YURTTA OLUP BİTENLER onsuz bir şey yapılmaz parti mevki- sinde bulunduğu ortaya çıktı ve bu, yüreklere su serpti. C.H.P. seçimlere, okendinden ve seçmenden emin bir hava içinde gir- di. 1957 yılında D.P. ye karşı kendi- sini tutmuş bölgelerde gerileyebile- ceği hatıra dahi getirilmiyordu. Ora- larda Y.T.P. geliştiği biliniyordu a- ma, bunun bir zelzele mahiyeti taşı- yacağı m C.H.P. İstanbul dan da ümitli, Ankaradan ise emin- di, Hele. Sivas, Erzincan, Adana gibi illerde senatörlükleri elden kaçırabi- leceği rüyada görülse inanılmayacak bir fanteziydi. Seçim günü, sandıklar kapanma- dan Karanfil sokaktaki Genel Mer- kezde öyle fazla bir kalabalık görül- medi. C.H.P. taraftarları, âdeta he- yecansızdılar. Sarı binanın odaların- da teşkilatla temas edecek vazifeli- ler vardı. C.H.P. lilerin endişesi, se- çimden sonra mağlüpların, kendileri- ne, yarışı tek kişi koşarak kazanmış oldukları yolunda tarizlerde bulun- maları ihtimaliydi. Doğrusu istenilir- se, seçim neticeleri kendileri için de sürpriz olan bazı partiler ileri gelen- leri bunu plânlamıyorlar değildi. Her halde, 15 Ekim günü bütün C.H.P. de esen bir pembe havaydı. Sandıkların kapanmasını takiben gelen ilk haberler, şehir (içindeki sandıklardan geldiği için ümitlerin tahakkuk ettiği intibaını verdi. Ge- nel Başkan, evinde kalmayı tercih etmişti. (Merkez İdare Kurulunun başkentte bulunan üyeleri ise, Genel Merkeze yemekten sonra gelecekler ve durumu sabaha kadar oradan iz- leyeceklerdi. Bu ilk haberler topla- nanlar tarafından tezahüratla karşı- landı. Fakat sandıkların kapanması üzerinden saatler geçip te haberler çoğalacak yerde azalınca C.H.P. lile- rin yüreklerine ilk endişeler düştü. Seçim tecrübeleri göstermiştir ki bol haber iyi haber demektir, ses seda çıkmaması işlerin iyi (ogitmediğinin delilidir. Genel Merkezde bu sırada kalabalık artmıştı. - Kapının önüne halk birikmişti. Fakat binadan, bek- lenen müjde bir türlü çıkmayınca ne- hüzün aldı. karşısında geri du- rumda bulunduğunu bildirir rakam- lar vermeye koyuldu. Gece mn doğru, bütün ümit partinin 200'ü üstünde milletvekili çıkarmış in sından ibaretti. Pek çok C.H.P. li bi- raz şaşkın, daha çok üzgün ve meyus evinin yolunu tuttu. Sâdece en inat- çılar, binanın önünde kaldılar. Yüz- ler asık, keyifler kaçıktı. u sırada, Üst odasında 20 kattaki toplantı sigara dumanı arasında C.H.P.nin kurmay heyeti, başta İs- mail Rüştü Aksal, ilk ümit edilen ba- şarının ne nisbette eksik hale geldi- gine teşhis koymaya çalışıyordu. Sa- atler gece yarısından sabaha doğru ilerlerken bu nisbet arttı, na mu- kabil senatör ve milletvekili sayısı a- zaldı. Durum hakkında arada sırada bilgi sorduran İnönü, bir C.H.P. ikti- darının bahis konusu olmadığını öğ- renmiş olarak, mütad saatinde istira- hate çekildi. İnönünün, partisinin ufak bir ek- seriyet alacağım tahmin etmediğini söylemek yanlıştır. Ancak İnönü, ka- fasında bütün ihtimalleri sıralamış bulunuyordu. o Nitekim seçim kam- panyası sırasında istisnasız bütün li- derler zafer türküleri (o çağırmışlar, bazıları "İktidar bizimdir" diye ba- ğgırmışlarken o bu yolda tek cümle söylemedi. Bu yüzden, neticeleri son derece tabii karşıladı ve yeni durum karşısındaki tutumunu neticeler tam belli olunca kararlaştırmak niyetiyle yattı. Ama, C.H.P. ilerdeki eziklik, dozunu mütemadiyen arttırdı. Gün ola, harman ola Ertesi sabah Merkez İdare Kurulu üyeleri hiç olmazsa yıkanıp traş olmak üzere evlerine döndüklerinde -Senatoda C.H.P. nin ekseriyeti ala- mamış bulunduğu açıktı. Fakat o sa- atlerde, omilletvekilliklerinin o sayısı 190 ile 200 arasında' tahmin ediliyor- du. Bu sayının, seçimi tâkip eden bir kaç gün içinde 173'e kadar inmesi, senatörlüklerin ise 40'ı dahi bulma- yacağının anlaşılması, bir çok C.H.P. ileri geleninin gönlünde yatan asla- nı o sıralarda ayda yaşayan A.P. ileri gelenlerinin gönlüne nakletti. CHP. de kabineler seçimden önce kurul- muş, Bakanlıklar sandıklar açılma- dan paylaşılmıştı. Hayal nöbetini, C en A.P. devraldı. Bu esnada neticenin hüsranı, C.H.P. içinde baş- ka istikamette cereyanlara yol açtı. herkes, bir mesul arıyordu. ka kendinden başka bir mesul teşhi- sine muvaffak oluyordu. Buna rağmen, sarsıntı 1950 hezi- metine nazaran pek hafif geçti. İlk günler ona buna söylenenler, vaziyeti daha iyi görmeye süratle başladılar. Bunda, herkesten fazla, n bağlanmış genç tabakaların rolü ol- du. "CHP.ne yapabilirdi?" sözü dudaklara daha sık gelmeye başladı. İhtilâle karşı (o vaziyet almak bahis konusu değildi, İnönüden belirli ko- nularda taviz veya vaad beklemek! hayaldi, Milli Birlik İdaresinin icra- atını kıyasıya kötülemek milli men- faatle bağdaşır bulunmuyordu. C.H. P. efendice seçim ' kampanyası sıra- sında, iktidara getirilmesi için tek ve büyük sebebi millete söylemişti: Memlekette huzur, istikrar ve gerçek kardeşlik ancak o halde kabil olacak, aksi halde daha karışık bir durum ortaya çıkacaktı. Bunun, takdir edil- memiş bulunduğu anlaşılıyordu. "Ben demedim mi"ciler Ancak, içinde, öyle demedi- ği pek âlâ bilinen kimseler "Ben demedim 'mi" diye ortaya çıkmak fırsatım kaçırmadılar. Adanada se- natörlükleri alacağım, 12 milletve- kilinin ise asgari 8 ini kazanacağını ilan eden eski Genel Sekreter bile senatörlüklerin hepsini kaybettikten C.H.P. Genel Merkezi Testiyi kim kırdı? AKİS, 23 EKİM 1961