YURTTA OLUP BİTENLER ti, aşağıdan, yukarıya seçimle ehram kurarsa demokratik olur. Hele ocak ve bucakları kapatmak başka şey -AKİS: Bu mecmua ocak ve bucak- ların kapatılmasını doğru (bulmuş, daha o kara alınmadan bunu tavsiye etmiştir., köylerde politika yapılma- sın demek başka şeydir. yi politika yapılmadan, büyült ekseri- yeti köylü olan bir Demokrasiden bahsetmek imkânı var mıdır? Parti- ci elbette ki köye gidecektir, köylü- lerden üye toplayacaktır, onlara par- sın, hu düşünülmez bile İşin esası A memleketin bugün için tek büyük ve ciddi partisi C.H.P. bir saat intizamıyla siyasi faaliyete geçmesi kendilerini bu teşekküle ra- kip gören bir takım nevzuhur parti- lerin kulağına kar suyu kaçırmıştır. Köylerde partisi mensubu bulunan, o ALE köye emri tek teşek- I C.H.P. dir. talihsiz teşekkül, Ni P. ve YT. P, m köyleri, bir İstanbulun İlçelerinde m va bis heyet kurmaya muv: lam. e "Partiler" -5S. 15) .H.P. nin bir anda dört koldan harekete göçmesi, kendilerini dev ay- Eer Mi aydın liderleri dehşete düş . C.K.M..P. ye gelince, Bölükbaşı « da partiiçi bir takım sıh- hatsizlik alâmetleri yüzünden kong- relere başlatmamıştır ve statünün mevcut haliyle devamını istemekte- dir. Bu, kendi Genel Başkanlığının bir garantisidir. Zira teşkilâtta Ahmet takılıçın ismi süratle yayılmak- ta, o isim etrafında kümelenmeler olmaktadır, üstelik, C.H.P. nin ya- C.K. . dahi pek cılız bir teş- kilâta sahiptir. Bütün o çevrelerden gelen şikâyetler bitirdiğimiz hafta- sıroğlunun meşhur tamimine yol açınca C.H.P. de şiddet- li bir tepki, umi efkârda ise derin bir hayrete sebebiyet verdi. Acaba Kızıloğlunun halefi, selefi- nin rüyasını gerçekleştirecek bir usül, seçimsiz demokrasinin çaresini mi bulmuştu? M.B.K. Bravo! Bitirdiğimiz haftanın sonlarında bir gün M.B.K. nden Temsilciler Mec- lisine gelen ve Seçim Komisyonuna havale edilen bir yazı Komisyonun ü- yeleri üzerinde tatlı bir sürpriz tesiri yarattı. Yazı, Temsilciler Meclisinde İki müzakeresi de yapılıp kat'i şek- lini alan ve Seçim Kanunu diye bili- 14 Nasır Zeytinoğlu Seçim allerjisi nen kanun hakkında M.B.K. sin gö- rüşünü ihtiva ediyordu. M.B.K. tasa- rıyı dikkatle incelemiş ve sadece iki madde üzerinde durmuştu. İlişilen bi- rinci nokta, basit bir teferruattı. Se- çim bölgelerinin paralanması ve san- dıklar konmasıyla alâkalı maddeye M.B.K. bir “esas itibariyle" ibaresi- nin eklenmesini istiyordu, İkinci nok- ta daha mühimdi. İhtilâlci subayla) seçmen yaşının 18 değil, 21 olmasın münasip görüyorlardı. Komisyon üyelerinin memnuniyeti şundan ileri geldi: Komite hakkında bin tane rivayet çıkarılıyor, daha kö- tüsü Komite bin kişi tarafından biri istikamete itilmek isteniliyordu. Bu meraklıların çoğu da, oyun çeviren profesyonel politikacılardı. nin suna itiraz edeceği, buna itiraz edeceği, şu fikri savunduğu, bu "fik- ri savunduğu mütemadiyen söylenip duruyordu. Hattâ, bu üstadların ga- zetesinde yazılıyordu. Halbuki M.B K. nden gelen yazı son derece sâde aklıselime uygun, hiç bir ifrat tası mayan ve en mühimi, Komitenin ta sarısı üzerinde tam bir mesuliyet duygusuna sahip olarak, ağırbaşlılık- la durduğunu belli eden bir yan olun ca Temsilcilerin yüzü güldü. Yazının alınmasını takiben Seçim Komisyonu derhal toplandı ve o da, aynı derecede takdirle karşılanan bir karara vardı Karşılıklı anlayış Komitenin ilk arzusu ittifakla yeri- ne getirildi. İstenilen ibarenin konmasına hiç kimse itiraz etmedi. Bilâkis, Komitenin gösterdiği anlayı- şa böylece anlayışla mukabele edil- mesi herkes tarafından uygun görül- Fakat soşmen yaşı meselesi tar- tiğizlaa yol a Aslına bakın Seçim Komisyo- çim Komisyonu bir müşterek toplan- tı yapmış ve orada Anayasa sözcüle- ri Seçim sözcülerini İkna' e Bunun üzerine seçmen yaşı Seçim Kanununda 18 yaş olarak. Temsilciler Meclisine sevkedilmiş ve orada tasa- rının iki müzakeresi esnasında da ve- rilen meydan savaşlarını takiben öy- le geçmişti. Seçim Komisyonu üyele- ri M.B.K. nin itirazı üzerine araların- da görüşmeye başladılar. Fakat bu- nun bir çıkar yol olmadığı pek çabuk anlaşıldı. Zaten mesele enine boyuna yartışılrış, kanaatler edinilmişti. Giz- li oyla bir karar alınması uygun gö- rüldü ve oylama yapıldı. Netice bir kaç farkla 21 yaşın lehinde tecelli et- ti. Aslında bu da güzel bir jestti. Zi- ra üç yaş fark öyle hayati bir mesele değildi ve bu kadar iyi niyet gösteren ihtilâlci subayların üzerinde ısrar et- likleri sebepleri (okabul etmenin hiç mahzuru yoktu. Seçin. Komisyonu, kararım metin haline soktu. Ancak bu sırada, esef verici bir yanlışlık oldu. Seçmen ya- şıyla alâkalı karar ekseriyetle alın- mışken, ittifakla alınmış gibi göste- rildi. Mamafih, durum sonradan an- laşıldı ve açıklandı. Simdi Komisyo- nun mütaleası yeniden Temsilciler Meclisi umumi heyetine gidecektir. Birinci İtiraz noktası için bir gürültü olması bahiskonusu eçmen yaşının kerelere yol açması kabildir. Aklıseli- min icap ettirdiği, litikayı liselere ve askerliğini yapma- mış köy delikanlıları arasına sokma- mak" olan -şüphesiz, pek mübalâğa- lı bir endişe- itiraz sebeplerini anla- -ışla karşılamak ve Seçim Kanunun- da o değişikliği kabul etmektir. Ta- bii ihtilat, bu hususun Anayasada da bulunmasından doğmaktadır. Temsil- ciler Meclisi Anayasada da seçmen- yaşını 21 olarak kabul etmiştir ki, o maddenin de M.B.K. tarafından itira- -a uğrayacağı anlaşılmaktadır. Bu konuda fikirler böylesine geniş iki kısma ayrıldığına göre yapılması ge- reken şey seçmen yaşını bir Anayasa meselesi halinden çıkarmaktır. O madde tamamile çıktığı takdirde seç- men yaşı "değiştirilmez hüküm" ha- linden çıkar ve tatbikattan alınacak neticelere göre iktidarlar, kendi gö- rüşlerine ,göre bir seçmen yaşı tesbit ederler. 21 yaş iyi netice verdiği tak- dirde, şüphesiz kalır. Zaten yarının iktidarı olacağı anlaşılan C.H.P. de AKİS, 24 NİSAN 1961