türlü olacağını (o söyleyenler de bili yorlardı. Ağır ağır izaha girişti: "— Biz her adımımızı bütün ihti- malleri dikkate ve hesaba alarak ât- tık ve atıyoruz. Verilen söz yerine getirildi. Seçimler yapıldı." Tam bu sırada bir muhabir söze katıldı ve Gürselin Cumhurbaşkanlı- gı adaylığı o meselesine temas etti. Başkan tercümanım dinledikten son- “dl ciddi bir tavırla: — Bunu evvelce de ifade etmiş- tim. Buna millet karar verir, dedim Bugünkü şartlar bunu teyid ediyor" diye konuştu. Sonra, adaylığını koyacağım res- men bildirdi ve bu açıklamadan iti- baren suallerin büyük kısmım, evve- " - Her halü kârda hükümet ku- rulacaktır" cevabını verdi. Bir başka muhabir, bir endişesini açığa vurdu: "— İhtilâl obitmemiş görünüyor. Bilinmeyen tek şey, üçüncü adımın ne şekilde atılacağıdır" dedi ve fikri- ni iza i İlk adım İhtilâldi. O başarılmıştı. nn adım, seçimlerdi. O da bitmiş- e ne olacaktı? Gürsel bunu, sülere erşey en kısa zamanda arzu edilen şekilde neticelenecektir" şek- linde cevaplandırdı. Bundan sonra görüşme, Türkiye ile ilgili meselelerle devam etti. Gür- sel bütün suallerin cevabım yabancı- ların yadırgadıkları bir serinkanlılık Gürsel Türk gazetecileriyle Başbakanlık önünde Sevimlerden memnun tek lâ seçilmesi ogerektiğini o belirterek cevaplandırdı. Gürselin yaptığı açık- lama sürpriz tesiri yaratmadı. Cum- hurbaşkanlığım arzuladığını hiç bir zaman saklamamış ve o istikamette gayret göstermişti. Seçimlerden son- ra da, ilk neticeler alınır alınmaz, Başbakanlığın kapısı önünde kendi- siyle görüşen gazetecilere memleketi bu halde hiç kimseye bırakıp gide- meyeceğini, hasta olmasına rağmen Cumhurbaşkanı olacağını bildirmiş- ti. Bu sırada London Times'in mu- habiri bir yeni sualle meseleleri eşe- ledi: " —Hükümet kurulacak mı?" Gürsel bunu dikkatle dinledi ve sonra: AKİS, 23 EKİM 1961 iyimser içinde verdi. Toplantının sonuna yak- laşılmıştı ki, tam bu sırada bir başka muhabir yeni bir sualle ilgiyi üzerine topladı. Bir hatanın ettikleri Başbakanlıktaki (toplantıdan iki gün evvel cereyan eden bir hadise Hotham'ı bu suali sormaya sevket- mişti. Başkan Gürsel seçimlerden he- men bir gün sonra B.B.C. nin bece- rikli muhabiri Priesland'ı kabul e- derek, kendisiyle özel surette konuş- muş ve tercümanı İnci Başkurt vası- tasıyla bir de beyanat vermişti. Be- yanat öylesine ilgi çekiciydi ki, B.B. C. muhabiri bütün İngiliz gazeteci- lerini atlatmayı kafasına koymuş olarak (Başbakanlığı (o terkederken, tercüman İnci Başkurta AKİS her hafta kapışılıyor bir mecmuayı 5 kişi okursa AKİS'i her hafta 100 binden fazla insan böyle merakla okuyor bunlar sizin müstakbel müşterilerinizdir reklamlarınızı AKİS'e vermekte acele ediniz AKİS - Reklâm — 216