YURTTA OLUP BİTENLER Bir oh ki.. Derken, telefon bir - iki defa daha Bu sefer Nevşehirden tele- fon ediliyordu. Teşkilât sevinç için- deydi. senatörlük kaza- çekişiliyordu. Tulum çıkarılması ihtimali pek bü- yüktü. Haber, iddialı lider için âdeta moral eğitimi oldu. Kapalı ağzı açıl- dı ve nefis fıkralar anlatmağa baş- ladı. Ardından Kırşehir haberi, C.K.M. P. Merkezini bir kere daha sevince garketti. Kırşehirde C.H.P. çıkarsa çıkarsa. bir tek milletvekili çıkara- bilecekti. Burada da büyük çapta ço- gunluk temin edilmişti. sonra gülen yüzler tekrar asıldı, ağızları gene bıçak açmaz ol- u. İki il zaten çantada keklik -her seçimde böyle denilir. ili Bunların kazanması, k C.K.M. P. nin başarısı demek eri Öteki illerden haber gelmiyordu. Mesele o- radaydı. Süküt, C.K.M.P. Genel Merkezin- de gecenin geç vakitlerine kadar de- vam etti. İrikıyım lider konuşmuyor, kimse konuşmuyordu. İrikiıyım lider memnun değil, kimse memnun değil- di. İrikıyım lider can sıkıntısıyla iç çekiyor, a iç çekiyordu. Gece yansını biraz geçmişti ki, gelen haberler yüzleri tekrar güldür- meğe başladı. .C.K.M.P. umulmıya- cak derecede oy almıştı. Çankaya il- çesinde bile -düşününüz, Çankaya il- çesinde!- C. .P. ye oy çıkıyordu! Gerçi bu ilçede C.H.P. nin üstünlüğü biliniyordu ama, burada alman oylar başkenti Bölükbaşının fethettiğine delâlet sayıldı. Nitekim, irikıyım li- der bunu, o meşhur belâgatiyle söy- le dile getirdi: — Deniz gibiydi efendim! Mitin- gi görmediniz mi, deniz gibiydi!" Sonbahar havası C.K.M.P. Genel Merkezinde o gece ve ondan sonraki günler hava bir astı, bir kapadı. İktidarın elinde ol- duğuna kendisini samimiyetle inan- dırmış liderleri (o haricinde, pek çok C.K.M.P. li bu havadan fazla müte- essir olmadılar. Ama Bölükbaşı, ni- hayet hastalandı. Neredeyse kahrın- dan yataklara düşecekti. Bir ara, C.K.M.P. nin 20 ilde bir- den ileri geçtiği haberi Genel Mer- kezde yayılıverdi. İktidar, işte uça- rak geliyordu. Hem öyle hızla gel- mekteydi ki, C.K.M.P. altında kalıp ezilebilirdi bile. Ancak, 20 il efsanesi fazla sürmedi. Aradan geçen iki sa- at C.K.M.P. nin sâdece 4-5 ilde C. H.P. ile çekiştiğini, bazılarında ka- zanma ümidinin arttığım, bazıların- da ise kaybetmenin mukadder oldu- 24 gunu ortaya koydu. Meselâ Uşakta, Ahmet Tahtakılıcın barajı aşamama- sı ihtimali bile mevcuttu. C.K.M.P.li sempatizanların ve- ya adayların bu yüzden çene kasla- rında bir ağrıdır başladı. Kâh gülü- yor, kâh somurtuyorlardı. C.K.M.P. Genel Merkezinde bu hava devam ederken, seçim sonuçla- rı ağır ağır belli oluyor ve neticeler, C.K.M.P. nin Y.T.P. nin dahi gerisin- de kaldığını gösteriyordu. .P li liderleri bu gerçek öldürmeğe kâfi gelebilirdi. Nitekim seçimlerin üze- rinden henüz iki gün geçmemişti ki, irikiyım lider patladı: .M.P. hiç bir partiyle koa- iye kurmıyacaktır!" Seçimlerin ikinci günü Bölükbaşı, kendi tabiriyle, "saçının ak mı, kara mı" olduğunu iyice m ü. Liderin bütün bu ntüsünün yanında, etrafındakilerin. “düşünceleri Sok başkaydı. Doğrusu istenirse, ger- çeği BölUkbaşıdan biraz farklı gö- renler, kazanılacak illerde kazanıl- dığı ve his ümit edilmiyen bir ilde de büyük bir sürprizle karşılaşıldığı ka- nısındaydılar. Ağrı, C.K.M.P. için bir ikramiye olmuştu. Ağrıda seçimi ka- zanacakları, parti ileri gelenlerinin akıllarının kenarından geçmezken, bu il kendilerine üç milletvekili hedi. ye etmişti. Diğer illere gelince ora- larda umulanın üzerinde oy alınmış- tu. Gerçekler ortaya dökülüp, C.K.M. P. nin her devirde ancak bir arpa bo- yu ileri gidebildiği anlaşılınca, irikı- yım lideri muhalefet yapma -ama şöyle dört başı mâmur, ardında ken- Osman Bölükbaşı Bozum! disini alkışlıyacak hiç değilse 40-50 kişinin ğu bir muhalefet» zev ki kamçıla C.KM.P. Tiderinin ilk salvosu Dev- let ve Hükümet Başkanı Gürsele karşı oldu. lider bunu açıkça beyan etmedi, sâdece parti içinde, fikrinin böyle olduğunu söyledi: C.KM.P. ve lideri, Cumhurbaşkanlığı (o seçiminde Gürsele oy vermiyecekti. Kendi a- dayları da yoktu. Düşüneceklerdi. Kederin sevinci C.K.M.P. liderinin iktidar rüyasın- an uyanmasından sonra bozulan sinirlerini düzeltecek tek olay, baş- kentte partisinin aldığı oy miktarım öğrenmesi oldu. Öyle ya bu, başlıba- şına Bölükbaşının galebesi demekti. Koca Ankara şehrinde 166 bin küsür oyu herhalde C.K.M.P. nin mânevi kuvveti değil, listenin başındaki lo- komotif çekmişti. Bu lokomotif ise, Bölükbaşı idi! İrikiyım lider, başkentti seçmen- lere teşekkürü bir borç bildi. Yayın- ladığı bir mesajla borcunu eda etti ve vakit geçirmeden milletvekilliği mazbatasını almağa koştu. Ankara milletvekili olarak mazbatasına ka- vuşunca, bir müddet için. rüya son- rası çektiği üzüntüyü unuttu. Şimdi Figaro'nun muhabiriyle dahi konu- e. Ama, Bölükbaşı mâcerasıyla be- liren bir gerçek dikkati çekti. Demek ki dört bir yana küfürle Türkiyede bir parti dört parti arasında ancak dördüncü olabiliyordu. Seçimler Sızıltısız, dırıltısız Ankara radyosunun spikeri, herke- sin beklediği tebliği okumak üze- re önündeki mikrofona hafifçe eğil- diğinde (otakvimler 20 Ekim 1961'i. saatler 22.45'l gösteriyordu. Böylece Yüksek Seçim Kurulu, önceden tah- min olunduğu gibi, seçim neticelerini beş gün içinde derleyip toplamaya ve kanunun bahsettiği "Radyo Tebliği" ni 20 Ekim akşamı saat 24'ü geçme- den okutmaya muvaffak oldu. O ak- şam, radyosunun başında bulunan pek çok politikacı tebliğden ümidi kesmiş ve Türkiye Büyük Millet Mec- lisinin açılışının la intiba- na kapılmıştı. e Anaya Meclisin toplantısı gi"'nden beş gün sonra yapılacaktı. Böylece, İkinci Cumhuriyetin ilk Meclisinin, hiç bir davete ihtiyaç bu- lunmaksızın 25 Ekim çarşamba gü- nü, saat l5te büyük parlâmento bi- nasında toplanacağı resmen belli ol- du. Tebliğ, uzunca bir başlangıcı ih- AKİS, 23 EKİM 1961