Bir Görüş Zirai Gelir 5 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen eni bir kanunla zirai kazançlar da gelir Vergisine tabi oldu. , Yurdun muhtelif bölgelerindeki çiftçi teşekkülleri, yeni kanunu in- celedikten sonra, kanunun zira! bünyemize oymayan aksaklıklarını tesbit ve ilgililere izah etmek ga- yesiyle Ankarada muhtelif toplan- tılar yaparak görüşlerini derleyen bir rapor neşrettiler. Bu rapor M.- B.K. ve Temsilciler Meclisi üyele- rine gönderildi, ayrıca muhtelif ga- zetelerde de neşrolundu. e Çiftçiler, Zirai verginin ekili ve dikili arazi- den -arazi kıymetine, ürün nevine göre- dekar başına muayyen nis- betler dahilinde alınmasını, hayvan cılıkla uğraşanlar başına bir vergi nisbeti tatbik edil- mesini mukabil tez olarak ileri sürmektedirler. Şimdiye okadar çiftçiler o niçin vergi vermiyorlardı? Bunun muhte- lif sebepleri vardır. o Bâzılarının ileri sürdüğü gibi bu hâl 6âdece rey avcılığından neşet etmiş değildir. İkinci Dünya Harbinin sonuna ka- dar Türkiyede ziraat ekseriyetle orta çağ metotlarıyla yapılmaktay- dı. Memleketimizde makinalı ziraat ve dolayısıyla zira! istihsal artışı İkinci Dünya Harbi sonlarından iti- baren başlar. Bu mevzuda Marshall plânı yardımlarının büyük tesiri gö- rülmüştür. Makinalı ziraat daha bü- yük sahaların ekimine yaramış ve is tihsal bu yönde, artış yoluna gir- miştir. Dekar basma, çiftçi nüfusu başına istihsalde artış pek cüz'i kalmıştır. Amerikada ziraatta ça- lışan her işçi kendisinden başka 17 kişinin zira! istihlâk maddesini is- tihsal etildi halde, Türkiyede her Ziraat işçisi -nikbin bir o hesapla- kendisinin ve iki kişinin ihtiyacını karşılayabilmektedir. Dekar başına istihsal ise Avrupa vasatisinin 96 25'i nisbetindedir. Nüfusumuzun se- nede © 2.7 artmasına mukabil, mili! gelir artışı 99 18 uisbetinde- dir. Bu halde milli refah senede & | azalıyor demektir. AKİS, 20 ŞUBAT 1961 Vergisi ve Bir Teklif Bugün için üzerinde durmamız gereken en mühim husus, "istihsali ne suretle arttırabiliriz?" oolmalı- dır. Milli gelirin yarısını zirai istih- sal teşkil etmektedir. Zirai gelir vergisi; süratle yükseltmek zorun- da olduğumuz zirai istihsalin art- masına yardım edecek midir? Ki- tapların yazdığı âdil vergi sistem- lerini düşünmeden evvel bu sorunun cevaplandırılması lâzımdır. Bir çift- çi olarak verilecek cevap "hayır" dır. Gelir vergisi tatbik edilen tica- ret ve sanayi sektörlerini ele alalım. Ticaret ve sanayide sermaye se- nede asgari üç defa ciro edilir. Her ciro edilişte 9 O kâr bıraksa, mü- kellefler 96 30 brüt kardan vergi ödemiş olurlar. Ziraatte ise sermaye senede bir ciro edilebilir. Brüt kâr İse © 7ilâ8 civarındadır. Tica- rette ve sanayide sermaye, sigorta emniyeti altındadır. Ziraatte ise nakit sermayenin tamamı her tür- lü tabii âfetler ve haşaratın tehdi- dindedir. -Narenciye ziraatini ele alırsak sermaye onuncu senede hâ- sılat temin etmeye başlar, risk da- ha büyüktür-. Bugün için zirai sek- törün, aleyhinde olan şartlara rağ- men, ticari ve sınai sektörle aynı nisbette vergiye tâbi tutulması ne netice verebilir? Haklı olarak ser- maye daha rantabl sahalara te- veccüh eder. Zirai sektöre yatırma yapılamaz. Yatırım olmadan istih- sal artımı da teinin edilemez. Senede bir kaç ay iş bulan zira- at işçisinden de vergi tahsili, def- ter tutma vs. büsbütün üzücü hal- leri ihdas eder. Vergi muafiyetinden istifade için işletmeler küçülür, ver- gi dilimlerinden en avantajlısına gi- rebilmek için az istihsal sağlayan ürünlere yönelmeler olabilir ve do- layısıyla zirai istihsal artacağı yer- de azalır. Zirai maliyet artar ve Turgut YEĞENAĞA dünya fiyatları ile ihraç etme im- kânları ortadan kalkar. İstihlâk a- zalır, işsizlik nisbeti artabilir. Teni usülle vergi tahsili, maliye için yeni masraflar gerektirecektir. 1950 de gelir vergisinin ziraate teş- mil edilmemesi sebeplerinden biri Maliye bakanlığında kaliteli eleman sayısının azlığıydı. 1950 den bu ya- na kaliteli eleman sayısı artmamış, bilâkis azalmıştır. Maliye bakanlı- ğının bu günkü kadrosu gerek ke- miyet ve gerekse keyfiyet bakımın- dan zirai gelir vergisini İyi bir şe- kilde yürütebilecek durumdan uzak- tır. Hâlen gelir vergisi mükellefle- rinden 90 2,5'un hesapları kontrol edilebilmiştir. Teni vergi daha çok masrafla tahsil edilecek ve bütçeye mukannen bir gelir sağlamıyacak- tır. Zirai gelirlerden vergi mutlaka a” hnmalıdır. Ama mesele en iyi usülü bulabilmektir. En iyi usül ne olabi- lir? En iyi usül Japonya ve İtalya- da olduğu gibi dekar başına hay- van sayısı başına mukannen bir vergi almak olacaktır. Faydalan: I — Vergi nisbetini odüşürmek için çiftçi en rantabl usüllerle istih- salini arttırmaya çalışacaktır. 2 — Alışılan bir usüldür, vergi tahsili kolay ve masrafsız olur. 3 — Hükümete zirai politikanın tesbiti ve tatbiki imkânım sağlar -Ziraati herhangi bir ürüne doğru yöneltmek vergi ayarlamasınla ko- laylıkla mümkün olur. yapanlara sıhhatli bir gelir tesbit edebilme İmkânı ve- rir. 5— Vergi muafiyeti daha objek- tif ölçülerle tesbit olunabilir. Çiftçilerin teklif ettiği bu sistem istihsali teşvik edicidir. Aynı siste rain Japonyadakt tatbikatı iyi so- nuç vermiş ve Zirai istihsal on sene içinde yüzdeyüz artmıştır. Bu, kal- kınmamış memleketler için tatbik kabiliyeti olan en iyi vergi usülüdür. 21