DÜNYADA OLUP BİTENLER gündeminin ilk üç maddesini şu şe- kilde tesbit etmiştir: 1) Nükleer de- nemeler, 2) Silâhsızlanma, 3) Ceza- yir. ' Gündem bu suretle tesbit edildik- ten sonra, Sovyet manevrasının ikin- ci safhasına şahit olunmuş ve buna maalesef bazı tarafsız memleketler de âlet olmuşlardır. İkinci safha Nükleer (o denemeleri durdurmak me- selesi gündemin birinci madde- sinde yer alınca, İngiltere ile Ameri- ka hemen davranıp bu denemelere, bir anlaşmaya bağlı olarak, devam- lı surette son verilmesini, bunun için 30 gün içinde müzakere açılma- sına hazır olduklarım o bildiren bir karar tasarısı sunmuşlardır. Halbu- ki öte yandan Hindistan, verdiği bir tasarıda, denemelerin belirli bir sü- re için durdurulmasını istemiştir. Yâni bu şekil odurdurma morator- yum, bir anlaşmaya bağlı olmaksı- zın, tek taraflı kararlarla, üç atom devletinin 1958 den itibaren yaptık- ları gibi bir durdurma olacaktı. Bun- dan kim faydalanabilirdi? Elbette ki Sovyet Rusya, Bu bir kapandı. Sovyetler iki ay müddetle 24 dene- me yapmıştı. Bu arada Amerika ve İngiltere denemeleri odurdurma ka- Batıkların zararına mış olacaktı Bu arada evvelâ müzakere edil- mesi kararlaştırılan Hind teklifine ek teklifler ve tâdiller gelmiş, bun- lardan 8 memleket tarafından veri- len bir tasan, komisyonda, durumu muvakkaten Batılılar lehine düzelt- miştir Bitirdiğimiz haftanın oortaların- da, çarşamba günü o Sovyet Stoku- nun ve tarafsızların şiddetli muha- lefetine rağmen kabul edilen bu ka- rar suretinde Sovyet (Rusyadan 50 megatonluk denemeyi yapmaması açıkca istenmektedir. Bu, Birleşmiş - Milletlerin resmi talebidir. Sovyet Rusyanın buna ne gibi bir cevap ve- receği sualine gelince, bunu cevap- landırmadan evvel, ocevabın umur- sanmaması halinde tatbik edilecek bir tedbiri zikretmek gerekir: O gün bu karar kabul edilirken, Başkan Kennedy de yer altı nükleer dene- melere hazırlık için ilgililere emir vermiştir. o Durdu durdu, durmadı, yarış başlıyacaktır. Hem, bütün hızı Almanya Uzun buhran Harp sonu tarihinin en nâzik dev- resini oyaşayan Batı Almanya, 26 olarak kapatıl- Adenauer Koalisyondun ne haber ! son seçimlerin meydana getirdiği parlâmento aritmetiğindeki proble- mi hâlâ çözememiştir. e Haftalardan beri partiler arasında devam eden temas ve istişareler, geride bıraktı- ğımız hafta içinde tekrar bir çıkma- za girmiş, bu yüzden parlâmento toplantısı bir kere daha geriye bıra- kılmıştır. Seçimlerde o mutlak (çoğunluğu kaybeden Hristiyan - Demokrat Par- ti başlıbaşına kabineyi kuramıyacak hale gelince,, Hür Demokrat denen Liberallerle koalisyon imkânları a- raştırmıştır. Bu konuda akla ilk ge- len sual, Şansölye Adenauer'in, Li- beraller oOyerine daha kuvvetli bir parti olan Sosyal Demokratlarla ni- çin işbirliği imkânları (o araştırmadı- gıdır. Bunun başlıca iki cevabı var- dır. Evvelâ Sosyal Demokratların lideri olan Brandt'ın bir milli koa- lisyondan bahsetmesine rağmen, böy- le bir işbirliği Hristiyan - Demokrat- ları da Sosyal - Demokratları da par- çalıyabilirdi. Zira iki tarafın da uz- laşmaz kanatları vardır. Bundan baş- ka, bir milli koalisyonda Liberalle- rin, Hristiyan - Demokratlardan da- ha çok Sosyalistlerle asla uzlaşamı- yacakları noktalar olacaktı. Bu şartlar altında Şansölye, ev- velâ Sosyalistlere (o yanaşır gibi bir manevradan sonra liberal parti ile konuşmaya başlamıştır. İstenmeyen baş Liberal (Partinin ilk ağızda Adena- uer'in başkanlık edeceği bir hü- kümete girmek istemediği meydana çıkmıştır. Fakat bir yandan dış buh- ran, diğer yandan bulunan bir uz- laşma ile Adenauer'in üzerindeki ipo- tek kaldırılmış ve Şansölyenin teş- rii devrenin sonundan bir müddet ev- vel çekilmesi şartile hükümet başka- nı olması taraflarca kabul edilmiştir. Liberallerin bu hal tarzım kabul etmelerinin partinin bazı kesimlerin- de menfi karşılandığı anlaşılmakta- dır.Nitekim Liberal Parti, biraz da zevahiri kurtarmak için olacak, bu sefer Şansölyenin en sâdık mesai ar- kadaşına, Dışişleri Bakam Von Bren tano'ya musallat olmuş, onun değiş- tirilmesini ve yerine Dışişleri komis- yonu eski başkanlarından Georg Ki- esinger'in o getirilmesini (istemiştir. Liberal Partinin kanatince, bu yeni Bakan, umumi hatlardan ayrılma- mak şartile dış siyasette daha es- nek bir tutum gösterebilecektir. Liberaller bundan başka bir kı da izhar etmişlerdir. İlk bakışta taktik gibi görünen ve parti mülâhazalarına istinad etti- ği zannedilen bu taleplerin derin se- bepleri de yok değildir. Liberal Par- ti demirperde memleketleriyle daha gelişmiş münasebetler ve bilhassa ekonomik ve ticari münasebetler ku- rulmasını istemektedir. Fakat herhalde uzayan bu buh- ranın hem Almanyayı, hem de müt- tefikleri oOüzdüğü şüphesizdir. Zira bugün yarın, artık Batılılararası bü- yük ve nihai istişarelere başlamak zamanı gelecektir ve böyle bir za- manda Batı Almanyanın hükümetsiz bulunması işleri kolaylaştırmıyacak- tır AKİS, 30 EKİM 1961