Korku ve üzüntü, başkentte Terilen karana teşkilât tarafından anlaşıl- maması endişesi pek çok A. P. linin yüzünü sardı. Derhal bir çâre bulun du: Apaydınlar, Akçallar gibi mute- diller, gruplar halinde yurdu tara- yacaklar ve taraftarlarına hareketle- rinin mucip sebebini anlatacaklar, on- ları aydınlatacaklardı. İlk olarak ağzı laf yapan Burhan Apaydının gecikmedi. Teşkilât, müfritlerin bü- tün tahriklerine rağmen şayanı dik- kat bir anlayış gösterdi ve çözülme pek mahalli kaldı. O kadar ki hafta nın sonunda bunun çapı, Yassıada kararlarının ilânından sonra başlayan huzursuzluğun genişliğini bile alma- dı. Bunun üzerine, ekip sevkıyatı fik- rinden vaz geçildi. İstanbul teşkilâtı- nın Genel Merkezi destekleyen kararı müsbet tesir yarattı. Daha eğlencelisi, koalisyona katı- lan A. P. fırtınayı geçiştirmek oüÜze- reyken otobüsü kaçıran Y. T. P. koalisyona katılınmadığı için gerçek kasırga kopuverdi. a e Ertuğrul Akça Fırsat ganimettir Y.T.P. Oyun içinde oyun Fahreddin Kerim Gökay, karşısında pek keyifli, elindeki kehribar tes- YURTTA OLUP BİTENLER bini ağır ağır çekerek ia Akçay — Bir de sizi, benim harekete getirdiğimi söylüyorlar. Açıkça ( bil- direyim Ertuğrul, ben senin takriri- ne oy vermem. Ama Grupta ekalli- yette kalırız, orasını bilemem" de- di gülümsiyen Gökay sinirli, samimi ve üzgün görünüyordu. Elini uzatsa değecek yakınlıkta bir kuşu kaçırmış aya benziyordu. Akça mukabele e "— Biz bir şey panel ki Sâdece Basından intikal edenlerden dolayı, o sezgimizi ortaya (o koyuyo- uz.." Konuşma, Meclisin D Blokuna raslayan toplantı salonunun sağın- daki koridorda, kenara oyerleştiril- miş koltukların üzerinde, cuma günü cereyan ediyordu. Akça halinden memnundu. Y. T. P. içinde bir göv- de gösterisi yapıp birinci plâna çı- kabilme imkânları nihayet eline geç- miş, bu ekzantrik- ve gürültücü Yas- sıada avukatı iki gün evvel aynı ko- ridorda cereyan etmiş bir olayı gani- met bilmişti. Uzun müddettir Y. T. P. grubun- daki doğum sancıları, beklenen mey- Imam ve Cemaat İhtilâlden Osonra siyaset hayatı yeniden açılırken kurulan par- tilerden bir kısmının basma ge- çenlerden dinlediğimiz sözler tulmamıştır. duygular" gibi terimleri en çok kullananlar Y. T.P. yi kuranlar olmuştur. Bun- lar yazılarında, demeçlerinde, tuklarında hangi sebeplerle hareke- te geçtiklerini uzun uzun anlatmış- lardı Y. P. nin kurucularına ba- kılırsa, kendilerini bir tek ga- ye siyaset hayatına itmiştir: Ay- dınlık fikirlerinden, D ye bağ- lanmış kütleyi faydalandırmak! D. P. nin kapatılmasıyla bu kütle or tada kalmıştır ya.. Milyonlarca o- yu, mutlaka kendi taraflarına çek mek isteyecekler çıkacaktır. oEe bunların arasında kötü niyetlilerin mevcu düşmanlık ve kin hislerin tahrik edeceklerin, memlekette kar deş kavgası körükleyeceklerin bu Ummayacağı ne malümdur? O hal de memleket, kendileri gibi aydın lardan görev beklemektedir. o Mey- dana çıkacaklardır ve Demokrat oyları hayırlı yollarda kanalize et- meye çalışacaklardır. Bunların sa- AKİS, 20 KASIM 1961 tüplerinin kırılan gururlarını, ze- delenen haysiyetlerini, fena İstika- mette oy kullanmış olmalarım an- lamalarından doğan huzursuzlukla- rını basiretle, izanla, akılla tedavi edeceklerdir. Onları tahriklerden de, hakaretlerden de koruyacaklar- dır. Kısacası, banları Merihe gönde remeyeceğimize göre, her birini a» kıllı uslu vatandaş haline getirecek- lerdir. Bunun için kendilerinin kâfi iyi niyetleri, bilgileri, O faziletleri vardır. Bu edebiyata, daha ortaya atıl- masıyla birlikte başlayan tatbikat karşısında kimler ne kadar süre inanmışlardır, bilinmez. Tatbikatı şüphesiz, iyi yola itilmek istenilen eski Demokratlara şirin görünme lüzumuna bağlayanlar olmuştur Y.T. P. lilerin şampiyonluğunu yaptıkları İnönü düşmanlığı, C. H P. düşmanlığı, hatta D. P. hayran ığı uzun müddet hep bu şekilde izah edilmiştir. " i nu istediği kimsenin karşısına çıkıp söylediği gerçek dahi olsa, bir ta kım boşa m konulardan bahis açmaz ki.." Bu mantıkla, se çimlere bade ihtilal öncesi ede biyat tekrarlanmış, eski Demokrat lara kur yapılmış, her türlü taviz verilmiş, hatta o devir Alfan Devir bile sayılmış fakat idealistlik, man leketçilik, aydın kafa ve fazilet hiç kimseye verilmemiştir. Seçimler yapıldı, oylar kanalize edildi. Bu oylarla bir takım tem- silciler Meclise geldiler. Memleketi ciddi bir buhran içinde ve vahim tehlike karşısında gördüler. Aa! Y. T. P, li imamlar, o doğru yola gö- türecekleri cemaat var ya, o cemaa- tin de ilerisinde, düşmanlık, uyuş- mazlık, küçük hesaplar, iktidar hırsı, koltuk kapma sevdasının en ucundalar. Memleket şunu (o bekli- yormuş, memleket bunu bekliyor- muş, durum şuymuş, durum buy- muş.. Umurlarında değil! Hani, insan düşünüyor da eğer kahraman Y. T. P. liler öylesine idealizmle ortaya çıkmasaydılar, bu zavallı "Demokrat Kütle" daha fe- na ele nasıl düşebilirdi? Hayır hayır! Bir politika benim denebilir. Bir siyasi fikir tutulabi- lir. Bir yol seçilebilir. o İnsanlarda sempatiler ve antipatiler de bulu- nabilir. Ama, illâ yüksekten atma- nın hikmeti nedir, lütfen söylenir Herkes en sonda hak ettiği no- -u mutlaka aldığına göre.. 17