YURTTA OLUP BİTENLER tiyi tutar şekilde a zi açıkladı ve sözleri "— Yüksek Seçim Kurulunun em- riyle, hdi kelime üzerine basılarak okunmaktadır. diye bitirdi. Ne var ki, telefondaki zat pek hiddetlenmişe benziyordu. — Sizi Son Havadise şikâyet e- deceğim" diyerek telefonu kapattı. Hakikaten ertesi gün Son Hava- diste Radyonun protesto edildiği ha- beri vardı! Telefondaki ses, Altuğa pek yabancı gelmemişti. Zira Müdür, bundan evvel pek çok siyasiyi radyo- da konuşturmuş ve bilhassa A.P. ida- a bol hasbıhal etmişti. Öf- i A.P. linin komik haline sâdece ei Radyoya gelen haberler isinde en ilgi çekenleri, tabii Yüksek Seçim Kurulunun bildirileri oldu. Bu bildi- rileri Yüksek Seçim Kurulu emrinde bulunan iki resmi otomobille, yine kurulda vazifeli Yargıtay odacısı Şevki Çevik Radyoya götürüyordu. Daimi olarak alesta bekleyen Dodge marka 30010 numaralı siyah araba ile, "İstanbul Kt. 74048" plâkalı Sta- tion - Wagon, 31 numaralı odada ha- -ırlanan ve imzalanan bildiriyi alı- yor ve Radyoevine doğru yola çıkı- yordu. Radyo idaresi, haftanın sonu- geçim bölgelerinde C.H.P.li aday- yerlerde en azından "hasım herkesin bil- diği gerçektir. Ancak, galip gelerek OP. veya mağlüp olarak başkente dö- anlattıkları, bu bilginin noksan bulunduğunu göstermekte- bir başka mânii daha aşmak zorunda kalmış- lardır: Hükümet icraatı! Bu hükü- H.P. nin parti olarak Milli Birlik İdaresi tasarrufları değildir. Halkta sandık başına gitmesine bir kaç gün kala çeşitli köşelerde öyle şeyler olmuştur ki, ağızların bir ka- çık kalmamasına imkân yok- ların, bazı ikili, çok yerde üçlü bir kuvwet"le çarpıştığı nenlerin dir. C.H.P. li adaylar, met icraatı, C gık demeksizin sırtına aldığı tur. Karadeniz bölgesinden gelenler, ucuz fiyatla dağıtılan buğdayın birden kesildi- ğine şahit olmuşlardır. Bu, seçimle- re pek kısa bir zaman kala yapıl mısır alamayanlara mıştır. C.H.P. nin, bir kısmı Ku ca Meclis üyesi olan alaylı. boşa çıkmış ve önlenme- miştir. Önlenmeyince de, sahilin bir başından ötekine rakip adaylar "İş- Daha şimdiden Yeniden sıkıntı çekmek bütün teşebbüsleri halkın haklı sızlanması te, C.H.P. geliyor! başladılar.. 26 na doğru yerinde bir kararla, acele yetiştirilen kat'i seçim neticelerini, programı keserek okumağa başladı. Aceleci il Anayasa oylamasında olduğu gibi, 15 Ekim seçimlerinde de ilk kat'i netice Yüksek Seçim Kuruluna Nev- şehirden geldi Hayli kalın bir tuta- nak zarfının üzerindeki Nevşehir İl Seçim Kurulu ibaresini gören Yük- sek Seçim Kurulu üyeleri yorgunluk- larına rağmen gülmekten kendilerini alamadılar. Nitekim, bizzat Recai Seçkin bu hayretini basın mensupla- rına şu Sözlerle açıkladı "— Ne hikmettir, bilinmez. İki- dir ayni şey oluyor. Çok çalışkan ga- liba, bu Nevşehirliler." Haftanın sonunda, çalışma tem- posu gittikçe hafifledi. Zira cuma ak- şamına doğru neticesi alınmamış iki il kalmıştı. Bunlardan biri İstanbul, diğeri Hakkâri idi. Hakkâri ile tele- fon muhaveresi o yapılamadığı için telgrafla irtibat tesis edildi ve tuta- nakların yolda olduğu öğrenildi. Tam bu sırada bir üçüncü ilin neticesi de geliverdi. Ağrının seçim neticesi, de belli olmuştu. Recai Seçkin hemen arkadaşlarıyla vazife başına geçti ve neticelerin son kontrolünü yaptıktan sonra, zile bastı. Bundan sonrası a- isterseniz, oyunuza ona verin. Yok, aklınızı başınıza toplayacaksanız, biz buradayız" edebiyatıyla hareke- te geçmişlerdir. Karadenizde C.H. kalesi olarak bilinen yerlerde dahi karşılaşılan sürprizli durum- Turhan Feyzioğlu yağı tez Şevki Çevike kalıyordu. Ne- tice, hemen kaleme alınan bir bildi- riyle radyoya aktarıldı. M.B.K. Umulanla bulunan Suphi Karaman, hiç bir tevil yolu- na sapmaksızın: "— Doğrusunu istersen, pek um- duğumuz sonucu alamadık" dedi. Kendisine, biraz evvel bir gaze- teci dostu tarafından sorulan sual şuydu: "“— Seçim neticeleri hakkında ne düşünüyorsunuz ? M.B.K. nin genç Albayı, sonuçla» rın başka türlü çıkacağım sandıkla- rını, onun için neticenin bir sürpriz teşkil ettiğini saklamadı. Seçimlerin arefesinde Komite içinde ve Komite- nin yardımcılarıyla (o birlikte, duru- mun değerlendirilmesi suretiyle ya- pılan tahminler başka rakamlar ver- mişti. Halbuki se?men. sandık başı- na gittiğinde, değişik tavır takınmış- tı. Genç ihtilâlcilerin, umduklarıyla karşılaşmamış oldukları, seçimleri tâkip eden gün yaptıkları toplantı- dan çıkarkenki hallerinden belli ol- du. Bir sabah önce oylarım büyük Başkente da, bu edebiyatın tesiri yaman ol- muştur. Karadeniz bölgesinden ge- lenlerin yaptıkları bu açıklama üze- rine girişilen bir Oküçük tahkikat hadiseyi doğrulamıştır. İsteyen ay- nı tahkikatı yapabilir: Seçimlere pek kısa bir zaman kala, Karade- niz halkına, verilen buğday kesil- miştir! İşte, Maraşta cereyan eden baş- ka bir hadise. CHP. adayları, köy köy dolaşıyorlar. Bir köyden onlar ayrılır ayrılmaz, ilin Ziraat Banka- sı Müdürü bir cip içinde arzı endam ediyor. Köylünün, bankaya olan borçlarını tahsil edecek, köylü pa- ra veremeyecek durumdaysa haciz muamelesine girişecek. Bir köy, iki köy, üç köy.. Birinci tesadüf, ikin- cisi tesadüf. Ama üçüncüsü? On- dan sonrakiler? Köylü arasında derhal söylenti yayılıyor: "İşte, C H.P. geliyor! Daha şimdiden başla- dılar.." Maraştan gelenlerin yap- tıkları bu açıklama üzerine girişi- len bir küçük tahkikat hadiseyi doğrulamıştır. İsteyen aynı tahki- katı yapabilir: Secim kampanyası sırasında Maraşta, köylünün borç- ları meselesi birdenbire su üstüne çıkarılıvermiştir! AKİS, 23 EKİM 1961