"Bu mu, diktatör!" fikri bütün dinle- yicilerin zihinlerinde bir defa daha oğdu. Bu, bir sünepe adamdan baş- izi artık hiç bir şey değildi. i mütad veçhile du- daklarda istihza ve tebessüm uyan: dırdı Saçlarındaki son boya izleri de kaybolmuş, bir akbabaya dönmüştü. Lagar adımlarla gelip Menderesin yanına oturdu. O da zayıflamıştı. Lâ- civert kruvaze elbiseleri bol geliyor- du. Sarol ve Ağaoglu yanyanaydılar. Sarol kaybetmeyi tabii karşılayan bir kumarbaz olduğunu bir defa da- ha belli etti. Zevki çıkarılacak sahne- leri kaçırmadı. Koraltan Başkanın karşısında da vatan - millet nutukla- rı çekmeye kalkışınca keyifli keyifli güldü. ilerinin halini tebessümle kar- şıladı. Hadi Hüsmanın. şahsiyetsizli- ğinden doğan zavallılığı kendisini pek keyiflendirdi. Sarolun. âkibetine razı, kalender bir hali vardı ve o haliyle sanıkların en sevimlisiydi. İngilizlerin tâbiriyle "humour"unu bir o kaybet- memişti. Dinleyicilerden çoğunun ta- nımadığı ufak kafalı bir adam san- dalyaların yn işgal ediyor- du Bu, Burhan Ulut. Başkan Başol, kısa süren ve çerez yerine geçen İstimlâk Dâvasından sonra V.C. dâvasını meşhur açış söz- leriyle açtığında saatler ona geliyor- du. Önce ve iki gün müddetle karar- nane okunup sanıkların sorguları ya- Idı İki gün müddetle Yassıadada, ce- miyetin irini gözler önünde aktı dur- du. “Kirli eller" yari dâvanın bu iki gün zarfında dinleyiciler üzerinde bıraktığı te- sir, derin bir iğrenme hissi oldu. 8a nıklar yalan söylüyordu bir kısım tanıklar yalan söylüyordu. Hasım bildiği kimseleri "yola getirmek" i- çin en âdi usulleri fütursuz kullanan MN kendi ifadesine bakılırsa, boyun: ir kimseyi partisi- ne © almak i için bırakınız tazyik yapma- yı, ısrar dahi etmemiş bir melek"ti. Vatan Cephesi tâbiri mi ? — Reis beyfendi, bunlar siyasi nutuk. Parti nutku.." Yani, atarsın! Bu politika anlayı- şu bu politika felsefesi on yıl müddet- sayıile cemiyetin üzerine vurar ÇAĞDAŞ TÜRK ŞİİRİN- DEN ÖRNEKLER Şahinkaya DİL'in düzenlediği büyük Türk şiiri antolojisi pek yakında P.K.3 — Ankara 24 ve gerçekten kolay geçmeyecek izler bırakan Menderese karşı duyulan is- tihfaf hislerini biraz daha derinleştir. di. V. C ordularının iki kumandam oldukları asla şüphe götürmeyen ve o işte Düşük efendinin İki kolu olan Berk ve Aygün V. C. ye her katıla- nın “gönül rızası' "yla bu işe talip ol- duğunu ileri sürmekten çekinmediler. Bir tarihte bütün iş adamlarının püs- küllü belası olan ve bir çok kimseye açık açık "Ya V. C. ye girersin, ya mahvolursun" demekten çekinmeyen Başbakan yardımcısı bunların hepsi- ni, Başolun gözlerinin içine baka ba- ka inkâr etti. V. C. ye adam sokmak için hangi usuller kullanılmamıştı ki, yarabbi! Bütün sahtekarlıklar, do- laplar, rüşvetler, tehditler mubah gö- rülmüştü. Beşerin ne kadar zaafı var- sa, hepsinin istismarı yoluna sapıl- mıştı. P. nin kudretli devrinde daha fazla em sağlamak veya güze girmek, yahut Menderesin ilti- fatına mazhar olmak için V. C. ye tehalükle koşmuş oldukları (o bilmen bazı tanıkların şimdi eski efendilerini itham için sarfettikleri sözler de da- ha az ibret verici olmadı. Bunlardan birinin ifadesi, talihsiz Mehmet Akı- nı isyan ettirdi. Yaranmak için ele- başılık vazifesini gönüllü omuzlarına alanların dahi tazyikten, menfaatten dem vurmaları hazin bir manzara teşkil etti. Buna mukabil başka bir çok sanığın "Ne yapalım, işimi öyle yürütebilirim diye V. C ye katıldığımı bildirdim" diye açık açık küçük hesaplarını meydana vurmala- rı cemiyet için hiç iftihar verici olma- dı. İfadelerir. bir kısmı, gerçekten mi- de bulandırıcıydı. İki gün müddetle, işte eyni bu çamur aktı ve gözler önüne D. nin, Menderesin asıl ağır mirasının ne olduğunu serdi. Bir i miyetin ahlâk kaidelerini mek, ifsat etmek için hususi, plânlı gayret sarfetsin ve bu netice verme- sin, buna imkân bulunmadığı muhak- kaktır. Bu yüzdendir ki normal gün- lerin avdetinden sonra, bilhassa son üç yılda dejenere edilmiş telakkilere eski sıhhatlerini kazandırmak için çok uğraşmak gerekecektir. Karara mede kimlerin isimleri geçmiyordu ki? Menderes kimleri, kendisi için kolay yemler (o saymıştı Oki İş ada mından politikacısına, köylüsünden kentlisine herkes "müsait bir kur- ban" addedilmişti. Hazin olan şu oldu: Elli küsur sayfalık -kararn: bir tek adamın ismi vardı: ren! Boyun eğenlerin içinde bu hare- ketleri mazur hatta mubah sayılabi- için pek talihsiz bir nisbettir. GENÇLİK Hareketler Geriye tepen silâh Ortadan uzun boylu, tıknazca ve ye- şil gözlü delikanlı, etrafındakile- re alçak perdeden ve asabiyetle: “— Bu iş bozuldu, dagılın, kaçın!" direktifini verdi ve "kalabalığın ara- sından süratle sıvıştı. Adı Kadir Mı- sırlıoğlu olan eli tesbihli delikanlının arkasından da birkaç kişi aynı şekil- de hareket etti. Hâdise, bitirdiğimiz hafta İstan- bul Üniversitesinin geniş avlusunda- ki, 27 Mayıs alevinin tutuşturulduğu Atatürk Abidesinin civarında cereyan etti. O gün, Hukuk Fakültesinde deği- şik tekin olmıyan bir havanın esti- ği kolaylıkla seziliyordu. Elden ele, öğrencileri sabah saat 10 da Atatürk Mİ önünde başlıyacak “"Ko- izmi Tel'in Mitingi "ne davet e- den teksir edilmiş beyannameler do- laşıyordu. o Beyannamelerde, "milli- yetçiliğin artık lüzumsuz hale geldi- ğini iddiaya cüret edenler"in, "milli mukaddesatın düşmanlığını komünistler"in mevcudiyetinden bah- sediliyordu. "Türk gençliğinin, mille- timizi tehdit eden her tehlikeye karşı sarsılmaz bir cephe teşkil ettiğini, bir defa daha dosta düşmana ilan etmek için hazır ol" işareti veriliyordu. Be- yannameler, Atatürk tarafından söy- lenen ve Peyami Mektebi tarafından istismar edilen meşhur "Türk âlemi- nin en büyük düşmanı komünistlik- tir. Her görüldügü yerde ezilmeli" sloganı ile sona eriyordu. Gençler, bir bolşevik edebiyatının bazı gazetelerde bir süredir yer bul- duğunu farketmiyor değillerdi. Bu e- debiyatın şampiyonları o"Efendim, Lumumbaya acınmak bolşeviklikmiş, Castro'yu tutmak komünistlikmiş.. Nedir bu rezalet! Sosyal adaletten bahsettin mi, bugünkü cemiyet düze- ninden avantası olan kimseler hemen komünist damgasını yapıştırıyorlar. Bıktık, yahut." demagojisini kendile- rine kalkan etmişler ve nasıl aşırı sağcılar başka karargâhlarda toplan- mışlarsa onlar da bir tezgâh kur- İstiklâl Marşı Bilgisi Yazan : Kerim Yund Bu kitap P.K. No: 20 Bakır- köy -İstanbul adreslerden temin- edilebilir. AKİS. 1 MAYIS 1961