DÜNYADA OLUP BİTENLER Kongo Bir efsane doğuyor Bundan yıllarca sonra Kongolu ana- lar kucaklarında çocuklarını avut- maya çalışırlarken "Bundan yılllarca evvel Kongoda, ülkesinin bağımsızlı- ğı ve bütünlüğü için çalışan bir adam vardı" diyecekler. "Bu adam bir gün Kongoyu sömüren beyazlara karşı isyan bayrağı açtı, Kongolu vatan- severleri etrafına topladı, savaştı ve katandı. Ama ne yazık ki ülkesinin bugününü göremedi. Çünkü Kongoyu bağımsızlığına ulaştırdıktan kısa bir müddet sonra, beyazların oyuncağı olan kara tenli, kara ruhlu bâzı kim- selerin eline düştü ve öldürüldü. Ada- mın adı Lumumba'ydı, Kongolu çocuklar sanesi ile uyutulacak, ILumumba'nm efsanesiyle (o oyalanacaklardır. o Lu- mumba adı Kongo milliyetçiliğinin bayrağı olacaktır. Kısa süreli menfa- atlerini korumak için bunun Lumum- ba'nm ölümünü hazırlayanları yarın ne kadar yanıldıklarım anlıyacaklar ve ölümün Lumumba'yı ne kadar kuvvetlendirdiğin' görerek, bavulları- nı bir daha Kongoya dönmemek üze- re toplamak zorunda kalacaklardır. Ama iş işten çoktan geçmiş, Lumum- ba'nm ölüsü, daha düne kadar diri- sinin başaramadığını başarmış, Kon gonun bütününü kendi tarafına çek- miş olacaktır. Lumumba artık yok! Evet, Kongoda uzun bir süredir bek lenen, geçen haftanın basında ni- hayet olmuş, Mobutu'nun kontrolü altındaki Leopoldvüle'den Çombe'nin kontrolü altındaki Güney Katangaya gönderilen Lumumba nihayet öldürül- müştür. Hem Mobutu, hem de Çom be Belçikalıların büyük etkisi altm- da bulunan kimseler olduğuna göre, bu ölümde kimin parmağını aramak gerektiği sorusu, cevabı güç bir soru olmasa gerektir. Bilindiği gibi Belçi- kalılar, daha ilk günlerden başlaya- rak, kendilerini Kongoda görmek is işbaşından uzaklaştırmak için ellerinden gelen har çareye baş- vurmuşlardı, Belçikalıların bu çalış- kanlığı sonucunda, önce o Çombe'nin idaresindeki Katanga eyaleti Kongo'- dan ayrılara bağımsızlığını ilan et- mis, Leopoldvüle'den kapı dışarı edi- len Belçikalılara kendi kapılarını aç- mıştı. Kongo ülkesinin bütün gelirle- rinin beşte üçünü de beraberce götü- ren Katanga'dan sonra, Leopoldviüe'- AKİS, 20 ŞUBAT 1961 Dag Hammarskjold Başı dertte de bir Albay Mobutu belirivermiş, Cumhurbaşkanı Kasavubu ile birleşe- rek Lumumba'yı işbaşından uzaklaş- tırmıştı. işin garip tarafı, tıpkı Ka- tangalı Çombe gibi Albay Mobutu da, işbaşına geldikten sonra, Kongo- nun kapılarım yeniden Belçikalılara içtiğini söylemekteydi. Aslında, omesele o Belçikalıların gidişi, ya da dönüşü meselesi değildi. Kongo meselesinin çözümü Belçikalı- ların Kongo içindeki yerinden çok, Kongonun siyasi yapısına (bağlıydı. Lumumba ve onun gibi düşünenler Kongoda kuvvetli bir siyasi (o birlik, Kasavubu, Mobutu ve Çombe gibi dü- şünenler de zayıf bir konfederasyon kurulmasını istiyorlardı. Kongoya ba- gımsızlık verdikten sonra bu ülkenin tabii zenginliklerinden yoksun kalan Belçika, Kongo üzerindeki ekonomik egemenliğini sürdürebilmek için bü- tün gücüyle konfederasyon taraftar- larını desteklemekte, bunu önleyecek tek kuvvet olan Lumumba'yı ortadan kaldırmak için nünden gelem ardına bırakmamaktaydı. Kongo liderleri arasındaki bu siyasi yapı anlaşmazlığ ına Belçika karışınca işler büsbütün karıştı, hele bütün bunlara bir de ka bile geçimsizlikleri de eklenince, Kon- go durumu içinden çıkılmaz bir hale geldi. Son zamanlarda Lumumba Al- bay Mobutu'nun elinde esir olduğu halde Kongo dengesi bu esir vatan- severin lehine dönmeye ( başlamıştı. Başlangıçtaki tereddüt devresi geçin- ce, ilk günlerden başlayarak Lumum- ba'yı destekleyen Doğu eyaletine Ki- vu eyaletinin bütünü ile Katanga, ve Kasai eyaletlerinin kuzey bölümleri de katılmış, bundan başka Kongo buhranı çıkınca Sovyetler Birliğinden yardım isteyen Lumumba'nın Afrika- nm göbeğine komünizmi getirmesin» den korkan Batıl, devletler, bu kor- kularının yersizliğini anlamaya baş- ladıkları gibi, Lumumba olmadan Kongoda düzenin yeniden kurulamı- yacağını da görmüşlerdi. Üstelik, Lu- mumba esir kaldıkça soğuk harp Af- rikada daha çabuk yayılmakta, ko- münizmin Kongoya girmek şansı da- ha çoğalmaktaydı. Bu bakımdan baş- langıçta Belçikayla birlikte Mobutu- Kasavubu ikilisinin arkasında yer a- lan Batıklar, gittikçe Lumumba'nm hakkını teslim etmeye başlamışlar- dı. Hele Kennedy Beyaz Saraya yer- leşince, milletlerarası dunun da ta- mamen Lumumba'nm lehine dönmüş- tü. Nitekim geride bıraktığımla haf- talarda, A.B.D. nin Birleşmiş Millet- lerdeki yeni temsilcisi oStevenson'un ağzıyla yeni Kongo siyasetini açıkla- yan Kennedy idaresi, Kongoda düze- liderlerinin kurulabileceğini, bu liderlerin arasında elbette Lu- mumba'nm da bulunması gerektiğini söylemekten kaçınmamıştı. İşte durumun gün geçtikçe Lu- mumba lehinde geliştiğini gören Mo- butu ve Çombe, Lumumba'dan kur- tulmak için tek çıkar yolun onu orta- dan kaldırmak olduğunu sanmışlar- dır. Gerçi Lumumba'nın ölümü bir esrar perdesi arkasına bürünmek ve suç onun üzerine yüklenmek isten- mektedir ama, Lumumba'nm tutuk bulunduğu çiftlikten kaçarken kendi- ne düşman bir kabilenin mensupları tarafından öldürüldüğü (hikâyesin» yı oltadan kaldırmakla ondan kurtu- lacaklarını sanmakta ne kadar ya- nıldıklarım da, daha ilk günden an- lamış olmalıdırlar. Çünkü şu satırla- rın yazıldığı sırası gelen haberlerde Lumumba taraftarlarının önderleri- nin intikamım almak için harekete geçmeye hazırlandıkları ve Kongo- nun telin bir iç savaşın arefesinde bulunduğu bildiriliyor. oBu haberler gerçekleşirse, Afrikada altı ayı aş- kın bir zamandır sürüp gelen soğuk harp, artık ısınacak demektir. 25