki yüzleri ile bilmek, o toplum kişilerinin en tabii hakla- rındandır. Bir topluma, kişilikleri gizli kalmış, kaderin sevki ile mev- ki elde etmiş veya yükseldikçe, i- sim yaptıkça hırsa kapılarak kişi- liklerini ve kendilerine (bağlanan ümitleri paramparça eden insanlar kadar zararı dokunanlar pek azdır. Toplumlarda, bir mecmuanın ha- arı ile dağılıverecek kişilere ihtiyaç yoktur herhalde. Sevgili Akla, . sen her zaman böylelerini al, okuyucularının gö- ü hakiki cepheleri ile çıkar, Ergun Kaptan - İstanbul En şaştığım şey AKİS'in, kendi- sine en yabancı çevrelerde olup bitenleri dahi nasıl olup ta bu ka- dar sıhhatli şeklide öğrenebildiği- dir. Bir zamanlar Menderes kabi- nelerindeki en gizli (görüşmelerin tafsilatını AKİS'te okurduk, 13 Ka- sım tarihli AKİS'te A.P. nin ka- rarının su olacağını okudum: "İ- nönü kabinesine Bakan vermek, fakat güven oyu bahsinde Grubu serbest bırakmak!" Üç. gün bek- ledim, 16 Kasım tarihli gazeteler ilân ettiler: "A.P. İnönü kabinesi ne Bakan verecek, fakat güven oyu bahsinde Grubu serbest bıraka- cak!" Sizin tâbirinizle, "Pes, doğru- u!" Sevim Arda - İzmir 21