4 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

4 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA Filmler "Kardeşler" İ smini ve hikâyesini dünya edebiya- tnın sayılı romanlarından birin- den alan bir filmin pek yakında An- karada gösterileceği müjdelendi. Film "Karamazov Kardeşler" ismini taşı- yordu. "Karamazov Kardeşler"i be- yaz perdeye aktarmanın ne kadar zorlu bir iş olduğunu kimse inkâr edemezdi. Filmin senaristi ve reji- sörü Richard Brooks da bunu itiraf etmekten okaçınmıyordu. o Brooks'a göre "Karamazov Kardeşler"in senar- yosu yazılırken gözetilmesi gereken meseleler arasında, romanın hangi kısımlarının beyaz perdeye alınması, hangi kısımların atlanması veya ne gibi sahnelerin filme ilâve edilmesi de senaristin aklına gelebilirdi. Fa- kat Brooks bütün bunların pek önem- li olmadığını iddia etmektedir. Sena- riste göre önemli olan nokta, bu ka- dar zengin" ve karışık bir romanın an- lamına, esas fikirlerine ve ruhuna za- rar vermeden eseri beyaz perdeye aktarabilmektir. Bütün bunları daha önceden dü- şünen Brooks, prodüktör Pandro S. Berman'dan bu hususta bir teklif al- dığı zaman "Bir kere deneyelim" de- miş ve derhal işe başlamıştır. Fakat ilk yapılacak iş senaryoyu yazmak değildi. Hiç olmazsa bunu akıl eden Brooks herşeyden önce "Karamazov Kardeşler"i birkaç defa okudu. Hat- tâ bununla da yetinmeyerek, Dos- toyevski"nin eserini tahin eden 19 kitabı da büyük bir dikkatle gözden geçirdi. Zamanımızın kalbur üstü ya- zarları, adıgeçen romanın psikolojik tesirlerinin ve psikolojik (o yapısının Üstünde duruyorlardı. Bu yazarlar arasında bilhassa Marcel Proust, Ar- nold Benett ve Stefan Zweig göze çarpıyordu. Mesela, Arnold Benett eser için "dünyanın en büyük hâri- kası" demekten kendini alamamıştı. Netice itibariyle, "Kardeşler"in tah- lilini yapan bütün yazarların roma- nın psikolojik bünyesini ele almakta ısrar ettikleri kolayca ortaya çıkı- yordu. Brooks da bu noktaya önem vermek zorundaydı. Üstelik "Karamazov Kardeşler" Freud'dan Marilyn Monroe'ya kadar değişik tipleri tesiri altına alan bir eserdi. Meselâ Freud'a göre "Kar- deşler," "Hamlet" ile boy ölçüşebi- lecek bir eserdi. Brooks'un işi bu se- beplerden de güçleşiyordu. Senaristin önüne çıkan meseleler arasında "Ka- ramazov Kardeşler"i altı saatten da- ha kısa bir film haline getirebilmek te vardı. Fakat film çekilip, göste- rilmeğe başlandıktan sonra Brooks 34 bunun pek zor olmadığını da açıkla- mıştı. Gerçi romanın senaryosunu ya- zarken Brooks aylarca çalışmış, yaz- dıklarını silip işe birkaç defa yeni- den başlamıştı ama, en sonunda da ortaya eserin esas noktalarından bir tanesini bile ihmâl etmeden bir se- naryo , çıkarmıştı. ' Tabii bu kendi fikriydi. Brooks haklı olarak Dostoyevs- ki'nin karakterlerine ait (teferruatlı ve birbirine sıkıca bağlı ( hikâyeleri beyaz perdeye almamıştı. Senaristin iddiasına göre romanda yazarın mu- hayyilesinin derinliğim ve kalem tut- madaki ustalığını göstermekten baş- ka bir gayeye hizmet etmeyen kısım- lar oldukça yüksek bir sayıya erit- mekteydi. Bunda da belki biraz hak- Dimitri, romanın kahramanı olma- ya Aleksi'den daha müsaittir. Brooks'un başarılan arasında, bu noktayı ihmal etmemiş olması da yer alır. Romanın hikâyesi Dimitri" nin et- rafında döner. bir hırsın tesiri altında hareket eden ve şiddetten kaçınmayan bir karak- terdir. Dostoyevski bu karakterle sık sık"Ben Kimim T Ben ne yapıyorum? Ben nereye gidiyorum" diye kanlı canlı, fiziki tarafları kuvvetli bir insanın hissi değerler kazanmak için giriştiği mücadelesini anlatmak- tadır. Dostoyevski'nin bu karakteri, diğer roman kahramanlarında pek görülmeyen zorlu gerçeklerden biri- ne sahiptir. İşte bu gerçeği bir film senaryosuna sokmak ve yine bu ger- çeği oyunla belirtmek belki çor zor bir iştir. Hattâ bunun başarısını gör- 'Karamazov Kardeşler" den bir sahne Kütüphaneden perdeye inmesi güç oldu lıydı. Zaten bu sebepten de senaryoda bu gibi kısımlara yer verilmemişti. Meselâ İvan'ın geniş hayal dünyası, Zossima'nın tasladığı dindarlık ve di- ger bâzı kısımlar Dostoyevki'nin de- hâsını göstermekten başka bir gaye- ye hizmet etmiyordu. Fakat herşeye rağmen Brooks lüzumsuz gördüğü bu kısımları tamamen senaryodan çıkarmağa yanaşmamış ve karakter- lerin davranışlarını açıklamak için romanda yer verilen faktörleri fil- min sahneleri içine teksif etmeğe ça- lışmıştı. Galiba en büyük başarıya da bunu akıl etmekle erişmişti. Kardeşlerden Oo Aleksi, romanın kahramanı olarak yazar tarafından ele alınmıştı. Bu karakter, Dostoyevs- ki'nin en küçük oğlunun genç yaşta Ölümü için duyduğu acının neticesin- de yaratılmıştır. Fakat "Karamazov Kardeşler"de olaylara tesir eden ve hareket noktalarının başlangıcına sebep olan, kardeş, Dimitri'dir. yâni mek imkânsız bile olabilir. O zaman da büyük romanların filmlerini çek- mekten vazgeçmek Hollywood için el- de edilecek en büyük başarılardan biridir. Filmin romandaki neticeyle sona ermemesi ise yine Hollywood'un yü- lardanberi başvurduğu para kazan- ma hırsının bir örneğini teşkil (o et- mektedir. Dostoyevski'nin "Karama- İlyuşa'run cenazesi ile neticelenmekte, Brooks'un filmi ise Dimitri'nin sevgilisi Gruşenka ile kaçmasıyla sona ermektedir. Tabu bu da para kazanma usüllerinin en iyilerinden bir tanesi sayılmaktadır. Hollywood'un çekim formülü, "sonu iyi biten filmin en fazla kazanç geti- " prensibi üzerine kurulmuş- "Karamazov Kardeşler" de Yul Brynner, Maria Schell, Lee J. Cob, Richard Basehart'ın oyunlarıyla bu formüle hizmet etmek için çevrilmiş başarılı filmlerden biri sayılabilirdi. AKİS , 4 KASIM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: