DİL CİL İ Kurumlar Yeni plân ve proğrama doğru Geçen haftanın osonlarına odoğru, günlük gazetelerde pek de yer al- mıyan bir seri toplantı yapıldı. Bu toplantılara memleketimizin ileri ge- len ilim, fikir ve sanat adamlarından 35 kişi katıldı. Toplantılar aralıksız üç gün sürdü ve üç gün içinde 30 saat çalışıldı. Haftanın son günü. hava iyiden iyiye karardıktan sonra biten toplantıdan çıkan üyeler, gerçekten yorgundular ama sıkı ve iyi bir çalış- ma yapmış olmanın da huzuru için- deydiler. Omuzlarına yüklenen so rumluluğu kirlikte paylaşmışlar, netimiyle görevlendirildikleri (o kuru- mun çalışmalarım kir plan ve prog- rama bağlamışlardı. "Plân ve program" sözleri 27 Ma- yıstan önce de sık sık söylenir ama hiç bir zaman hiç kir yerde uygulan- mazdı. 27 Mayıstan sonra hemen her kurumda, her toplulukta bir "plân ve program" yapmak ihtiyacı kendisini hissettirdi. Geçen haftanın son günü saat 19 sıralarında yorgun argın toplantıdan çıkan 35 ilim, fikir ve sanat adamı, Türk Dil Kurumunım Yönetim Kurulu Ü Taptıkları plân ve prog- ram da, Dil Kurumunun önümüzdeki üç yıllık çalışmalarına dairdi. oOÜye- ler birbirleriyle vedalaşarak sessizce dağıldılar, İstanbuldan gelen üyeler de, koşar adım istasyonun yolunu tut tular. Ertesi günü Türk Dil Kurumu Başkam Prof. Tahsin Banguoğlu bir basın toplantısı düzenledi. Yönetim Kurulunun üç gün süren çalışmaları hakkında basma, dolayısıyla halk o- yuna bilgi verdi. Başkanın dedikleri umut verici, güven verici, sevindirici sözlerdi. Önce Dil Kurumunun, geçen on yıllık dönem içindeki durumuna kısaca dokundu. 1950 ile 1960 yılları arasında Türk Dil Kurumu kendi ka- buğuna çekilmiş, varlığını muhafaza- ya çalışmış, bu arada akademik ça- lışmalarına da imkânların elverdiği ölçüde devam etmişti. Devlet ve hü- kümet Dil Kurumundan elini çekmiş- ti. Yalnız elini, yardımını çekmekle kalmamış, Kurumu çalışmaz hale ge- tirebilmek için neler yapılması gere- kiyorsa onları da fazlasıyla yapmıştıı. Bir kere her yıl yapılmakta olan 900 bin liralık yardımı kesmiş, bunu sembolik olarak 1 liraya indirmişti. Bu da bir noktaya kadar Önemli sa- yılmıyabilirdi. Ama düşük iktidar 28 K Tahsin Banguoğlu Bir ilerici bununla da yetinmemiş, doğrudan doğruya Türk dilinin arınma çalış- malarına karşı çıkmıştı. - Anayasayı eski dile çevirmiş, on onbir yaşların- daki körpe Türk çocuklarına "Er- kân-i Harbiye-i Umumiye Riyaseti- dedirtmeğe (o başlamıştı. Bu tutum, her işte ve her alanda olduğu gibi devrimciliğe, Atatürkün eserlerine karşı çıkmak, hattâ düşmanlık et- mek demekti. Düşük iktidarın, ikti- darda kalabilmek için en son daya- nağı da, sâdece gericiliğin sırtım sı- vazlamaktan başka bir şey değildi. Zaman zaman "akademi" sözüyle Türk Dil Kurumunun kapatılması düşünceleri de, düşük iktidara hakim olmuştu. Başkan Banguoglu bu ko- nuyu şu sözlerle bağladı: "“— Türk Dil Kurumunun kapa- turnasına (Atatürkün adı engel ol- muştur." 27 Mayıstan sonra Türk Dil Ku- rumuda çalışmalarına yeni-bir hız verdi. Temmuzda toplanan Kurultay- da yeni bir Yönetim Kurulu seçildi. Türk dilinin benliğine kavuşması için yapılacak çalışmalarda Kurum artık yalnız değildir, İlme değer veren bir idare, dil konusunda da en yetkili or- gan olan Kurumun çalışmalarına, yol göstermelerine odeğer vermektedir. Yönetim Kurulu toplantılarında ilk ve en önemli iş olarak "Anayasının dili" üzerinde duruldu. Bu temel ka- nunumuz güzel ve arı bir türkçeyle yazılırsa, hukuk terimlerinin önemli Ur kısmım hu yolla Türkçeleştirmek mümkün olacaktır. Bu sebeple ilk iş olarak Türk Dil Kurumunun, Kurucu Meclisin ve Anayasa Komisyonunun enirinde çalışmasına karat verildi. Kurumun çalışmaları biri akademik, biri devrimci olmak üzere başlıca Od dala ayrılmış bulunmaktadır. Akade- mik çalışmalarla, araştırmalarla Türk dilinin güzellikleri, zenginlikle- ri ortaya çıkarılacak, dilin grameri, sözlüğü hazırlanacak, bugüne kadar yapılan çalışmalara daha çok his ve- rilecektir. Yeni oOKurulan "Tanıtma Kolu" ile -ki bu kolun başkanı Mayıs toplantısında seçilecektir -türkçenin geniş ölçüde yayılmasına çalışılacak- tır. Banguoglu, Türk Dil Kurumu, bundan böyle hayatın içine, halkın içine girecek" odemektedir. İstanbul ve Ankarada dil seminerleri, radyo- larda "Güzel Türkçe" saatleri, mem- leketin çeşitli yerlerinde konferans Tar, gazete, ajans ve radyo mensup- larıyla daha yakından Ve sıkı bir te- ma», Ulaştırma, P.T.T. ve Basın-Ya- yınla işbirliği, yabancı (kelimelere karşı savaş, bu, "hayatın içine gire- cek" çalışmaların önde gelenlerinden- dir. Kurum bundan sonra yalnız ba- şına çalışmıyacaktır. Bütün çalışma- larına üniversite mensupları, aydın- lar ve gazeteciler katılacaklardır. Ya- pılacak işler arasında, her aydının kullanabileceği bir gramerle, lise sevi- yesinde bir sözlük yazılması işinin yarışmaya çıkarılması da vardır. Bu yarışmalarda derece alanlara da önemli pare armağanları verilecek- tir. Bu suretle Türk Dil Kurumu, A- tatürkün kurma amacına uyan, haya- tın içine giren, türkçeyi daha çok sevdiren bir o çalışmaya yönelmekte ve bu işte Türk hasmı ile Türk ay- dınını işbirliğine çağırmaktadır. AKİS, 20 ŞUBAT 1961