SAN A T Haberler Önemli bir resim sergisi girdiğimiz haftanın en önemli sa- nat olayı, Türk-Amerikan Derne- ği salonunda 1 aşılan Haşmet Akal Be. sim Sergisi Haşmet Akal, yaşadığı müddetçe sanatçı gururunu tepeletmemiş, sa- nata her türlü şarlatanlığın dışında belbağlamış gerçek bir sanatçıdır. Arkadaşlarının ve eşinin yardımlarıy- la bir araya getirilerek sergilenin e- serleri, ondaki memleket ve insan sev- gisini, onun sanata olan inancını faz- lasıyla göstermektedir. Hepsi bir başka güce ve güzelliğe sahip eserlerinden bilhassa "Forsa- lar", "İhtilal" "Ozan", "Açlık", "Kutsal Aile", "Tahtacılar" 10 numa- ralı "Peyzaj", 12 numaralı "Portre", 14 numaralı "Nü" ve yine 28 numara- lı "Nü", karşılarında günlerce, ay- larca durulup seyredilecek eserlerdir. 22 Nisan 1961 cumartesi günü açı- lan sergi, 4 Mayıs 1961 gününe kadar devam edecektir. Akalın eserlerini gören herkesin ağzından çıkan tek kelime, "fevkalâde"dir. Alimler dalgın olur.. Merkezi İstanbulda bulunan, başka yerde de şubesi olmayan Türk E- debiyatçılar Birliği Yönetim Kurulu son toplantısında yeni bir Genel Sek- reter seçilmesi işi görüşülüyordu. Melih Cevdet Anday, Yönetim Kuru- lu m Onat Kutları -Türk Dil Kurumu Armağanını kazanan genç hikayeci. gösterere — Genel Sekreter Onat olsun" dedi. Bir manlar şair Ece Ayhan bıyıklarına rağmen "Ece hanım" diye hitap eden Türk Edebiyatçılar Birli- gi Başkam, ünlü hikayeci, oyun yaza- rı ve başyazar Haldun Taner, şaşkın- lıkla: Kutlar AKİS, 1 MAYIS 1961 p" e Onat Kutları yahu!" diye sildi, Tarık Dursun o, görmüyor musu am Tarık Dursun olur mu? basbayağı Onat Kutlar işte,." Haldun Taner, pot kırdığını anla- Ya çi kurtarmak İstedi: , Canını, Tarık Dursun da öneli “Kurulunda değil mi? Melih Cevdet, başını salladı: "— Yok efendim yok.. O senin de- diğin Demir Özlü!" O "seyler"le bu şeyler. 5. Tansuğ, "Max Scheler 'in -oku- nuş eyler- İnsan ve Kâinatta- ki Yeri" konulu bir seminer hazırla- . Semineri sonuna kadar ilgiyle konuşması bitince Sezer Tansuğu hararetle kut- ladı: '— Çok güzel hazırlanmışsın Se- zer" dedi. "Yalnız iki de bir şeyler, şeyler deyip durmasaydın daha iyi olacaktı. Mısra-ı berceste.. Hüseyin Cöntürk -ki günümüzün ün- lü eleştirmecilerindendir. Edebiyat - sal, şiirsel v.s. gibi kelimelerin müci- didir. Mesleği aslisi mühendisliktir ve Ankarada ikamet eder- İstanbula gitmişti. Bir akşam, Türkiyenin en kısa boylu vatandaşlarından biri o- lan -ki iyi bir eleştirmeci ve incele- mecidir. "Çok Kapılı Oda" adlı yeni bir kitabı yayınlanmıştır. Kitap çok sayfalıdır-, Asım Bezirci, Doğan Hız- lan, Doğanın çalışma arkadaşı Nurer Uğurluyla Aksaraydaki Santuri Hüs- nünün meyhanesinde toplandılar. Cön- 1” — Bir zaman sonra kendi şiirle- rimi yaymayacağım" dedi. Biraz da çekemediklerinden olacak, arkadaşları tarafından kitabının adı "Çok Sayfalı Kitap" a çevrilen kısa- Doğan Hızlan, söze karıştı: "— Aman Asımcığım, olur mu eli ip Sen zaten mısra-ı berces- tes Her yerdesin, nerdesin? B ehçet Kemal Çağlann Türk Dili dergisinin son sayısında yayınla- nan "Her Yerdesin, Nerdesin?" adlı şiirinin ilk dörtlüğü İstanbuldaki sa- nat çevresinde şu şekilde okunuyor: Behçet Kemal Her yerdesin, nerdesin? Millet Meclisindesin Haldun Taner Şeyler, şeyler Kitap sergisinden notlar Şanatsevenler Klübünde açılan Kitap Sergisi bir hafta devam ettikten ti. İlgi topladı. Açılış ayın ortasına rastladığı ve Ankara'da memur şeh- ri olduğu için sergiyi gezenler, ki- tap alanlardan daha çoktu. Sergiye katılan sanatçılar her gün klüpte kendilerine ayrılan köşeye oturup müşteri beklediler. Müşterileri bel olan sanatçıların yanı sıra, bütün sergi boyunca namevcut sinekleri avlamak, konyak, votka veya şarap bardaklarını üstüste devirip, kaykıl- mış gözlerle, hafifçe sallanarak klü- bü terkedenler de vardı. Bazı sanatçılar, sergiyi gezenlere "Aman benim kitabımdan bir tane a- . İngiliz dostlarını sergiye getirip, emri vâ- kilerle kitaplarını aldıranlar da var- di. Zavallı yabancılar, ekmek isteme- yi bilmedikleri bir dille yazılmış bu kitapları ne yapacaklarım uzun boylu düşünmek zorunda kaldılar. Sergiye en çok ilgi gösteren okul, Ankara Maarif Kolleji oldu.' Bilhas- sa kızlar bölümü. Öğretmenlerinin nezaretinde sınıf sınıf sergiyi ogezdi- ler, kitap aldılar, sanatçılara imza ettirdiler. İşin aslına bakılırsa, sergi- nin de, sanatçıların da yüzünü bu sa- natsever Kollejli öğrenciler güldür- ü. Ankara Radyosunun "Yaşadığı- yayınlanma şekli de, üzerinde konuşulan konular arasın- daydı. 29