Anlatıyor katta görülen bâzı eksikliklerin yine de noksan kalmış olması muhtemeldir. Bunu zaman gösterecektir. Nite- kim, 1946 senesinde ideale yakın bir mükemmellikte saydığımız kanunun eksikleri de tecrübe ile meydana çıkmış bulunuyor. "Mili Birlik Komitesinin bu kanunu süratle ka- rarlaştırmasının bir sebebi, 114 numaralı kanunla yapı- lan tasfiyeye bir mesnet teşkil etmesi düşüncesine da- yanmış olabilir. Muhtar bir müessesede dar veya geniş ölçüde bir tasfiyenin bir kanunla yayılması normal bir usül değildir. Bununla beraber, Milli Birlik Komitesi bir İnkılâp rejimi olması keyfiyet ve selâhiyetine dayana- rak bu yolu tutmuş olsa gerektir. Yâni 114 numaralı kanun esasında bir inkılap kanunudur. "Bu tasfiyede halaların, haksızlıkların vuku bul- ması tabii olduğu gibi, isabetli hususlar da bulunabilir. Eğer, hazırlanmış olan tasfiye listeleri önceden Üniver- sitenin belli kurullarından seçilecek güvenilir ve objek- tif zevatın tetkikinden geçirilmiş olsaydı, hata payı as- gariye inerdi. Bu bakımdan tasfiye kanununun iyi bir niyetle ve vuku bulmuşsa haksızlıkları tamir ve eksik kalmış tasfiyeyi tamamlamak maksadıyla Üniversite organları ile işbirliği halinde yeniden ele alınmış olma- sı, içinde yaşadığımız intikal ve inkılâp devresinin mü- teakip gelişimi itibariyle ümit verici bir (okeyfiyettir. "Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, bir tasfiye ka- nunu ile yüz elli kişinin vazifeden affedildikleri şayia- sını ilk duyduğum zaman buna inanmak istemedim. Ancak, 27 Ekim günü Siyasal Bilgiler Fakültesinde A- nayasa Seminerine hazırlık yaparken tasfiyenin doğru olduğu mevsuk kaynaklardan öğrenildi ve bâzı isimler ortaya atıldı. Ben buna şahsen üzülmekle beraber, ken- dimin de böyle bir liste içerisine gireceğim asla aklım- dan geçmedi. Hâdiseyi, akşam yemeğinde, Ulus gaze- tesindeki Fikret Otyamın bir telefonu ile haber aldım. Gayet sükünetle karşıladım. Daha çok, eşimi teselli du- rumunda kaldım. Beni bu konuda en çok üzen, 114 nu- maralı kanunun 5. maddesi oldu. Çünkü bu madde, gö- revlerinden affedilenlerin bir daha Üniversite öğretim üyeliği vazifesi ile görevlendirilemiyeceklerini tasrih ediyor, buna karşılık 4. madde, bunların diğer görevle- re tâyin edilebilmeleri imkânım mahfuz tutuyordu. Bu- na göre, tasfiyeye uğrayanların görevlerinden affedil- melerindeki müşterek sebebin ilmi ve mesleki kifayet- sizlik olduğu belirtilmiş bulunuyor. Ben ise 30 yıllık hayatımda gerek öğretim, iye araştırma sahasında görevimi başarı ile yapm bulunmaktayım. Son yıl- larda bâzı sebeplerle fakültede yaptığım tedrisat haf- tada 13saat ile 19 saat arasında değişmiştir. Ve bir hafta, on gün gibi bir - iki rahatsızlık müstesna, hiç bir dersimi ihmal etmemişimdir. oYayınladığım eserlerin adedi 14 dür. Bunların 3'ü tercüme, diğerleri teliftir. "Kanaatime göre, haksızlıkların tamiri yoluna gi- rilmiş bulunulması, yukarıda da belirttiğim gibi, ümit AKİS, 4 KASIM 1960 Yavuz Abada 147den biri uyandırıcı bir harekettir. Gerek bu tamir, gerek Üni- versite içerisinde kalıp ta, ilmi ve mesleki kifayetsizli- &i sabit olanların görevlerinden uzaklaştırılması husu- sunda en isabetli kararı verecek olanların, fakülte ve üniversitelerin yetkili organları veya bu organlar ta- rafından seçilmiş bir komisyon olacağı tabiidir."