receğini bildirdiği bu basın toplantısı parti içi huzursuzluğun o dağıtılması yolundaki ilk teşebbüs oldu. Onu, bi- tirdiğimiz haftanın sonundaki Parti Meclisi toplantısı takip etti. Toplan- tı, sabahleyin Şamseddin Günaltayın cenaze töreni olduğundan saat 15'e C.H.P. Genel Başkanı. saat tam 14.55'de partinin san binasından içe- ri girdi. Kendisini, Coşkun Bölükba- şıoğlu karşıladı. Paşa doğruca kendi odasına çıktı ve orada arkadaşların- dan partinin son durumu hakkında bilgi aldı. Genel Başkanı üst katta Genel Sekreter İsmail Rüştü Aksal bekliyordu. Bir kısım Parti Meclisi üyeleri, merkeze İnönüden sonra gel- diler. Üst kata çıkıldığında, masanın etrafı dolmuştu. Paşa, ağır adımlar- la yerine geçti. Ayağa kalkmış olan- lar, sandalyalarına tekrar yerleştiler. Mütad resimler (o çekildikten sonra, kapılar kapandı. Gündemde, fazla bir konu yoktu. ünün meselesi malümdu. Seçimler ve neticeleri, bundan sonra partinin anlattı ve beklenilen başarının kaza- nılamaması sebeplerini izah etti. Aslına o bakılırsa, bir kısmı mil- lerdi. Hele içlerinde, birbuçuk yıldır çalım satanlar eksik değildi. Bunlar, Meclise girmek bir yana, Bakan ola- cakları hususunda yakınlarına kati teminat vermişlerdi. Bu bakımdan, 1930 felâketzedelerini ziyadesiyle ha- tırlatıyorlardı. bunların bir kısmı, o felâketzedelerin ta kendisiy- diler ya.. Buna rağmen, Paşanın ko- nuşması yüreklerine cesaret doldur- du ve durumu başka gözle görmeye başladılar. Ok şaşkınlık Parti Meclisinin, seçim neticelerinin doğurduğu ilk şaşkınlık biraz geçtikten ve İnönü, basın toplantı- sındaki sözleriyle durun üzerine ışık serptikten sonra toplanması iyi oldu. Zira beş - altı günlük devre içinde hisler (o hararetlerinden O kaybettiler, teşkilâtın azimli tavrı omaneviyatı yükseltti ve en mühimi P. nin durumunun öyle korkulduğu okadar sizlik kaybolmuş, seçimlerden zafer sedaları arasında çıkanların vaziye- tinin C.H.P. ninkinden hiç daha par- lak bulunmadığı anlaşılmıştı. C.H.P. için talihsizlik, çok şey ümit ederken Parlâmentodaki durumuyla, memle- kete halcim değilse de, memlekette AKİS, 23 EKİM 1961 Bir "Sabık Başbakan. Şemseddin Günaltay Bütün memleket, bir büyük adamın kaybıyla mateme gömülmüş bu- lunuyor. Büyük adamın ne yapmış olduğu araştırılacak olursa, ca- kalı kimseleri tatmin edecek bir icraat bulmak güçtür. Hatta bu çeşit kimselerin, o büyük adamı istihfaf etmelerini önlemek dahi kolay de- ğildir. Şüphesiz şu anda çok kimse, dudağını bükmekte ve "Budala!" diye mırıldanmaktadır. Zira ölümüyle sayısız insanı üzmüş olan, Şem- seddin Günaltaydır. Şemseddin Günaltay Türk tarihine bir seçimi kay- beden ve bunun üzerine iktidarı gönül hoşluğu içinde, hiç bir buruk- luk hissetmeden terkeden Sabık Başbakan olarak geçecektir. Ama Günaltay, yıllar yılı tâkip edip 1950 nin üzerine pek çok se eklendikten sonra, tarihin başka projektörleri altında aydınlaracaktır. Günaltay Kabinesi, şimdiye kadar bu memleketin gördüğü en mükem- mel kabinedir. O kabine üyelerinden bir çoğunun, iktidar el değiştirdi- ğinde, yani kudret kendi bağlı bulunduktan tarafın elinden gidince ne hale düştüklerini hatırlamak kerametin kimde olduğunu anlamaya ye- tecektir. Şemseddin Günaltay, mümtaz ve dürüst şahsiyetiyle bir de- mokratik idarenin en canlı örneklerini vermiş, asla partizan hevesle- re kapılmamış, sabık başbakanlık ile ölüm arasında bir tercih yapma- ya kendini mecbur hissetmemiştir. 1950 yılında, C. H. P. ni iktidarı vermekten hiç bir şey kurtara- mazdı. Bu gerçeği, o devrenin | numaralı adamı İsmet İnönü ifade et- miştir. Çok kimse, o tarihte, iktidarı kaptırmış olmanın hüznü içinde "şu yapılsaydı, kaybetmezdik", "bu yapılsaydı, kaybetmezdik" tarzın- şudur ki, 27 yıl iktidarda kalıp bilinen bütün reformları gerçekleştirdik. teh memleketi çağdaş uygarlık seviyesine okavuşturduktan Cc. H. P. nin seçimlerde yenilmemesini, tek kimse m lilayanazıda.. Bugün, ölümüyle memleketin bütün sağlam kuvvetlerini ve onlarla birlikte geniş kütleleri kedere boğmuş olan Günaltay bu gerçeği anlamış bir Başbakan sıfatıyla Türk tarihinde daima şükranla, minnetle anılacak- tır. Günaltay, kendi kasasıyla devletin kasasını karıştırmamış, türlü ginden asla şüphe etmemiştir. Şüphe etmediği içindir ki, kaybedece- ginden aşağı yukarı emin bulunduğu bir dürüst seçimi zamanında yap- maktan çekinmemiş, seçimin neticesi tahmin edilen istikamette tecel- li edince de koltuğunu gözünü kırpmaksızın vermiştir. Şu anda, yürek- k başbakan olmanın hiç gam teşkil etmediğini, bütün meselenin iyi, dürüst ve doğru bir başbakan olmaktan ibaret bu- lunduğunu ispat etmiştir. Ruhu şad olsun ve Allah kendisine gani gani rahmet eylesin. Hatı- rası asla sönmeyecek, verdiği ders asla unutulmayacaktır. 19