YURTTA OLUP BİTENLER Rışın delikanlının neşesi yerine geldi. Bütün gün bu kadar İyi haber alınma- miş denilebilirdi. Karsıdaki sordu: — Umumi durum nedir?" Sarışın delikanlı hiç tereddüt et- meden cevap verdi: — 200 milletvekili, 85 tör..." Sonra, kendisini hayretle dinleyen birkaç gazeteciye bakarak gülümse- di. Söylediğine kendisi de pek inan- mamıştı.. Ertesi gün A. P. Genel Merkezin- de birdenbire bir sükünet görüldü. Konuşanlar, kısık sesle ( birbirlerine bazı meseleler anlatıyorlardı. o Yük- sek Seçim Kurulundan gelen haber- lerle teşkilâtın verdiği haberler bir- birini hâlâ tutmuyordu. Milletvekili sayısı 200 ün de altına çoktan düş- müştü. Daha fenası, suküt durmamış- tı. Devam ediyordu. Şimdi Genel Merkezde yepyeni temenniler, haber halinde dolaşmağa başlamıştı. Saatlerin 16 yı gösterdiği sıra- larda, pek genç bir partili, odalardan birisini karargâh haline getirmiş olan gazetecilerin yanına sokuldu — Y.T. P. den 30 kadar millet- vekilinin bize iltihakı doğru mu?" iye sordu Dinleyenler şaşırdılar. Acaba böy- le bir hâdise olmuştu da, haberleri sena- ir evvel bir anlaşma mı mev- iz silkerek, bir şey bilmedik- lerini belirttiler. Genç partili devam etti: "— Bunu bilmiyecek ne var?. Bu iki parti aynı gayeler için kuruldu. Neden olmasın, yâni?." Basın mensupları bu defa sormak lüzumunu hissettiler: "— Bu, temenni mi, mi?" yoksa haber defa omuz silken genç A. P. li oldu. Ağabeylerinden duymuş, doğ- ruluğu hakkında bir bilgi edinebilmek için gazetecilere açılmıştı. Ne bayram, ne matem Aynı gün, vaktin dahada geçmiş olduğu bir sırada A. TP. merkezin- de "Tek basma iktidar" o hülyaları çoktan terkedilmişti. Bir yandan ne- ticelerle teselli bulunmaya çalışılı- yordu. Bütün temenni, A. P. ile kar- deş parti Y. T. P. nin Millet Mecli- sinde müştereken hükümet kurma- ya yetecek sayıda milletvekili o çı- kârmasıydı. A. P. lilerin e dan ümitleri yoktu. Bu a A. ile Y. T. P. nin birlikte 240 lehe. killiğini aşmış oldukları haberi gel- di ve ortalığı neşelendirdi. Fakat, o hayalin pembe rengi de biraz sonra soldu. Bunun yerine, elde edilenle ö- günme tercih edildi. o Gazetecilerin 18 yanına gelen bir genç A. P. ll, heye- canla: "— Düşünün ama, şu partiler ku- rulalı ne kadar oldu. Şunun şurasın- da, sekiz aylık mazileri var. Demek ki bu millet.." Bir gazeteci lafın burasında genç partilinin sözünü kesti: "— Bu partiler 1946'da kuruldu. On yıl da iktidarda bulundu. Kendi- nizi aldatmayın, kardeşim.." Haftanın sonunda, herkesin aldığı belli olduğunda A. P. Genel Merke- zinde esen ne, bir bayram havasıy- dı, ne matem havası. İdareciler, neti- celeri bir zafer gibi göstermeye gay- ret ediyorlar, fakat hayallerin en ca- Zibinden bir hayal sukutuna uğramış olanlar artık ne kolay gülüyor, ne ko- lay söylüyorlardı. Şimdi bütün ümit, başka partilerden transferler ovu- kuuydu Zira, seçimi tâkip eden sa- baha karşı 200 milletvekilliğini çan- tada keklik sayan A, P. nin nasibi 158'den ibaretti. Daha da fenası, Y. T. P. nin sermayesi 65 idi ki iki parti başbaşa ancak 223'ü buluyor- du. Ama, tafralı A. P. yi en çok üzen bu olmadı. C. H. P., bir koalisyon yapmaya kalksa, kendi 173 milletve- kiliyle hem 65'lik Y.T. P., hem 54'lük K. M. P. ile hükümet yo oca A.P.,D.P. nin şanlı vâ- iki şıkta da yaya kalıyordu! CH.P. Şerefli mağlübiyet Ak saçlı, dinç görünüşlü adam ko- nuşurken dışardan sesler geliyor- du: "Ya yaya, şa şa şa, İsmet Paşa Tisi, ” çok yaşa!" İsmet Paşa, seçim sonra- sı durumunu kendi görüşüne göre i- zah etmek üzere tertiplediği basın toplantısındaydı. Bu, CHP. Genel Başkanının seçimlerden sonra bası- nın karşısına çıkışı oldu. Partiye girerken, kapı önünde birikmiş bir kalabalık kendisini coşkun şekil- de alkışlamıştı. Hâlâ devam eden, o tezahürattı. İsmet İnönü, bilhassa Bölükbaşının ogönderdiği adamların kalabalık bir grup teşkil ettiği basın toplantısında ovaziyeti açık (kalple anlattı. Hasım kuvvet temsilcilerin- den gelen sualleri meharetle cevap- landırdı. Bilhassa, politikadan çekil- mek niyetinde bulunmadığını bildir- mesi salonun içinde dahi alkışların yükselmesine yol açtı. Ama, toplan- tının en önemli tarafı, demokratik ananeler içinde C.H.P. nin, milli menfaatin gerektirdiği her kapıyı a- çık tutma kararının bildirilmesi ol- du. Öteki partiler ve liderleri, çeşit- li kompleksler altında kıvranırlarken 15 Ekim 1961 seçimlerinin büyük mağlübu olduğu ileri sürülen ve ha- yallerle hakikatler kanşılaşıırılırsa gerçekten de öyle olan C.H. n | numaralı adamının samimi, açık ko- nuşması Türk siyaset hayatında ha- kiki kuvvetin ne olduğunu mükem- melen ortaya koydu. İnönüde gazete- ciler, temayüllerine göre keder gör- düler, huzur gördüler, hayal sukutu gördüler, ağırbaşlılık ak- törlük gördüler. Ama bir tek kimse, kompleksin izine rastladığım ileri sü- remedi. İnönünün. partisinin mücadeleye devam edeceği, fakat bir Milli Koa- lisyona da, başka çare kalmazsa gi- İsmet İnönü basın toplantısında konuşuyor Kızgın demire su AKİS, 23 EKİM 1961