DÜNYADA OLUP BİTENLER Salan - Zeller - Maurice Challe - Edmond Jouhaud Kahramanlık 10 ise, 9 u kaçmaktır Fransa Kurtulan Cumhuriyet Yayın odasında (bulunan mikrofo- nun, başındaki adam etrafına şaş- kın şaşkın bakındıktan sonra, son bir gayretle mikrofona doğru eğildi ve bitkin sesle: erkes Forum meydanına koşsun” ebildi . Bu, Cezayir Radyosunda âsi gene- raller adına ili son konuşma ol- piyadeleri herkesi Forum meydanına toplanmaya davet eden paraşütçü teğmeni yakaladıkları gibi bir aske- ri kamyona âttılar ve bilinmeyen bir istikamete doğru götürdüler. Çak geçmedi, dört günlük bir aradan son- ra Fransız Radyosu ile Cezayir Rad- yosu arasındaki" vi yeniden ku- ruldu ve Cezayir R Paristen naklen hafif müzik yayınına başla- dı. Cezayirin Fransızlar otarafından yeni yapılan radyoevinde bu olaylar cereyan ederken, Forum meydanına bakan hükümet konağının balkonun- da da, neye uğradığım şaşırmış iki ellerini kollarını sallıyarak, kalabalığa bir- likler im gibi şimdi de bal- kondaki mikrofon bozulmuştu ve ge- neraller, bütün çırpınmalarına rağ- men, seslerini değil halka, yanındaki- lere bile işittiremiyorlardı. Bir müd- det oldukça eğlenceli bir pandomim oynadıktan sonra, generaller doğru alt kata indiler, Her geçen dakikanın 26 kendilerinin aleyhine işlediğini anla- mışlardı. Bu bakımdan, alt katta ken- dilerini bekleyen oparaşütçü yüzbaşı ile acele acele konuşmaya başladılar. Kalabalığın uğultusundan etraftaki- lerin hiçbiri generallerin yüzbaşı ile neler konuştuklarını anlıyamadı. An- cak konuşma sırasında bol bol "uçak" sözü kullanılıyordu. Eğreti ata binenler ygökümet konağının balkonundan halka hitap etmeye çalıştıktan sonra selâmeti kaçmakta bulan ge- nerallerin biri Jouhaud, diğeri de Sa- lan adını taşıyordu. Bilindiği gibi bunlar geride Saşe haftanın başlarında o Cezayirde bir hükümet darbesi yaparak eliz buranın değil, aynı zamanda bütün Fransanın ida- resini ele almak ve hergün biraz daha bağımsızlığa yaklaştığı görülen Ce- zayiri son bir gayretle Fransaya bağ- lamak istemişlerdi. Fakat bu hayali geniş generallerin saltanatı ancak dört gün sürebilmişti. İşte şimdi, dört günlük saltanatı arkada bırakarak, kendilerini hükümet konağının kapı- sında bekleyen askeri kamyonlara bi- niyorlardı. Aslında, bu generaller deniz piya- deleri tarafından Radyoevinden alı- nan teğmen kadar şanssız değillerdi. Çünkü" generallerin bindiği kamyon- lar hala kendilerine sâdık olan para- şütçüler tarafından korunuyordu. Ge- neral Jouhaud ve Salan, paraşütçüle- rin'muhafazası altında Cezayir şeh- rinden çıktılar ve Batıya doğru yol almaya a Şu satırların ya- zıldığı sırada, kimse iki generalin ne- reye alanin! bilmiyordu Doğrusu istenirse, asi generallerin içinde en merdi, isyanın elebaşısı Ge- neral Challe olmuştu. Emekli bir ha- va subayı olan Challe, Jsyanın başa- rısızlıkla sonuçlanmak üzere olduğu- teslim olmuştu. Ba re Challe'in teslim olması yalnız bir mertlik eseri değildi. Emekli (o hava generali elbette ki bir mahkemenin karşısına çıkarılacaktı. Challe, tes- lim olurken, mahkemeyi sesini bütün Fransaya daha iyi işittirecek bir vasıta olarak kullanmayı düşünü- ordu. De Gaulle ve arkasındakiler eneral Jouhaud ve Salan'ın bilin- meyen bir istikamete doğru yol al- mak üzere Cezayir şehrinden çıktık- ları sırada, tankların himayesinde ilerleyen Jandarma birlikleri de şeh- rin içine giriyorlardı. Oran ve Kons- tantin şehirlerindeki Aliler bir gün önce bu şehirleri (o terkettiklerinden hükümet kuvvetleri buralarda duru- ma daha önce hakim olmuşlardı. Jan- darma birliklerinin girmesiyle, artık Cezayir de hükümetin otoritesi altına geçmiş sayılırdı. Nitekim, deniz piya- delerinin de yardımıyla jandarma bir- likleri Cezayirde duruma hakim ol- duktan sonra De Gaulle derhal Ceza- kuvvetleri kuman- danlığına tayin ettiği General Jean Olie'yi buraya yolladı ve-bütün dün- yaya böylece Cezayirin de artık ye- niden kendi otoritesi altında olduğu- nu ilân etmiş oldu. Cezayirdeki isyanın dört gün gibi ısa bir süre içinde' bastırılması yal- nız kanlı bir iç savaştan korkan Fran- AKİS, 1 MAYIS 1961