resi gereken 9 milyon 287 bin 904 li- rama Dinçkökün halihazır servetinin 96 44. 85'ine tekabül ettiğini de he- saplamıştır. Bilirkişi, incelemeleri sırasında, Dinçkökün emsalsiz ticari (dirayeti yanında, fevkalade e bir adam olduğunu da görmüştür. Mesela Moda Turistik Otel ve Tesisleri Itd. Şt nden satın aldığı ve yapılan eksper- tiz neticesinde 234 bin 754 lira değer takdir edilen. Modada, Devriye Sokaktaki Marmara 1 pain dörtte bir hissesinden sağladığı o 100 bin lirayı da mesküt geçmiştir. Bu- nun gibi daha bir yığın misal mevcut- tur. Bilirkişi gösterilen masrafları ka- bulde de fevkalade bir cömertlik ve ç günlük masrafını 557 bin 600 lira olarak bildirmişse de, bilir- kişi bu rakamı 793 bin 50 ye çıkar- mıştır. Gene malüm unutkanlığı nükseden Dinçkök, 1959 yılı gelir ver- gisinin ödenmemiş kısmı olan 789 bin 989 lira 13 kuruşu da bildirmemiş, fakat bilirkişi onu da masraf olarak hesaplamıştır. oMisalleri burada da arttırmak kabildir Dinçkök, bilirkişi raporunu, yor- gun sesli babacan hakimin müsaade- siyle oturarak dinledi. Parmaklarım önünde kenetlemişti. Dudaklarını so- muruyordu. Bilirkişi, (o Dinçkökün, haksız iktisaplarını gizlemek ken sine pahalıya malolabilecek çeşitli yollara başvurduğunu da keşfetmiş- tir. Anlaşı a ki Dinçkök. nakit- lerini ve hisse senetlerini eksik gös- termiştir. Zira seni beyannamesin- de bildirdiği rakamlarla bankalardan rın iyice tıkandığı devirlerde bile, bankalardan hesapsız krediler sağla- dığı meydana çıkmıştır. Bilirkişinin akıl erdiremediği bazı hususlar da vardır. Dinçkök gibi timilyoner bir adamın, on sene gün zarfında sâdece 550 liralık zili eşyası almış olduğuna inanmak Zor- dur. Dinçkök, üstelik o kadarını da servet beyannamesinde bildirmemiş, bilirkişi bunu meydana çıkarmıştır. Demek ki bazı ziynet eşyaları osak- lanmıştır. Hele bir altın meselesi var- dır ki, içinden çıkmağa imkân ve ih- i 'Dinçkök, 1950 yılı başında "nezdimde ve kasalarım- da" meşruhatı ile 6 bin 350 altının AKİS, 1 MAYIS 1961 Raif Dinçkök hesap veriyor Gümüşpala, kulakların çınlasın! mevcut olduğunu belirtmekte, fakat 27 Mayıs 1960 ta ortaya sâdece 350 altın çıkarabilmektedir. Aradaki 6 bin altının akibeti hakkında servet beyannamesinde hiçbir ize rastlan- mamaktadır. 27 Mayıs 1960 ta baba- sına 8 bin 500 altın borçlu olduğunu ileri sürmekte, fakat tatmin edici bir borç sebebi gösterememektedir. Tabiatıyla bilirkişi,altın masallarını kabule şayan bulmamıştır. Bilirkişi raporunun okunması bi- tince, Dinçkökün müdafileri, İstanbul Barosunun en pahalı avukatlarından Talha Altınbaşak ile Zihni Betil, -bir zamanlar C.H.P. enel Sekreter Yardımcılığı yapmış, fakat 1954 se- çimlerinde C.H.P. kazanamayınca pa- bucu pahalı görüp gemiyi terketmiş- tir- itirazlarını dermeyan etmek üze- re mehil istediler. Duruşma 22/5/1961 e bırakılınca, pahalı avukatlar mehili az buldular. Haksız iktisap dâvaları müstacel e mehili sekiz gün daha arttırdı. Takriben 60 dakika süren duruş- ma bitince, Dinçkök bitkin haldey- di. İkinci Ağır Ceza Mahkemesi sa- lonundan çıkar çıkmaz, dinleyici bö- lümünde ateşliyerek derin derin içine çekmeğe başladı. Birkaç dakika sonra, akrabasının kullandığı 72 516 sayılı son model mavi Chevrolet'de Adliye Sarayını pahalı avukatlarıyla beraber terkederken, fevkalâde o hu- zursuz ve endişeli görünüyordu. Raif Dinçkökün macerası şüphe- Politikacılar hakkında Mecmuasını uzun zamandan eri.. büyük bir alâka ile takibet- mekteyim. AKİS'in hâdiselere te- masdaki m. vukuf ve ustalığı, benim olduğu kadar, tanıdıklarımın ve ahbaplarımın çoğun a gözün- den kaçmamakta ve e sayısı. bü- yük bir merakla beklenerek okun- maktadır. AKİS'te pek çok hoşumuza giden bir husus da, onun, hâdiseleri bü- tün öteki mecmualardan daha sıhhat 11 bir, şekilde nakletmedeki rısıdır. Ben, AKİS'in, bu.durumuy- la basın içinde uyarıcı (vazifesini bihakkın ifa ettiğine (inanıyorum. Gecen sayınızdaki Politikacılar ya- zısını da bu inançla okudum. Doğ- rusunu söylemek lâzım gelirse”, hay- retler içinde kaldım; Sait Naci Er- gin gibi bir şahsın, halen. Cumhuri- yet Halk Partisi içinde bulunması ve kurmakta olduğumuz kuk Dev letinin temelini teşkil eden bir top- be C. H. P. kanalı ile* girmiş ması, partinin kendi hesabına, af- li. cek kadar büyük bir ku- surdur. Bunu Parti ileri gelenleri- nin nasıl mütalâa ettiklerini bil- miyorum. Fakat şuna inanıyorum i, AKİS'in yerinde ve samanında yaptığı bu neşriyattan sonra ha- tanın tamiri cihetine gidilecektir. Muhlis Çiçekli-Konya ki yeni partinin, yâni Y.T. P A. P. nin eee bul dair pek çok havadis Geçen sapılayımızlla bu olamıyacağını ifade iz. Fakat benim bulunduğum hirde iki partinin âdeta C. H. P.- kefile mış gibi, kesif -bir zedele- me faaliyetine giriştiğine ve bu faa- liyeti C "nin de destek- lediğine sabit oluyor Zeki Er mi Bigadiç Yedek öğretmenler hakkında İz inkılâp idaresinin koyduğu Byeni kanunla Türk İrfan Ordu- suna katılan yedek GELGtMGRIĞEİZ. Bulun kli şehirlerde o kasaba- larda karşılaştığımız olayları yu- doğrusu dayanılır şey değil! Bize nasihat ve övgü yerine yardım elini uzatacak bir kol bekliyoruz. Bu. dileğimizi çok sevdiğimiz AKİS'e bildirmeği uy- ğun gördük. 5 Yedek Öğretmen adına Zeke- riya Kumru- Bartın 15