KİTAPLAR Yakan Mahalle (John Steinbeck'in Orhan o Azizoğlu tarafından çevrilmiş romanı, Varlık Yayınları 885, Büyük Eserler Kitap- lığı 30, İstanbul Ekin Basımevi 1961, Dördüncü basılış, 184 sayfa 400, ku- rus) Ünlü Amerikan yazarı John Stein- beck, orijinal adı ile "Tortilla Fla- t"ı 1937 yılında yazdı. Eser daha ya- yınlandığı (ogünlerde büyük bir ilgi gördü ve hemen dünyanın bütün dille- rine çevrildi, Daha sonra filme de alınan ve filmi de büyük bir ilgi gö- ren Tortilla Flat, Orhan Azizoğlu tarafından dilimize çevrildi. (o Varlık Yayınevi, bugüne kadar bu kitap için dördüncü baskı yapmak zorunda kal- dı. Zira "Yukarı Mahalle", Türk hal- kının ilgisini de aile bir takım özellikler o taşımakta O Meksika- dan gelip Amerikanın Sefil tabakasını teşkil eden yan yerli, yarı İspanyol kırması Paisano'ların hikâyesi, bizim İstanbul, İzmir, Adana veya Ankara gecekondularında yaşıyanların hikâ- yelerinden pek farklı bir hikâye de- ğildir ve Steinbeck, çağımızın en güç- lü yazarlarından biri olarak bunların hikayesini gerçekten okunmaya, ü- zerinde durulmaya, düşünülmeye de- ger bir şekilde kaleme almıştır. Orhan Azizoğlunun ilk defa 1951'de dilimize kazandırdığı 1954'de ikinci, (1957'de üçüncü ve nihayet 1961'de dördüncü "Yukarı Mahalle"ye yazdığı önsözde Steinbeck: "Bu kitabı yazarken Paisano'la- --n bu kadar mütecessis, kurnaz, fa- kir ve huysuz olduklarını bilmiyor- dum. Onları yaşadıkları hayatın güç şartlan ila haşır neşir olmuş müte- ammil, sempatik insanlar olarak tanırdım. Tevekkül dediğimiz bu hal iyi bir şeydir. Anlatacağım hikâyelerin bu o ka- dar akıllıca ve insanların bu kadar kurnaz olduklarını zı insanlara da gene aynı önsözünde bir güzel ders vermektedir. İste, Steinbeck'in "Yukarı Mahal- le"nin önsözündeki satırlarından bir- kaçı daha: "Bütün bunlar bir başlangıç de- gil, bir sonuç oluyor. Bu hikayeleri hakikat olduğu ve beğendiğim ( için yazdım. Edebiyatçı geçinenlerin ço- ğu bu insanların sâdece kaba taraf- larım görmüş, onların sefaletiyle a- lay etmiştir. Onları unuttum, hatır- lamıyorum bile. Fakat bir daha bu te- AKİS, 30 EKİM 1961 miz kalpli, gözleri arzu ve doğruluk dolu samimi insanların hayatının böy- le kaba tarafım göstermeye çalışa- gazi. karı Mahalle"de . da Steinbeck, daha kitabının ilk cü lesinde şöyle özetleyiveriyor: "Bu Danny'nin, Danny'nin arka- daşlarının ve Danny'nin evinin hikâ- yesidir." Danny, bir yukarı mahalle çocu- gudur. Yâni, Amerikan tipi bir gece- kondu çocuğu. Fakir, kimsesiz, ser- seri, gücü kuvveti yerinde bir oâvâ- nı Kendi çapında ufak tefek soy- gunlar, mahalle kavgaları, bulunduk- ça içilen şarap... Serserilik arkadaş- ları, hapishaneler vs... Derken günün birinde Danny'e amcalarından birinden iki" ev miras kalır. Yâni, iki gecekondu. Danny ömründe ilk defa birşeye sahip olma- nın şaşkınlığı içindedir. O zamana dar, ormanda ağaçlar altında, sa- manlıklarda, köprü altlarında yatmış- tır. Evlerden birine kendisi yerleşir, diğerini de en sevdiği arkadaşına ki- ralar. Gerçi bu kirayı hiç bir zaman alamayacağını bilmektedir ama, gene de kendisini ev sahibi saymak ve Ki- racısı olduğunu bilmek Danny için bir değişikliktir. Üstelik, ev sahibi olduğundan beri mahalledeki itibarı artmış, mahallenin kadınları kızları kendisiyle daha çok ilgilenmeye baş- lamışlardır da. Pek tabii ki Danny'- nin arkadaşları da kendisi gibi in- sanlardır. Yâni, sokak serserileri... Danny bunların içinde hem en güçlü kuvvetlisi, hem de ev bark sahibi ol- bakımından en itibarlısıdır. Derken Danny'nin arkadaşları bir sarhoşluk gecelerinde, kiracı olarak kaldıkları Danny ikinci evinin yanmasına sebep olurlar. Danny için bu hiç de üzülünecek bir mesele de- ğildir. Haydan gelen huya gitmiştir. Üstelik Danny bütün serseriliklerine, âvâreliklerine rağmen arkadaşlarına düşkündür. Evinin yanmasına sebep olan arkadaşlarını da kendi evine alır. İMECE Aylık Kültür Dergisi I Kasım 1061 7. sayısı çıktı OKUYUNUZ! P. K.378-. AKİS - Reklâm — 228 Ankara Artık vaktiyle kendisinin tek başına kaldığı evde birkaç arkadaşıyla bir- lekte kalmaktadırlar. Eski serserilik günlerinden kalma bir alışkanlıkla yatak yorgan aradıkları da yoktur. Evin şurasında burasında kıvrılıp yatmaktadırlar. Etraflarını bazen ta- lan etmekte, bazen etraflarına yar- dım da bulunmakta, çokça uyumak- ta, çokça serserilik peşinde koşmak- tadırlar. Ama onların yaptıkları her- şey mutlaka bir iyi niyete dayanmak- tadır. Bu sersericiklerin kalpleri o sâ- dece iyilik için yanmaktadır. Taham- mül edemedikleri tek şey, çalışmak- tır. Buna bir türlü yanaşamamakta- dırlar. Çalışılmadan geçirilen âvâre gün- ler, çapkınlıklar, şarap içip (sarhoş olmalar ve alışılmamış bir hayat.... Bir çatı altında yatmak., Ufak tefek kavgalar.... Bütün bunlar, bir zaman gelir ki, Danny'nin hayatında birden pek mânasızlaşır Bir garipleşmiş, yabanileşmiştir. Ev sahibi olmasıyla ictimai seviyesinde ortaya çıkan de- gişiklik bu genç serseriyi önce me- sut etmiş, oyalamış, sevindirmiştir ama zamanla bu hayattan sıkılmaya başlar. Pek iyi tahmin edemediği, tahlil edemediği bir ruh haline düşer. Bir takım çılgınlıklar yapar, evden kaçar, bir müddet kaybolur, şehirde yeniden soygunlar kavgalar başlar ve önüne geçilemez. Arkadaşları, Danny'nin bu hali karşısında şaşkın- dırlar, onu yeniden aralarına alabil- mek için gayret gösterirler. Günün bi- rinde Danny evine, arkadaşlarının yanma döner. Yukarı Mahalle, Danny'nin evine dönüşü şerefine bir balo hazırlamaya başlar. Hikâye böy- lece uzayıp gitmekte ve Danny'nin hazin âkibetini, Danny'in evinin akı- betini, Danny'nin arkadaşlarının âki- betini anlatmakla son bulmaktadır. Steinbeck, bu kaba sata adam yığınlarının en ince noktalarım ous- talıkla bulup çıkarmıştır. Danny'nin yanıbaşında yarattığı tiplerin her biri teker teker tanınmaya, obulun- maya değer, tiplerdir. rhan Azizoğlunun son derece en kuvvetli eserlerinden biridir. defa başlanıldı mı, kolay kolay elden bırakılamamaktadır. Bizim (modern romancılarımızdan birçoğuna yol gös- tericilik eden bir yazar olarak Stein- beck'in bütün eserlerini okumak lâ- zımdır,ama, bu arada "Gazap Üzüm- leri", "Fareler ve İnsanlar" gibi şahe- serlerinin yânında "Yukarı Mahalle"- ye de mutlaka bir yer vermek gerek- mektedir, 31