YASSTADA DURUŞMALARI başlarındaki o gün ilk dinlenen ta- nık Hikmet Bil, bu zincire bir yeni halka taktı. Hikmet Bil 1955'de Kıb- rıs Türktür Cemiyetinin Genel Baş- kanı bulunuyordu. Şimdi ise, Beyrut- ta basın ataşesiydi. Menderesle 6 Ey- lül günü konuşmuştu. Hikmet Bilin iddiasına göre (oBaşbakan kendisini görmek istemiş, Menderese bakılırsa Hikmet Bil randevu talep etmişti, ama her halde ikisi o gün Başbakanın otomobilinde bir araya gelmişler ve Suitanahmetten Floryaya kadar bir- likte gitmişlerdi. Hikmet Bil, otomo- bilde konuşulanları anlattı ve buna karşı Menderes bir itirazda bulunma- dı. Bil, Kıbrıs dâvası hükümete malol duğuna göre cemiyetin feshini teklif etmiş, fakat Menderes kabul etme- mişti. Bilâkis, yardım vaadinde bu- lunmuştu. Sonra, Londrada devam e- den konferanstan söz açılmıştı. Men- pülemekle vazifeli bulunduğunu söy- lemişti. Bildirdiğine göre Dışişleri Bakam kendisine bir şifre göndermiş ve aktif olmamızı istemişti. Ayrıca Başbakana, bakılırsa Yunanlılar bir Beyaz Kitap yayınlamışlar ve Kabris- tan başka Bozcaada ve İmroz üzerin- de de hak İddia etmişlerdi. Menderes Hikmet Bile: "— Ben di bir nutuk söyleyece- gim ve Oniki Adayı isteyeceğim" de- mişti. Zorlu döndükten sonra da, yeni bir Kıbrıs politikası tesbit edilecekti. Hikmet Bilin ifadesini Bayar dik- katle -ama sonradan, duymadığı meydana çıktığına göre, daha ziyade "dikkatli görünmeye çalışarak" de- mek lâzımdır-, Menderes ise müsteh- zi dinliyordu. Tanığın ifadesini ta- mamladığını sanarak sual sormak üzere Ayağa kalktı, mikrofonun başı- na geldi. Ancak bu sırada Hikmet Bil "Bir nokta daha var" diyerek devam etti. Menderes, orada dikildi kaldı ve bir süre ayakta bekledi. Hikmet Bil, 6/7 Eylül gecesi İstanbulda Vilâyet makamının halini anlatıyordu, Vilâ- yete A valinin odasındaki te- l mık Gedikin konuştu- gunu düylüştü Gedik, Ankaradaki Sarolla görüşmekteydi ve şöyle de- mekteydi*. "Sizin bildiğiniz gibi de- gil! İstanbul yanıp yıkılıyor.." Bu da, işin başlangıcında bir tertibin bu- lunduğunu Kıbrıs Türktür Cemiyeti- nin Genel Başkanına göstermişti. Menderesin itirazları daha ziyade protokoler mahiyette oldu. Hayıf, kendisi Hikmet Bili görmek isteme- miş. Hikmet Bil kabul edilmek için bin defa müracaat etmişti. Hikmet Bilin Beyruta Basın ataşesi diye gön- derilmesine gelince talep ısrarlı şe- 28 kilde gene ondan gelmişti. Menderes bir de "aktiflik meselesi"ni izaha kal- kıştı, fakat o gün barut gibi olan Baş- kan bunun bir sual olmadığını, isteni- lirse savunma sırasında söylenebile- ceğini bildirerek düşük efendiyi yeri- ne oturttu Hışma uğrayanlar günün diğer tanıkları da, umumi- yetle, sinirli görünen Başkandan azar işittiler. uzura ilk alınan İs- tanbulun düşük rum milletvekili A- leksandr Hacopulos oldu. Hacopulos daha evvel dinlenmişti, ama bildikle- rini eksik söylediği anlaşılmıştı. Baş- kan "Evvelden sathi malümat verip savuştuğunuz için yeniden dinliyo- ruz" dedi ve düşük milletvekilinin 6/ Eylül hâdiseleri hakkında Muhalefe- tin verdiği Meclis Tahkikatı önerge- sinin müzakeresi sırasında söylen- mişti. Düşük efendi, o kendisine has son derece asil ve edebi ifade tarzıy- la "Tahkikat mı? Siz avucunuzu ya- layın!" haykırmıştı. Başsavcı, Menderesin böyle bir tahkikat açıl- masını neden şiddetle reddettiğini. öğrenmek istiyordu. Sabık Başbakan mikrofonun başına geldi ve bunun "Bir Parlâmento ifadesi" olduğunu söyledi. Sonra da, gene "yutturmaca" usullerine başvurdu. zaten mesele tahkik omevzuuydu yeniden ne tahkikatı açılacaktı? ör. fi idare makamları, Adliye harekete geçmişlerdi. Tahkikat açılmıştı. Ama 6/7 Eylül sanıkları bir arada Suçlu kim? 7 Eylülün heyecanı içinde Mecliste yaptığı konuşmayı Zzabıtlardan oku- du. Bu konuşmasında e takım zabıta memurlarının dair emirler vardır" dediklerini belir. tiyor, o hâdiselerin tertip olduğunu kuvvetle ileri sürüyordu. Zabıta göz yummuştu. "Buna dair emirler" var dendiğine göre tertip kimin eseriydi ? Başkanın bu suali karşısında Haco- pulos hık-mık etti. Halbuki Mecliste- ki konuşmasından, tertipçilikle hükü-. meti suçlandırdığı açık şeküde belli oluyordu. Hacopulos yerine gönderildikten sonra Başsavcı -Altay Egesel oraday- dı- bir başka Meclis zaptı okudu. Sözler Adnan Menderese aitti ve 6/7 Başol, "yutmâya" hiç niyeti* görün- müyordu: "— Hayır, hayır.. O değil. Meclis tahkikatı tenler, yâni siyasi me- suliyetlerin de tahkiki.. Siz onu söy- eyin!" Menderesin söyleyecek bir şeyi yoktu ki.. Dramatik ifade günün alâka çekici ikinci ifadesi, Köprülünün sözleri oldu. Eski ku- nık vaziyetindeyken bir ifade vermiş- ti. Bu ifadesinde, kanaatinin 6/7 Ey- lül hâdiselerinin Menderes tarafın- dan tertiplendiği merkezinde bulun- duğunu son derece açık şekilde beyan etmişti. Başsavcının talebi üzerine AKİS, 4AKASIM 1960