TİYATRO olarak girmiş, o ikisinde de hüviyeti anlaşılmış ve orduda bu şekilde ça- lışmasına müsaade edilmemiştir. Daha sonra bir otomobil kazasın- da ölen ünlü İngiliz casusunu buna sevkeden, son günlerini karanlıkta, takma bir ad altında basit bir er ola- rak geçirmiye zorlayan sebep acaba neydi? Rattigan'ın piyesi herkesin sorduğu bu suali cevapsız bırakmak- tadır. "Ross" u, geçen yıla kadar St- ratford'daki Shakespeare Memorial tiyatrosunun müdürlüğünü yapmış olan Glen Byam Shaw mükemmel bir reji ile sahneye koymuş. Motley'nin, bir anda değişen, sade ve güzel de- korları, kusursuz ışık im dörtbaşı mamur bir temsü Bir / esli piyes Londradaki ikinci fesli piyes, Phoe- kolay rastlanmaz. lerin adı yok ki: Sir John Gielgud, Sir Ralph Richardson, Anna Massey, Robert Fleinyng, Ernest Thesiger... İşin garibi bu piyesi de sahneye ko- yan gene Glen Byam Shaw. Enid Bagnold'un yeni eseri -Son Şaka-, doğrusu istenirse bu hanım yazardan daha mühim şeyler bekle- yenler için adetâ bir "kötü şaka" ol- muştur. Piyeste Romanyadan Taymis kıyılarına hicret etmiş bir prensin garip macerası ele alınmaktadır. Bu şindedir. Tablonun, kardeşi ile sevi- şen bir genç İngiliz kızının büyük ko- leksiyon sahibi milyoner (babasının eline geçtiğini öğrenince, kendisine tablo meraklısı bir Şarklı süsü. vere- rek evine giriyor. Polis hafiyelerine taş çıkartacak bir ustalıkla, başka bir tablonun altına saklanmış olan çalınmış tabloyu buluyor, kaçırıyor. Sonra da, bir parkta geçen son per- dede, aynı tabloyu omilyonere iade ediyor ve kendisini öldürüyor. Bu a- rada ortaya gizli okapaklı ne işler çıkmıyor ki: Milyonerin evinde kâh- ya gibi görünen hanımın yıllardanbe- ri onun gayrı meşru karısı olduğu, bir dilediğini iki etmediği güzel kı- zının da ondan dünyaya geldiği vs. Sn 'The Last Joke" da Romanyalı prensi ve tablo meraklısı uydurma Şarklıyı, başında fesle, Sir John Gi- elgud, milyoneri Sir Ralph Richard- son oynuyorlar. İkisinin de oyunları, kendi tarzları içinde, zevkle seyredili- yor. Hele Ralph Richardson'unki!.. Bir de 82 yaşındaki Ernest Thesiger- 32 Haymarket tiyatrosunda "Ross" temsili Alec Guiness Lancrence rolünde in oynadığı baron Santa Clara rolü var. İnsan bu yaşta bir aktörü sah- nede, o kadar rahat, o kadar güzel oynar görünce, adetâ gözlerine ina- namıyor. Rex Harrison'un ehov'u Londrada en beğenilen temsillerden biri de Çehov'un "Platonov" udur. Eser, 1954 de memleketimizi ziyaret etmiş, konferanslar da vermiş olan George Devine'in idaresindeki Royal Court tiyatrosunda oynanıyor. Eseri bizzat George Deyine -John Blat- chley'le beraber- sahneye koymuştur. Çehov'un 17-18 yaşlarındayken yazdığı, sağlığında oynandığım değil yayınlandığım bile göremediği bu piyesin, bugüne kadar, çeşitli versi- yonları yapılmıştır. Çünkü eser, ya- zıldığı şekilde oynasa, 5-6 saat sü- recek uzunluktadır. o Birçok memle- ketlerde yapıldığı gibi, Dimitri Ma- karoff -Rus asıllı bir genç- bu eser- den Çehov'a çok sâdık, derlitoplu yeni bir sahne metni meydana getir- miştir. Esere adını veren kahraman -Mişa- bir kasaba Don Juanıdır. Rex Harrison, bu ünlü ve çok sevimli İn- iliz aktörü, Çehov'un portresini çi- zen' bir makyaj altında bu kasaba Don Juanını kudretle yaşatıyor. Onun için buna.daha çok Rex Harrison'un Çehov'u demek yerinde olur. Temsilin büyük başarısı George Devine'in yarattığı yüzdeyüz Çehov havasıdır. Richard Negri'nin nefis dekorlarının da yardımıyla bu hava- yı seyircinin iliklerine kadar sindir- meğe muvaffak oluyor. Hele Plato- nov'un karısının demiryoluna yatarak intihara teşebbüs ettiği sahnede, bir tül perde arkasından -gittikçe büyü- yen tren sesi arasında- lokomotifin gittikçe büyüyen ön ışıklarım er- mek suretiyle seyircide ouyandırdığı tesir harikulade!.. Reji, realizmi için- de, şiiriyeti de olan bir üslüpla esere rengini, mânâsını kazandırıyor. Ro- yal Court Tiyatrosunun son zaman- larda en önemli İngiliz osahnelerin- ikinci dünya savaşında harabolan bu tiyatro ona- rlıp yeniden açıldığı gündenberi, yâni idaresinin kendisine verildiği 1956 yılından bu yana, çok başarılı ve canlı bir faaliyetle bu tiyatroyu Londranın en mühim sanat müesse- selerinden biri haline getirmiştir. Ge- orge Devine bu tiyatroda yalnız Os- borne, Harold Pinter ve Willis Hall gibi yeni İngiliz yazarlarını meyda- na çıkarmakla kalmamış, oBrechti, lonesoo'yu hattâ Arthur Miller ile Beokett'i de ingilizlere tanıtmıştır. AKİS, 20 ŞUBAT 1961