24 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

24 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftanın İçinden İhtilallerin Gerçek Emniyeti Seçimler için konmuş "vazgeçilemez tarih"in vadesi aklaşırken bir takım çevrelerden ortaya "İhtilâ- konusunda fikirler atı- k ki bunlardan bir kısmının hususi mak- sada dayandığını bizzat kudret sahipleri bilmektedirler. Bu memlekette, iktidarda bulunan kimselerin etrafını nabza göre şerbet verme mütehassıslarının ve meha- retli vehim tahrikçilerinin derhal aldıkları herkesin ma- lümudur. İnsanların, inanmak İstedikleri şeylere inan- dırılmaları kolay olduğundan ve kulaklar, her laftan çok bizzat özlenilen sözlere açık bulunduğundan bu tip- ler her devirde bir belirli nisbette basan kazanmışlar- dır. Oyunun, M.B.K. idaresinde devam etmediğini iddia elbette ki mümkün değildir. Zaten, görülen manzara da has zaaflardan kendilerini tamamile kurtararak üzerlerinde (bulunan tarihi misyonun son ıcabını da şanla, şerefle yerine getirmektir. “İhtilâlin ve ihtilâlcilerin emniyeti" bir boş mef- hum değildir. Böyle bir meselemiz vardır ve bunu hepi- miz düşünmekteyiz. Yarınki saadetimiz bu emniyetin sağlanmasıyla sıkı sıkıya alâkalıdır. Eğer bir endişemiz mevcutsa bu, emniyet yoludur diye gösterilen yollardan bazılarının, tam aksine, bir oOemniyetsizlik yolu olma- sındandır. Evvelâ, ihtilalcilerin emniyeti. İhtilâlcilerin, başla- rı yastıkta ölmedikleri, hayatlarını altüst ettikleri bir anlık davranışlarının bütün ömürlerine tesir ettiği gü- zel romantik sözlerdir. Ancak bizim konumuzda, du- rum biraz değişiktir. Türkiyede 23 veya 38 insan bir araya gelip, gizli tertipler yaparak bir meşru hüküme- ti devirmiş değildir. İktidar gayrımeşru hale gelip bir İhtilâlin bütün şartları (gerçekleştiğinde ve bu husus Büyük Meclisin kürsüsünden ilân edildiğinde Türk Si- lahlı Kuvetleri kendi iç hizmet talimatnamesinin bir maddesine dayanarak harekete geçmiştir. Hepimiz bi-- liyoruz ki M.B.K. bir ihtillâlöncesi değil, bir ihtilâlson- rası teşekkülüdür ve ne onun bütün üyeleri harekete en ziyade emeği geçmiş okullardır, ne de harekete en ziya- de emeği geçmiş olanlar hep orada toplanmışlardır. Bir Komiteye lüzum bulunup bulunmadığının dahi 27 Ma- yısı takip eden günlerde Türk Silâhlı Kuvvetleri içinde tartışılmış olduğunu ve ilim adamları bunda fayda gör- düklerinde Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bütün parçaları- nı temsil edecek âdeta bir Niyabet Meclisinin kuruldu- gunu hatırlamak "İhtilâlcilerin emniyeti" konusuna ışık tutacaktır. Türk Silâhlı Kuvvetleri hiç kimsenin peşin- den gitmemiştir. Türk Silâhlı Kuvvetleri, bütünüyle, üzerine düşen görevi, tarih boyunca dâima olduğa gibi 27 Mayıs sabahı da yerine getirmiştir. Zaten bunun ak- si, Türk Ordusunun ananelerine aykırıdır. Bu bakımdan, Komite Üyelerin şahsi emniyetleri, vazifelerini tamamla - yıp damokratik cumhuriyetimizi kurdukları andan itiba- ren Silâhlı Kuvvetlerin ve bütün Türk milletinin tekeffülü altındadır. İhtilâlcileri bu emniyeti küçümsemeleri ve suni yollardan, demokratik cumhuriyetimizi zedeleye- cek usüllerle, kendilerinde dâima bir kudret tutarak sağlamaları yolunda telkin altında tutanlar yok değil- dir. Bunlar onların iyiliğini değil, felâketini isteyen AKİS ,24 NİSAN 1961 Metin TOKER kimselerdir ve mutlaka hüsrana uğratılmaları lâzım- dır. Silahlı Kuvvetleri ve bütün Türk milleti, İhti- lâli yaptıkları için değil, ihtilali kirletmeden sayesine ulaştırdıklarından dolayı bugünkü Komitenin üyelerine şükran borçlu olacaktır. Bu neviden borçlar ancak ma- nevi sahada ödenir ve zaten o sahada ödendiğinde Ur kıymet İfade eder. Bir gün İkinci Cumhuriyetin parla- mentosu önünde, bugünkü Komite üyelerinin şerefli so- yadlarını taşıyan insanların 23 hey kelin altında, yürek- lerinde iftihar duygularıyla dolaşmalarını sağlayacak tek yol Ama Türk milleti için ihtilalcilerin emniyetinden de mühim olan, İhtilâlin emniyetidir. İhtilaller bir şart tahakkuk ettiği gün gerçek emniyete kavuşmuş sayı- lırlar: İhtilallerin bitmesi şartı. Bitmemiş İhtilal, emni- yet m ihtilaldir. Bugün Seulde, bugün Bağ- datta, bug vanada Kore milletinin, Irak milleti- nin, Küba metnin çoşkun sevinci arasında kurulmuş İhtilal İdar sebebi o tilaller unutulduğu gün miyet düze- ni içinde eridiği gün asıl emniyetlerini bularlar. Aksi halde huzursuzluk İhtilalcilerin son kudret kırıntılarını yitirdikleri güne kadar sürer, o da tamamlanınca her- şeye yeni baştan başlamak gerekir. Bu bugünün değil, Tarihin gerçeğidir ve Cromvwell'in dramı ihtilalini bitir- meye muvaffak olamamış, buna gücü yetmemiş ihtilal- cinin dramıdır. Türkiyede bütün şartlar, gerçeklere objektif bir nazarla bakılırsa, 27 Mayıs hareketini tarihimizin bir" şerefli sayfası olarak a maletzmeğe müsaittir. 27 Mayıs sabahı bütün rin hasretini çektikleri ve tarifinde artık ihtilâf Kai bulunan Demokrasi gerçekleştiği gün, yeni mekanizmanın işlemesiyle bera- ber İhtilal unutulup gidecektir. O sabahı şüphesiz yıllar yık, bir büyük coşkunluk içinde kutlayacağız. Ama bu hepimiz için sâdece bir tatil hatıra kıymeti taşıyacak- tr. İhtilalin emniyetini başka yollardan sağlamaya ça- lışmak, bir , garip rejimin şampiyonluğunu yapmak, her tüplerini o istikamete itmeye çabalayanların mevcudi- yeti şüphesizdir. Bunlar Türk milletini hiç tanımamış tanımaya hiç uğraşmamış, onun neye tahammül edip neye etmediğini bilmemiş ve memleketin sağlam V— vetlerinin hakiki temayüllerini sezememiş kimselerdir. Bir ihtilâl olsun ve intikal devri uzasın, fakat halk- ta hiç bir dolgunluk hissedilmesin, bu İmkânsızdır. Ba- siret dolgunluktun, alınıp dolgunluğu arttıran çareleri denemek değil, huzursuzluğun hissedildiği an en kısa yoldan subapları açmaktır. İhtilâl .kendini hissettirmek- le, sevimli hale gelmez. İhtilâl kendini unutturmakla gerçek kuvvetini bulur. Hiç kimsenin zerrece şüphesi bulunmasın: Tüze yüze kuyruğuna getirdiğimiz işi, seçim vâdesinin yak-. laşmasından doğan bir takım talihsiz tereddütleri de son bir ll aşıp bitirebilirsek, bir kaç seneye kal- maz bu topraklar üzerinde pek az kimse 27 Mayıs sa- bahı bir ibtilâlin olduğunu bile hatırlayacak ve hayat, kendi yatağında akıp gidecektir. 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: