DÜNYADA OLUP BİTENLER KÜBADA ÇIKARMA HAREKETİ VE AMERİKAN ÜSLERİ rini satın almayı reddetmeleri, iki devlet arasındaki münasebetleri bir daha düzelmemek üzere bozmuştur. Doğrusunu söylemek gerekirse, Küba ile A.B.D. arasındaki münase- betlerin bozulmasında Caatro'nun da küçümsenmiyecek (o hataları o vardır. Kübeyı siyasi ve iktisadi bakımdan güçlü bir ülke haline getirmek çok beğenilir bir amaç olmakla beraber. Castro idareci bu amaca ulaşmak i- çin gereken olgunluk ve ustalıkla ha- reket etmemiştir. Bunun yanısıra aşı- rı bir programsızlık ve fevri davra- nışlar da, Castro idaresinin tutumun- da göze çarpan va ABD. .nİ endişe- lendiren hususlardan biri olmuştur. Fakat Washington'daki idarecileri Castro'ya karşı harekete geçmeye zorlayan en önemli amil, Kübanın ye- ni liderinin işbaşına geldikten sonra Sovyetler Birliğiyle kurduğu yakın bağlar ve diğer Lâtin Amerika dev- letlerinde A.B.D ne karşı yaptığı kış- kırtmalardır. Castro'nun hergün bi- raz daha komünist bloka yaklaştığı- nı ve diğer Latin Amerika devletleri- ni de kendi gibi davranmaya teşvik ettigini gördükçe, Amerikan idare- cileri bu korkulu rüyadan kurtulmak için en uygun yolun sakallı İhtilâlci- yi her ne pahasına olursa olsun Kü- banın başından uzaklaştırmak oldu- gunu sanmışlardır. Küba sean Kübalılar AT em idarecileri Castro'yu bir e Küba İdare esinin anin u- zaklaşlırma a bu kararlarını yürürlüğe koymak için verdikten sonra, AKİS, 24 NİSAN 1961 en uygun yolu aramaya başlamışlar- dır. Washington'lu idarecilerin önle- rine açılan en kestirme yol, yani Cast ro'yu Kübadan doğrudan doğruya bir Amerikan müdahalesiyle uzaklaştır- mak yolu tehlikeli (göründüğü için daha başlangıçta bir tarata bırakıl- mıştır. Gerçekten, doğrudan doğruya bir askeri müdahale, Amerikan ida- recilerine iki bakımdan tehlikeli gö- rünmüştür. Bunların birincisi, böyle bir müdahalenin hiç beklenilmedik bir anda büyük bir dünya savaşına yol açması ihtimalidir. Çünkü ibler Denizinde beliren Küba - Ame- rikan geçimsizliğinde kendisi için ge- niş soğuk harp imkânları gören Krut- çef, daha ilk günlerden başlıyarak, Castro'yu Sovyet füzelerinin hima- yesi YU aldığını ilân etmiş ve bir Am müdahalesinin karşılıksız Baiyiyacazını söylemiştir. Krutçefin bu pi kurusıkı bir tehdit ola- rak görmekle beraber. rikan ii recileri ln sonra "Castro ya kar- şı daha dikkatli davranmaya başla- mışlardır. Fakat Amerikan idareci- lerini böyle davranmaya sevkeden a- sıl âmil, Krutçefin tehditleri değil, doğrudan doğruya bir müdahalenin bütün Lâtin Amerikada- yaratacağı tepkiler olmuştur. Washington, Castro idaresine karsı her durum akşında, Latin A- merika halkının duygularım göz ö- nünde tutmak zorunda kalmıştır. Çünkü Lâtin Amerika devletlerinin büyük çoğunluğu siyasi ve İktisadi zaruretler yüzünden Wsshington'un dümen izinden giderken, Latin Ame- rika halkının büyük çoğunluğu da Castro'yu olağan bir devlet adamı değil, AJB.D. ala Batı yarım küresin- deki siyasi ve iktisadi üstünlüğüne karşı bayrak açmış bir önder ola- rak görmektedirler. Eğer bu önder A.B.D. nin doğrudan doğruya bir müdahalesi ile yıkılır, ya da başarı- sızlığa iz Lâtin Amei A. B.D. nin an kurtulmak İçin yaptığı ilk “deneme | boşa gitmiş ola- cak ve Amerikan idarecileri bu yün- den bütün Lâtin Amerika halkının husumetini üzerlerine çekeceklerdir. Durum böyle olunca, Küba mese- lesini çözmek için tek bir çâre kal- maktadır: Castro'yu Kübalılar tara- fından Kübadan uzaklaştırmak... İs- te Amerikan idarecilerinin bir müd- dettir tasarladıkları ve geçen pazar- tesi sabahı başlayan çıkarma ile tat- bik alanıma koymak istedikleri yol da budur. Castro idaresinden kaçan Kübalı- ların hemen hepsi, aşırı solcu olma- mak şartıyla, Amerikada kendileri için sıcak birer kucak bulmuşl: Bunların kurduktan birliğin merkezi New York'un göbeğinde, meşhur Bro- adway caddesi üzerindedir. Küba dı- şına kaçan Kübalıların büyük bir ço- Şunluğu parasız kimseler olmakla beraber, kurdukları birlik Castro a- leyhindeki çalışmalar o sırasında su gibi dolar akıtmakta, hattâ şimdi öyle anlaşılıyor ki, orta çapta bir or- duyu silâhlandırıp Kübaya taşıyacak kadar para bulabilmektedir. Böyle o- lunca da, durumu yakından takip e- den herkesin aklına, bu değirmenin 9